Amerika Birleşik Devletleri ekonomisi

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Birleşik Devletler ekonomisi
Birleşik Devletler'in finans merkezi New York.[1]
Derece1. (Nominal) / 2. (SAGP)
Para birimiAmerikan doları
Mali yıl1 Ekim 2016 – 30 Eylül 2016
Ticaret organizasyonlarıNAFTA, OECD, DTÖ, G-20, G8 ve diğerleri
İstatistikler
GSYİHartış US$26.854 trilyon (2023) [2]
GSYİH büyümeartış 1.6% (2023f)[3]
Kişi başı GSYİHartış $80,034 (2023)[2]
Sektörel GSYİH dağılımıTarım: %1.6
Endüstri: %20.8
Hizmet: %77.6 (2015)[4]
Enflasyon (TÜFE) %1.7 (Mayıs 2015)[5]
Yoksulluk sınırı
altındaki nüfus
%13.66 (2015)[6]
Gini katsayısı38 (2013)[7]
İşgücüartış 164.409 million (2022)[8]
İşsizlik3.4% (2023)[8]
  • 10.4% genç işsizliği (2022; 16 ila 19 yaşındakiler)[8]
Ana endüstrilerPetrol, çelik, motorlu taşıtlar, havacılık ve uzay, telekomünikasyon, kimyasallar, savunma sanayi, elektronik, gıda işleme, tüketim malları, ahşap, madencilik
İş yapılma kolaylığı sıralaması7.[9]
Dış ticaret
İhracatartış $3.009 trillion (2022)[10]
İhraç mallarımakine, ara mallar, tüketim malları, motorlu taşıtlar ve parçalar, gıda, yem ve içecekler (2014)[11]
Ana ihracat ortakları Kanada %18.6
 Meksika %15.7
 Çin %7.7
 Japonya %4.2 (2015)[12]
İthalatUS$2.35 trilyon (2014)[13]
İthalat mallarısermaye malları, tüketim malları, endüstriyel gereçler, motorlu taşıtlar ve parçalar, ham petrol, gıda, yem ve içecekler (2014)[14]
Ana ithalat ortakları Çin %21.5
 Kanada %13.2
 Meksika %13.2
 Japonya %5.9
 Almanya %5.5 (2015)[15]
DYY sermayesiUS$2,8 trilyon (2013)[16]
Kamu maliyesi
Kamu borçlarıUS$19,268 trilyon (2015, 1.Ç)[17]
GelirlerUS$3 trilyon[18]
GiderlerUS$3,5 trilyon[19]
Ekonomik yardımODA US$48 milyar (2012)[20]
Kredi derecelendirme
Dış rezervlerUS$0,14 trilyon (16 Mayıs 2014)[25]
Ana veri kaynağı: CIA World Fact Book
Diğer bir bilgi verilmemiş, değerlerin tümü ABD Doları ile ifade edilmiştir.

Amerika Birleşik Devletleri ekonomisi, oldukça gelişmiş bir liberal-kapitalist piyasa ekonomisidir.[26][27] Nominal olarak dünyanın en büyük ve satınalma gücü paritesi bakımından ikinci büyük ekonomisi olup nominal olarak dünya GSYİH'sinin %22'sini oluşturmaktadır.[28]

ABD dünyadaki teknolojik olarak en güçlü ekonomiye sahiptir ve şirketleri teknolojik ilerlemelerde ön sıralarda ya da ön sıralara yakın yer almaktadır.[29] Ekonomisi istikrârlı bir GSYİH büyüme hızı, ılımlı bir işsizlik oranı, yüksek seviyede araştırma ve sermaye yatırımlarını muhafaza etmiştir.[30]

ABD geniş doğal kaynaklara, gelişmiş bir altyapıya ve yüksek iş verimliliğine sahiptir.[31] ABD dünyanın en büyük ticaret ülkelerinden biridir[32] ve dünyanın ikinci büyük imalatçısıdır.[33] Ayrıca dünyanın en büyük petrol[34] ve doğalgaz üreticisidir.[35] 2013 yılı itibarı ile dünyanın dokuzuncu yüksek kişi başına GSYİH'e (nominal) ve 10. yüksek kişi başına GSYİH'e (SAGP) sahiptir.[36][37] ABD diğer OECD ülkeleri ile kıyaslandığında ortalama en yüksek hane ve çalışan gelirine sahiptir ve 2010 yılı itibarı ile dördüncü yüksek ortalama hane gelirine sahiptir.[38][39] ABD dünyanın en büyük tüketici pazarını temsil etmektedir.[40] Dünyanın en büyük 500 şirketinin 128'i ABD merkezlidir.[41]

