Etmeydanı

Yeniçeri askerlerinin ve komutanları (Sanadid-i Bektaşiyan) Ağa ve Çorbacıları'nın toplananıp cem ettikleri, "seğirtme" denen yarışmaları ve talimlerini yaptıkları, zaman zaman koyun keserek yedikleri meydandır. “Yeni Odalar” denen Yeniçeri kışlalarının bulunduğu ve Yeniçeri ayaklanmalarının genellikle başladığı yer olan Etmeydanı'nın bulunduğu bölge günümüzde İstanbul Üniversitesi arkasındaki Ağa Kapısı civarındadır. Bu meydanda Etmeydanı Tekkesi de bulunur ve Bektaşi Ocağına mensup Yeniçeriler ibadetlerini bu tekkede yaparlardı.

İkinci Mehmet zamanında inşa edilmiş olan Yeni Odalar burada bulunmaktaydı. İstanbul'daki ilk Yeniçeri kışlası olan Eski Odalar ise bugünkü Şehzadebaşı Caminin karşısında yer almaktaydı. Etmeydanı'nda aynı zamanda Yeniçeriler'e ait bir de Orta Cami bulunmaktaydı ki bu cami bugün Ahmediye Cami adı ile halen ibadete açıktır. Aslında Etmeydanı'ndan kalan tek hatıra bu cami ile karşısında yer alan Ortaçeşme'dir. Bu çeşmenin de kanlı bir tarihi vardır. Çeşmeyi yaptıran Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'nın cesedi bu çeşmede sergilenmiştir.

1826 yılına kadar Yeniçeri Ağası'nın resmi makamı olan binadır.

Süleymaniye'de İstanbul Müftülüğü ile İstanbul Üniversitesi'nin Botanik Enstitüsü olarak kullanılan yerinde idi. Ağa Kapısı daha önceleri Çarşıkapı'da iken 17. yüzyıl ortalarında buraya taşındı.

1826 yılında Yeniçeri, Bektaşi ve Ahi Ocakları'nın kaldırılışına kadar Yeniçeriler'in en büyük subayı olan Yeniçeri Ağası burada yaşardı. Burası, Yeniçeri Ağası'nın komutanlık makamıydı. Yanında ağanın lojmanı ve harem kısmı da vardı. Osmanlılarda "kapı" sözcüğü resmi daire anlamına geldiği için buraya Ağa Kapısı, Ağa Dairesi de denmiştir.

1622 yılında II. Osman, ayaklanan Yeniçeriler'den kaçarak Ağa Kapısı'na sığınmıştır.

Birçok defa yanan bu bina her seferinde yeniden selamlık ve harem kısımları ile bir saray gibi yapıldı. 1659 yılında İstanbul'un dörtte üçünü yakan yangında Ağa Kapısı harabeye döndü. 1749'da Küçükpazar Yangınından sonra da yanan Ağa Sarayı yeniden inşa edilirken kâgir kule yerine ahşap bir yangın kulesi yapıldı. Fakat 1774 yılındaki Cibali Yangınında saray ve kule tekrar yandı. Ali Emiri Efendi Kütüphanesi'nde, Ali Emiri Efendi'nin kitapları arasındaki bir yazma risalede, H. 1196 (M.1774) Cibali yangınına dair geniş bilgi vardır. İstanbul'u kasıp kavuran bu yangının Ağa Kapısı bölümüne de değinilmiştir.

Ağa Kapısı binası Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasından sonra yeniden yapılırcasına tamir edildi. Tamirden sonra binanın Bâb-ı Meşihat (Şeyhülislam Kapısı) olarak kullanılmasına karar verildi. Şeyhülislamlık buraya taşınacağı zaman da Hocapaşa Yangını çıktı. Serasker Bahçesi'nde çadırlarda bulunan sadrazam ve maiyeti, Babıali yangını dolayısıyla Babıali'ye taşınamadıkları için bu binaya yerleştiler. Buranın adı bir süre Serasker Kapısı oldu.

Serasker Dairesi, şimdiki İstanbul Üniversitesi binasının yerinde bulunan Eski Saray'a geçince de buraya Meşihat Dairesi taşındı. Bahçedeki yanmış olan ahşap yangın kulesi 1849 yılında kâgir olarak (Bayezid Kulesi) yeniden yapıldı. Saltanatın kaldırılışına kadar bina Şeyhülislam Dairesi olarak kullanıldı.

1924 yılında, Cumhuriyet döneminde bina bir süre İstanbul Kız Lisesi'ne verildi. 1927 yılında[1] Kız lisesi iken çıkan bir yangın sonunda bina tamamen yandı. Sadece, şimdiki müftülük binası olarak kullanılmakta olan Fetvahane binası kurtarılabildi. Yanan yere 1935-37 yılları arasında Alfred Heilbronn İstanbul Üniversitesi Botanik Enstitüsü için bir bina ve 1935 yılında hizmete açılan bir botanik bahçe yapılmıştır.[2] Bina Avusturya'lı mimar Ernst Egli tarafından 3 katlı biçimde inşa edilmiş, daha sonra şehrin silüetine etkisinin çok fazla olduğu öne sürülerek binanın üst 2 katı yıkılmıştır. İstanbul Üniversitesi Alfred Heilbronn Botanik Bahçesi, 2019 yılında İstanbul Müftülüğü'ne devredilmiş ve ziyarete kapanmıştır.

Tarihte Ağa Kapısı olayları pek çoktur. Bunların en önemlileri, Asakir-i Mansure'ye mensup olanların isyanlarıdır. Bunlar Yeniçerilik gayretiyle yangın kulesinin altında toplanarak başkaldırmışlar ve kuleyi ateşe vermişlerdir. Maaşlarını ve diğer sosyal haklarını alamadıkları gerekçesiyle isyan eden Yeniçeriler Serasker Paşa'yı indirmek istediler, ancak çabaları başarıya ulaşamadı ve elebaşları Üsküdar'a geçerken yakalanarak idam edildi. Ağa Kapısı'ndaki diğer önemli olay Patrona Halil İsyanıdır. Patrona Halil'in başlattığı ayaklanmanın hızla büyüyerek İstanbul'u korku ve heyecana vermesinden sonra bir kısım Yeniçerilerin Et Meydanı'na kazan koymaları, Bostan Kapısı'nda arkadaşlarından ayrılan Patrona Halil'in Ağa Kapısı'na gelerek oradaki mahkûmları salıverip peşine takması ve oradan Cebehane'ye gitmesi, Beşinci Bölük'ün kazanını zorla çıkartması gibi tarihimizdeki önemli olaylar bu dönemde yaşanmıştır.

  1. ^ www.mavigen.com, Mavigen Digital Agency |. "İstanbul Yangınları - İstanbul İtfaiyesi". itfaiye.ibb.gov.tr. 14 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Şubat 2024. 
  2. ^ Üniversitesi, İstanbul. "İstanbul Üniversitesi | Tarihten Geleceğe Bilim Köprüsü - 1453". muzeyum.istanbul.edu.tr. 14 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Şubat 2024.