Kelb

Kelb (Arapçaبنو كلب), Yemen menşeli büyük bir Kahtani Arap kabilesidir.

Aslen Yemen menşeli olan Kelbliler çoğunlukla kuzeybatı Arabistan ve orta Suriye çöllerinde özellikle, Dumet-ül Cendel, Tedmür, Sava ve Semâve civarında oturuyorlardı. Kabilenin başlıca kolları Benî Adî, Benî Züheyr, Benî Uleym, Benî Cenâb b. Hubel, Benî Abdullah ve Benî Ureyne'dir. İslam'dan önce Kelb, el-Cevf ve Vadi Sirhan bölgelerinin yanı sıra Suriye ile Irak arasındaki geniş çöl bölgesi Semave'ye de hakimdi. Müslümanların fethinden sonra kabile, varlığını Suriye'ye doğru genişletti ve Golan Tepeleri, kuzey Ürdün Vadisi, Şam bölgesi, Humus ve Palmira'nın içi ve çevresinde hakim konumu ele geçirdi. 11. yüzyılda Fatımi yönetimi ilerledikçe, kabilenin Şam ile Palmira arasındaki ana yoğunlaşması Şam, Havran ve Anti Lübnan Dağları arasındaki yerleşim bölgelerine kaydı.

4. yüzyılda Bizans'ın siyasi ilişki içinde olduğu kabilelerden birisiydi. 6. yüzyıla gelindiğinde Kelb, büyük ölçüde Hıristiyanlığı benimsemiş ve Bizans'ın Arap müttefiklerinin liderleri olan Gassaniler'in yönetimi altına girmiştir. İslam peygamberi Muhammed'in, Zeyd bin Harise ve Dihyetü'l Kelbi gibi yakın sahabesinden birkaçı Kalb'liydi. Fakat kabilenin büyük bir kısmı Muhammed'in 632'deki ölümüne kadar Hristiyan olarak kaldı. Kelb'in tarafsız kaldığı Bizans Suriye'sinin fethinde Müslümanlar önemli ilerleme kaydedip de güçlenince, kabile de hızla İslam'a girmeye başladı. Önemli askeri deneyime sahip büyük bir göçebe kabile olan Kelb, Müslüman devleti tarafından önemli bir müttefik olarak görülüyordu. Kelb'in önde gelen alt boyları Emevi hanedanıyla evlilik bağları kurdu ve kabile, Suriye merkezli Emevi Halifeliği'nde (661–750), I. Muaviye'den (hk. 661–680) Abdülmelik'in (hk. 685–705) erken dönemine kadar ülkenin askerî gücü haline geldi.

Arap nesep geleneğinde kabilenin atasına Arapçada 'köpek' anlamına gelen Kelb ismi verilmiştir.[1] Kelb'in babası Vabara'ydı ve annesi Bahralı Esma bint Dureym bin el-Kayn bin Ahvad, tüm çocuklarına vahşi hayvanların adını verdiği için Ümmü'l Asbu (lafzen "vahşi hayvanların annesi") olarak biliniyordu.[2] Kelb, varlığı kuzey Hicaz'dan kuzey Suriye bozkırlarına kadar uzanan Kuda'a kabile birliğinin bir parçasıydı. Kelb, Kuda'a'nın göçebe alanlarının kuzey yarısındaki en büyük boyuydu.[3] Kuda'a'nın kökenleri belirsizdir ve Arap soybilimcilerin iddiaları çelişkilidir.[4] Bazı kaynaklar Kuda'a'nın Maad'ın oğlu olduğunu, dolayısıyla kabilenin kuzey Araplar veya güney Arapların yarı efsanevi atası Himyer'ın soyundan geldiğini iddia ederler.

Câhiliye döneminde Kelbliler de Kudâalılar gibi Dûmetülcendel'de bulunan Ved adındaki puta tapıyorlardı. Halife Osman'ın Nâile adında Kelbli bir hanımla evlenmesi, daha sonraki yıllarda görülen Kelbliler'le Emevîler arasındaki yakınlığın başlangıcı olarak kabul edilebilir. I. Muâviye'nin Şam bölgesindeki en ateşli destekçileri Kelbliler idi. Bunun başlıca sebeplerinden biri muhtemelen, I. Muâviye'nin Şam'da Kelb mahallesinde oturması ve Halife Osman gibi onlardan bir hanımla evli olmasıdır. Nitekim I. Muâviye, hısımlarının kendisine verdikleri desteği boşa çıkarmamak için Kelbli hanımından doğan I. Yezîd'i veliaht ilan etmiştir.[5]

Özel
  1. ^ Chatty 2018, s. 846.
  2. ^ Fück 1978, s. 492.
  3. ^ Caskel 1966, s. 369.
  4. ^ "KUDÂA (Benî Kudâa)". TDV İslâm Ansiklopedisi. 10 Aralık 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Aralık 2023. 
  5. ^ Özkuyumcu 2002, s. 203-204.
Genel