Amerika Birleşik Devletleri dünyanın en büyük ve en etkili finansal piyasalardan birine sahiptir. New York Menkul Kıymetler Borsası piyasa değeri bakımından dünyanın en büyük menkul kıymetler borsasıdır.[42] Amerikan doları çoğu uluslararası işlemlerde kullanılan ve dünyanın önde gelen rezerv para birimi olup II. Dünya Savaşı'ndan bu yana uluslararası kuruluşlarda merkezi bir rol oynamaktadır.[43]

Geçmiş[değiştir | kaynağı değiştir]

Sömürge dönemi ve 18. yüzyıl[değiştir | kaynağı değiştir]

Amerika Birleşik Devletleri'nin ekonomi tarihi, 17. ve 18. yüzyıllarda Amerika'daki yerleşimlerle başladı. Amerikan kolonileri, marjinal olarak başarılı sömürge ekonomilerinden, 1776'da Amerika Birleşik Devletleri haline gelen köle emeğini kullanan küçük, bağımsız bir tarım ekonomisine geçiş yaptı.

19. yüzyıl[değiştir | kaynağı değiştir]

Washburn ve Moen Üretim Şirketi, Worcester, Massachusetts, 1876

ABD, 180 yılda dünya ekonomisinin beşte birini oluşturan devasa, bütünleşik, sanayileşmiş bir ekonomiye dönüştü. Sonuç olarak, kişi başına düşen ABD GSYİH'sı Birleşik Krallık'ın yanı sıra daha önce ekonomik olarak takip ettiği diğer ülkeleri de sonunda aştı. Ekonomi, dünyanın her yerinden milyonlarca insanın göçmenlerini çekerek yüksek ücretlerini sürdürdü.[kaynak belirtilmeli]

1800'lerin başında, Amerika Birleşik Devletleri çiftliklerdeki nüfusun yüzde 80'inden fazlasıyla büyük ölçüde tarımsallaştı. Üretimin çoğu kereste ve testere değirmenleri, dokuma, çizme ve ayakkabı ile hammadde dönüşümünün ilk aşamalarına odaklanmıştı. Zengin kaynak bağışları, on dokuzuncu yüzyılda hızlı ekonomik genişlemeye katkıda bulundu. Geniş arazi kullanılabilirliği, çiftçilerin sayısının büyümeye devam etmesine izin vermiş, ancak üretim, hizmet, ulaşım ve diğer işkollarındaki etkinlikler çok daha hızlı bir şekilde büyümüştür. Böylece, 1860 yılına kadar ABD'deki çiftlik nüfusunun payı yüzde 80'den kabaca yüzde 50'ye düşmüştü.[44]

19. yüzyılda, durgunluklar sıklıkla mali krizlerle çakıştı. 1837 Paniğini, bankaların başarısızlığı ve daha sonra çok yüksek işsizlik seviyeleri ile beş yıllık bir depresyon izledi.[45] Çünkü yüzyıllar boyunca ekonomideki büyük değişiklikler nedeniyle, çağdaş durgunlukların ciddiyetini erken durgunluklarla karşılaştırmak zordur.[46] II. Dünya Savaşı'ndan sonra durgunluklar, daha önceki durgunluklardan daha az şiddetli görünmektedir, ancak bunun nedenleri belirsizdir.[47]

20. yüzyıl[değiştir | kaynağı değiştir]

Los Angeles, Kaliforniya'da, petrol kuyuları, 1905

Yüzyılın başında mevcut yenilikler ve halihazırda iyileştirmelerdeki gelişmeler, Amerikan tüketicileri arasında yaşam ölçütlerinde iyileştirmeler için kapıyı açmıştı. Birçok kuruluş ölçek ekonomileri ve ulus çapında operasyonları yürütmek için daha iyi iletişimden yararlanarak genişçe büyüdü. Bu endüstrilerdeki yoğunlaşma, fiyatları daha yüksek ve daha düşük hale getirecek tekel korkularını artırmıştı, ancak bu şirketlerin çoğu maliyetleri o kadar hızlı düşmekteydi ki, eğilimler bu endüstrilerde daha düşük fiyat ve daha fazla çıktıya yöneliyordu. Birçok işçi, genellikle dünyanın en yüksek ücretlerini sunan bu büyük işletmelerin başarısını paylaştı.[48]

Amerika Birleşik Devletleri, en azından 1920'lerden beri GSYİH açısından dünyanın en büyük ulusal ekonomisi olmuştur.[49] 1930'ların Büyük Buhranını takip eden uzun yıllar boyunca, durgunluk tehlikesi en ciddi şekilde ortaya çıktığında, hükûmet ekonomiyi yoğun bir şekilde tükenmeye yönlendirerek ya da tüketicilerin daha fazla harcama yapması için vergileri keserek ve para arzında hızlı büyümeyi teşvik ederek güçlendirmişti. Ekonomiyi istikrâra kavuşturmak için en iyi araçlar hakkındaki görüşler 1930'lar ve 1980'ler arasında önemli ölçüde değişim göstermiştir. 1933'te başlayan Yeni Anlaşma döneminden 1960'ların Büyük Toplum girişimlerine kadar, ulusal politika yapıcılar esas olarak ekonomiyi etkilemek için Maliye politikasına dayanıyordu.[kaynak belirtilmeli]

Consolidated Vultee Fabrikasındaki Consolidated B-24 Liberator uçakları, Fort Worth, Teksas, 1943

Yirminci yüzyılın dünya savaşları sırasında, Birleşik Devletler savaşçıların geri kalanından daha iyi durumdaydı, çünkü Birinci Dünya Savaşı çatışmalarının hiçbiri ve İkinci Dünya Savaşı'nın çatışmalarının nispeten azı Amerikan topraklarında gerçekleşmedi (ve 48 eyaletten hiçbiri). Yine de, Amerika Birleşik Devletleri'nde bile, savaşlar fedakârlık anlamına geliyordu. İkinci Dünya Savaşı etkinliğinin zirvesinde, ABD GSYİH'sının yaklaşık yüzde 40'ı savaş üretimine ayrılmıştı. Ekonominin büyük alanlarıyla ilgili kararlar büyük ölçüde askerî amaçlar için yapılmış ve neredeyse tüm ilgili girdiler savaş çabasına tahsis edilmişti. Birçok mal karneye bağlandı, fiyatlar ve Ücretler denetlendi ve birçok dayanıklı tüketim malı artık üretilmedi. İşgücünün büyük kesimleri orduya girmiş, bunlara yarı ücret ödenmiş ve bunların kabaca yarısı felâket yoluna gönderilmişti.[50]

İngiliz ekonomist John Maynard Keynes tarafından geliştirilen yaklaşım, seçilmiş yetkililere, harcama ve vergiler ABD Başkanı ve Kongre tarafından kontrol edildiğinden dolayı ekonomiyi yönetmede öncü bir rol biçmişti. "Bebek Patlaması" olarak bilinen 1942–1957 döneminde doğurganlıkta çarpıcı bir artış görüldü; depresyon yıllarında gecikmiş evlilikler, refahtaki bir artış, banliyölerde tek aile evlerine olan talep (şehir içi dairelerin aksine) ve geleceğe dair yeni iyimserlikten kaynaklı çocuk doğurmalara neden oldu. Patlama, yaklaşık 1957'de zirveye ulaşmış, sonra yavaş yavaş azalmıştır.[51] 1973'ten sonra yüksek enflasyon, faiz oranları ve işsizlik dönemi, ekonomik etkinliğin genel hızını düzenleyen bir araç olarak maliye politikasına olan güveni zayıflatmıştır.[52]

ABD ekonomisi 1946'dan 1973'e kadar ortalama %3.8 oranında büyümüşken, gerçek ortalama hanehalkı geliri %74 (veya yılda %2.1) artmıştır.[53][54]

Son yıllarda en kötü durgunluk, kayıp verim açısından, 2007-08 mali krizi sırasında meydana gelmiş, GSYİH, 2008 ilkbaharından 2009 ilkbaharına kadar %5.0 düşmüştür. Diğer önemli durgunluklar 1957-58 yılında gerçekleşti; GSYİH, 1973 petrol krizinden sonra %3.7 düştüğünde, 1973'ün sonlarından 1975'e kadar %3.1 düşüş kaydedilmiş ve GSYİH'nın %2.9 oranında azaldığı 1981-82 durgunluğunda düşüş yaşanmıştır.[55][56] Son zamanlarda, hafif durgunluk 1990-91 gerilemesini, çıktının %1.3 oranında düşüşünü ve GSYİH'nın %0.3 oranında kaydığı 2001 durgunluğunu içeriyordu; 2001 krizi sadece sekiz ay sürmüştü. Öte yandan, en güçlü ve sürdürülebilir büyüme dönemleri, 1961'in başından 1969'un ortasına, %53'lük (yılda %5.1), 1991'in ortalarından 2000'in sonlarına, %43'lük (yılda %3.8) ve 1982'nin sonundan 1990'ların ortasına, %37'lik (yılda %4) genişleme olarak gerçekleşmişti.[55]

Mount Pleasant, Iowa'daki bir McDonald's restoranı

1970'lerden bu yana, gelişmekte olan birçok ülke ABD ile ekonomik uçurumu kapatmaya başladı. Çoğu durumda, bu, eskiden ABD'de üretilen malların imalatını; nakliye maliyetini düşürüp, daha yüksek bir kâr amacıyla daha az maliyet için işlerini diğer ülkelere taşımalarından kaynaklanıyordu. Diğer durumlarda, bazı ülkeler yavaş yavaş daha önce sadece ABD ve diğer birkaç ülkenin üretebileceği aynı ürün ve hizmetleri üretmeyi yavaş yavaş öğrenmişti. ABD'deki reel gelir artışı yavaşlamıştı.

21. yüzyıl[değiştir | kaynağı değiştir]

Amerika Birleşik Devletleri ekonomisi, 2001'de alışılmadık derecede yavaş olan bir iş toparlanması ile durgunluk yaşadı ve işlerin sayısı, 2005 Ocak ayına kadar Şubat 2001 seviyesine çıkmamıştı.[57] Bu "işsiz kurtarma", bir konut balonunun ve tartışmasız daha geniş bir borç balonunun oluşması ile çakışmış, hanehalkı borcunun GSYİH'ye oranı 2001 yılının ilk çeyreğinde rekor seviyedeki %70'ten 2008'in ilk çeyreğinde %99'a yükselmiştir. Ev sahipleri, yakıt tüketimi için balon fiyatlı evlerine karşı borç alarak borç seviyelerini yükseltirken, GSYİH'ya sürdürülebilir olmayan bir destek sağlıyorlardı. Konut fiyatları 2006 yılında düşmeye başladığında, ipoteklerin desteklediği menkul kıymetlerin değeri önemli ölçüde düştü ve geleneksel, düzenlenmiş mevduat bankacılığı sistemini aşan ve esasen düzenlemesiz mevduat dışı bankacılık sisteminde bir bankanın eşdeğeri olmasına neden olmuştu. Birçok ipotek şirketi ve diğer mevduat dışı bankalar (örneğin, yatırım bankaları) 2007-2008'de ağırlaşan bir krizle karşı karşıya kalmış, bankacılık krizi Eylül 2008'de Lehman Brothers'ın iflası ve diğer bazı finansal kurumların kurtarılması ile zirveye çıkmıştı.[58]

Bush yönetimi (2001–2009) ve Obama yönetimi (2009–2017), yüksek faiz açıkları ile bankacılık kurtarma programları (Troubled Asset Relief Program, TARP) ve Keynesyen teşvik uygulamalarını hayata geçirirken, Federal Rezerv sıfıra yakın faiz oranlarını korudu. Hanehalkının, 1947'den bu yana yalnızca 2009-2012 yıllarında borçlarını ödediği[59] ve toparlanmaya büyük bir engel sunduğu için bu önlemler ekonominin iyileşmesine yardımcı olmuştu.[58] Reel GSYİH, 2011 yılına kadar kriz öncesi (2007 sonu) zirvesini,[60] 2012 2. çeyreğe kadar hanehalkı net değerini,[61] Mayıs 2014'e kadar tarım dışı bordro işlerini[57] ve Eylül 2015'e kadar işsizlik oranını geri kazanmıştır.[62]

Bu değişkenlerin her biri, bu tarihlerden durgunluk sonrası kayıt bölgesinde devam etmiş ve ABD'nin iyileşmesi Nisan 2018'de ikinci en yüksek toparlanma olmuştur.[63]

Halkın elinde tuttuğu borç, ulusal borcun bir ölçüsü, 21. yüzyıl boyunca 2000 yılında %31'den 2009 yılında %52'ye ve 2017 yılında GSYİH'nın %77'sine yükselerek 207 ülke arasında 43. sırada kendine yer bulmuştur. Gelir eşitsizliği 2007'de zirveye çıkmış ve büyük durgunluk sırasında düşmüştü, ancak 2017'de hâlâ 156 ülke arasında 41. sırada yer alıyordu (yani, ülkelerin %74'ünün daha eşit bir gelir dağılımı vardı).[64]

Veri[değiştir | kaynağı değiştir]

Aşağıdaki tablo 1980-2019 yılları arasındaki temel ekonomik verileri göstermektedir.[65][66]

Yıl Nominal GSYİH
(milyar ABD doları)
Kişi başına GSYİH
(ABD doları olarak)
GSYİH artışı
(reel)
Enflasyon oranı
(yüzde olarak)
İşsizlik
(yüzde olarak)
Bütçe dengesi
(GSYİH'nın %'si olarak)[67]
Halk tarafında tutulan hükûmet borcu
(GSYİH'nın %'si olarak)[68]
Cari hesap
dengesi
(GSYİH'nın %'si olarak)
2019 artış21,439.0 artış64,674 artış%2.2 %1.8 %3.5 azalış%−4.6 %78.9 azalış%−2.5
2018 artış20,494.1 artış62,606 artış%2.9 %2.4 %3.9 azalış%−3.8 %77.8 azalış%−2.3
2017 artış19,485.4 artış59,895 artış%2.4 %2.1 %4.4 azalış%−3.4 %76.1 azalış%−2.4
2016 artış18,707.2 artış57,878 artış%1.6 artış%1.3 %4.9 azalış%−3.1 %76.4 azalış%−2.4
2015 artış18,219.3 artış56,770 artış%2.9 artış%0.1 %5.3 azalış%−2.4 %72.5 azalış%−2.4
2014 artış17,521.9 artış54,993 artış%2.6 artış%1.6 %6.2 azalış%−2.8 %73.7 azalış%−2.1
2013 artış16,691.5 artış52,737 artış%1.8 artış%1.5 %7.4 azalış%−4.0 %72.2 azalış%−2.1
2012 artış16,155.3 artış51,404 artış%2.2 %2.1 %8.1 azalış%−5.7 %70.3 azalış%−2.6
2011 artış15,517.9 artış49,736 artış%1.6 %3.1 %8.9 azalış%−7.3 %65.8 azalış%−2.9
2010 artış14,964.4 artış48,311 artış%2.5 artış%1.6 %9.6 azalış%−8.6 %60.8 azalış%−2.9
2009 azalış14,418.7 azalış46,909 azalış%−2.8 %−0.3 %9.3 azalış−9.8% %52.3 azalış%−2.6
2008 artış14,718.6 artış48,302 azalış%−0.3 %3.8 %5.8 azalış%−4.6 %39.4 azalış%−4.6
2007 artış14,477.6 artış47,955 artış%1.8 %2.9 Sabit%4.6 azalış%−0.8 %35.2 azalış%−4.9
2006 artış13,855.9 artış46,352 artış%2.7 %3.2 %4.6 azalış%−0.1 %35.4 azalış%−5.8
2005 artış13,093.7 artış44,218 artış%3.3 %3.4 %5.1 azalış%−1.2 %35.8 azalış%−5.7
2004 artış12,274.9 artış41,838 artış%3.8 %2.7 %5.5 azalış%−2.3 %35.7 azalış%−5.1
2003 artış11,510.7 artış39,592 artış%2.8 %2.3 %6.0 azalış%−2.8 %34.7 azalış%−4.1
2002 artış10,977.5 artış38,114 artış%1.8 artış%1.6 %5.8 azalış%−1.7 %32.7 azalış%−4.1
2001 artış10,621.9 artış37,241 artış%1.0 %2.8 %4.7 artış%1.2 %31.5 azalış%−3.7
2000 artış10,284.8 artış36,433 artış%4.0 %3.4 %4.0 artış%2.3 %33.7 azalış%−3.9
1999 artış9,660.6 artış34,602 artış%4.7 %2.2 %4.2 artış%1.3 %38.3 azalış%−3.0
1998 artış9,089.2 artış32,929 artış%4.5 artış%1.5 %4.5 artış%0.8 %41.7 azalış%−2.4
1997 artış8,608.5 artış31,554 artış%4.5 %2.3 %4.9 azalış%−0.2 %44.6 azalış%−1.6
1996 artış8,100.1 artış30,047 artış%3.8 %2.9 %5.4 azalış%−1.3 %47.0 azalış%−1.5
1995 artış7,664.1 artış28,763 artış%2.7 %2.8 %5.6 azalış%−2.1 %47.7 azalış%−1.5
1994 artış7,308.8 artış27,756 artış%4.0 %2.6 %6.1 azalış%−2.8 %47.8 azalış%−1.7
1993 artış6,878.7 artış26,442 artış%2.7 %3.0 %6.9 azalış%−3.7 %47.9 azalış%−1.2
1992 artış6,539.3 artış25,467 artış%3.6 %3.0 %7.5 azalış%−4.5 %46.8 azalış%−0.8
1991 artış6,174.1 artış24,366 azalış%−0.1 %4.2 %6.9 azalış%−4.4 %44.1 Sabit%0.0
1990 artış5,979.6 artış23,914 artış%1.9 %5.4 %5.6 azalış%−3.7 %40.9 azalış%−1.3
1989 artış5,657.7 artış22,879 artış%3.7 %4.8 %5.3 azalış%−2.7 %39.4 azalış%−1.8
1988 artış5,252.6 artış21,442 artış%4.2 %4.1 %5.5 azalış%−3.0 %39.9 azalış%−2.3
1987 artış4,870.2 artış20,063 artış%3.5 %3.6 %6.2 azalış%−3.1 %39.6 azalış%−3.3
1986 artış4,590.1 artış19,078 artış%3.5 artış%1.9 %7.0 azalış%−4.8 %38.5 azalış%−3.2
1985 artış4,346.8 artış18,232 artış%4.2 %3.5 %7.2 azalış%−4.9 %35.3 azalış%−2.7
1984 artış4,040.7 artış17,099 artış%7.3 %4.4 %7.5 azalış%−4.6 %33.1 azalış%−2.3
1983 artış3,638.1 artış15,531 artış%4.6 %3.2 %9.6 azalış%−5.7 %32.2 azalış%−1.1
1982 artış3,345.0 artış14,410 azalış%−1.9 %6.2 %9.7 azalış%−3.8 %27.9 azalış%−0.2
1981 artış3,211.0 artış13,966 artış%2.6 %10.4 %7.6 azalış%−2.5 %25.2 artış%0.2
1980 2,862.5 12,575 azalış%−0.2 %13.5 %7.2 azalış%−2.6 %25.5 artış%0.1

GSYİH[değiştir | kaynağı değiştir]

Üç aylık gayri safi yurt içi hasıla
ABD'nin Reagan'dan Obama'ya kadar geçen sürede toplam reel (enflasyona göre düzeltilmiş) GSYİH artışı.[69]
2012 yılı için ABD eyaletleri ve diğer ülkeler arasında GSYİH'nın yaklaşık karşılaştırması

ABD'nin nominal GSYİH'sı, 2017 yılında 19,5 trilyon dolar olmuştur. Yıllık GSYİH, 2018 yılının ilk çeyreğinde 20 trilyon doları aştığında, nominal GSYİH 20.1 trilyon dolara ulaşmıştı. ABD GSYİH'sının yaklaşık %70'i kişisel tüketimdir, iş yatırımları %18, hükûmet harcamaları %17 (federal, eyalet ve yerel, ancak tüketimde olan sosyal güvenlik gibi transfer ödemeleri hariç) seviyesinde ve net ihracat ABD ticaret açığı nedeniyle %3 oranında negatif yöndedir.[70] Reel gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) 2019 yılının 2. çeyreğinde %2.0 oranında artmış, 3. çeyrekte ise reel GSYİH %1.9 artmıştır.[71] Hem üretim hem de gelirin bir ölçüsü olan reel gayri safi yurt içi hasıla 2017 yılında %2.3, 2016 yılında %1.5 ve 2015 yılında %2.9 oranında artmıştır.

Reel GSYİH başkan Trump yönetimi altında 2018 yılının ilk çeyreğinde yıllık olarak %2.2, 2018'in ikinci çeyreğinde %4.2, 2018'in üçüncü çeyreğinde %3.4 ve 2018'in dördüncü çeyreğinde %2.2 oranında büyümüştür; ikinci çeyrek, 2014'ün üçüncü çeyreğinden bu yana en iyi büyüme oranını oluştururken, 2018'de yıllık %2,9 olan GSYİH büyümesi, son on yıldaki ekonominin en iyi başarımıydı.[72]

2014 yılı itibarıyla Çin, ABD'yi satın alma gücü paritesi dönüşüm oranlarında ölçülen GSYİH açısından en büyük ekonomi olarak geçmiştir. ABD bu dönüm noktasından bir asırdan fazla bir süredir en büyük ekonomiydi; Çin, son 40 yılın her biri için ABD büyüme oranını üçe katladı. 2017 itibarıyla, bir toplam olarak Avrupa Birliği, ABD'den yaklaşık %5 daha büyük bir GSYİH'ya sahipti.[73]

Kişi başına düşen reel GSYİH (2009 doları cinsinden ölçülür) 2017'de 52.444 dolardı ve 2010'dan beri her yıl artmaktadır. 1960'larda ortalama yılda %3.0, 1970'lerde %2.1, 1980'lerde %2.4, 1990'larda %2.2, 2000'lerde %0.7 ve 2010'dan 2017'ye kadar %0.9 büyüme görülmüştür.[74] 2000 yılından bu yana yavaş büyüme nedenleri ekonomistler tarafından tartışılmaktadır ve bu, yaşlanan demografi, işgücünde daha yavaş nüfus ve büyüme, daha yavaş verimlilik artışı, azaltılmış kurumsal yatırım, talebi azaltan daha yüksek gelir eşitsizliği, büyük yeniliklerin eksikliği ve azaltılmış emek gücü bilgilerini içerebilir.[75] ABD, 2017 yılında kişi başına GSYİH bakımından 220 ülke içinde 20. sırada yer aldı.[76] Çağdaş ABD Başkanları arasında Bill Clinton dönemi, ikinci Reagan ve üçüncü Obama olmak üzere; iki dönem boyunca en yüksek birikimli yüzde reel GSYİH artışına sahip dönemdi.[72]

Dünya Bankası'na göre ülkenin GSYİH'sının gelişimi:[77] ABD reel GSYİH'sı, 2000'den 2014'ün ilk yarısına kadar ortalama %1.7 oranında büyüdü; bu 2000'e kadar tarihsel ortalamanın yaklaşık yarısı kadar bir orandır.[78]

Ekonomik işkollarına göre[değiştir | kaynağı değiştir]

Nominal GSYİH dilimi bileşimi[değiştir | kaynağı değiştir]

Nominal GSYİH dilimi oluşumu, 2015'te milyon dolar olarak 2005 sabit fiyatlarıyla.[79]

No. Ülke/Ekonomi Reel GSYİH Tarım Sanayi Hizmet
  Dünya 60,093,221 1,968,215 16,453,140 38,396,695
1  ABD 15,160,104 149,023 3,042,332 11,518,980

Nominal GSYİH dilimi oluşumu, 2015'te milyon dolar olarak 2005 sabit fiyatlarıyla.[80]

No. Ülke/Ekonomi Nominal GSYİH Tarım Sanayi Hizmet
1  ABD 18,624,450 204,868.95 3,613,143.3 14,806,437.75
*CIA World Factbook'tan yüzdelik değerler[81]

İstihdam[değiştir | kaynağı değiştir]

ABD Başkanı tarafından yapılan iş büyümesi, açılıştan sonraki aydan dönem sonuna kadar kümülatif yüzde değişimi olarak ölçüldü.[82]
Panel şemasında 2014-2017 döneminde yıllık olarak ölçülen dokuz temel ekonomik değişken gösterilmektedir. 2014-2016 yılları Başkan Obama'nın ikinci dönemiydi, 2017 ise Başkan Trump'ın ilk dönemiydi. Ayrıntı sayfasındaki alıntılara bakınız.

Çin, Hindistan ve Avrupa Birliği'nin ardından 2017'de dünyanın en büyük dördüncü işgücü olan ABD işgücü yaklaşık 160.4 milyon kadardı.[83] Hükûmet (federal, eyalet ve yerel) 2010 yılında 22 milyon istihdam sağladı.[84] Küçük işletmeler, Amerikan istihdamının %53'ünü temsil eden ülkenin en büyük işvereni konumundadır.[85] İstihdamın ikinci büyük payı, ABD işgücünün %38'ini kullanan büyük işletmelere aittir.[85]

Ülkenin özel kesim çalışanları, çalışan Amerikalıların %91'ini oluşturur. Devlet kesimi çalışanları, ABD çalışanlarının %8'ini oluşturmaktadır. ABD'deki tüm işletmelerin %99'undan fazlası küçük işletmelerdir.[85] ABD'deki 30 milyon küçük işletme, yeni oluşturulan işlerin %64'ünü temsil etmektedir (yaratılanlar [eksi] kaybolanlar).[85] Küçük işletmelerdeki işler, son on yılda yaratılanların %70'ini oluşturmuştur.[86]

Küçük işletmelerde, büyük işletmelere göre istihdam edilen Amerikalıların oranı, bazı küçük işletmeler büyük işletmeler haline geldiğinden ve küçük işletmelerin yarısından fazlası 5 yıldan fazla süre hayatta kaldığı için, istihdam nispeten yıldan yıla aynı seviyelerde kalmıştır.[85] Büyük işletmeler arasında, dünyanın en büyük şirketleri ve işverenleri olan birkaç Amerikan şirketi vardır. Bunlar arasında, hem dünyanın en büyük şirketi hem de en büyük özel sektör işvereni olan Walmart bulunmaktadır. Walmart, dünya çapında 2.1 milyon insanı ve sadece ABD'de 1.4 milyon çalışanı istihdam etmektedir.[87][88]

ABD'de yaklaşık 30 milyon küçük işletme bulunmakta; Hispanikler, Afrikalı Amerikalılar, Asyalı Amerikalılar ve Yerli Amerikalılar (ülke nüfusunun %35'i) gibi azınlıklar, ülkenin işletmelerinin 4.1 milyonuna sahiptir.[89] Azınlıklara ait işletmeler yaklaşık 700 milyar dolar gelir elde etmekte ve ABD'de 5 milyona yakın işçi çalıştırmaktadırlar.[85][90] Amerikalılar, OECD ülkeleri arasında en yüksek ortalama çalışan gelirine sahiptir. 2008 itibarıyla ABD'deki ortalama hanehalkı geliri 52.029 ABD dolarıdır.[91] ABD'de yaklaşık 284.000 çalışan insanın iki tam zamanlı işi vardır ve 7.6 milyonun tam zamanlı istihdamlarına ek olarak yarı zamanlı işleri vardır.[84] ABD'deki tüm çalışan bireylerin %12'si bir işçi sendikasına üyedir ve çoğu sendika üyesi hükûmet için çalışmaktadır.[84] Son birkaç on yılda ABD'deki sendika üyeliğinin azalması, emeğin ekonomideki payıyla paraleldir.[92][93][94][95] Dünya Bankası, işçileri işe alma ve işten çıkarma konularında ilk sırada ABD'yi gösteriyor.[96] Amerika Birleşik Devletleri yasal olarak işçilerinin ücretli tatilini veya ücretli hastalık günlerini garanti etmeyen tek gelişmiş ekonomidir ve diğerleri Papua Yeni Gine, Surinam ve Liberya olmak üzere yasal bir hak olarak ücretli aile izni olmayan dünyadaki sadece birkaç ülkeden biridir.[97][98][99] 2014 yılında, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu, ABD'yi işçi sendikalarına verilen yetki ve haklar konusunda üçüncü en düşük puan olan 5 üzerinden 4 ile derecelendirdi.[100][101] İş teorisyeni Jeffrey Pfeffer ve siyaset bilimci Daniel Kinderman da dâhil olmak üzere bazı bilim adamları, ABD'de yönetimle ilgili artan verim baskısı ve toksik çalışma ortamları, güvencesizlik ve uzun saatler gibi çalışanlara uygulanan zorluklarla ilgili çağdaş istihdam uygulamaları, yıllık 120.000'den fazla ölümden sorumlu olabilir; bu da işyerinin kendisini Amerika Birleşik Devletleri'nde beşinci önde gelen ölüm nedeni haline getirmektedir.[102][103][104]

İşsizlik[değiştir | kaynağı değiştir]

U3 ve U6 ölçümleri için işsizlik oranı eğilimlerini gösteren 2000-2017 yıllarını içeren çizgi grafiği.

Aralık 2017 itibarıyla, ABD'deki işsizlik oranı %4.1[105] veya 6,6 milyon kişiydi.[106] Hükûmetin yarı zamanlı yetersiz istihdamı içeren daha geniş U-6 işsizlik oranı %8.1[107] veya 8.2 milyon kişiden oluşuyordu. Bu rakamlar, yaklaşık 327 milyon kişilik bir ABD nüfusuna göre yaklaşık 160.6 milyon kişilik[108] bir sivil işgücü gözetilerek hesaplanmıştı.[109]

Büyük Durgunluğun ardından 2009 ve 2010 arasında, ortaya çıkmakta olan işsiz geri kazanımları sorunu, Ocak 2010'dan bu yana 6 aydan uzun süredir iş arayan 6 milyondan fazla işçiyle uzun vadeli çok yüksek işsizlik oranlarına neden oldu. Bu özellikle yaşlı işçileri etkiledi.[110] Durgunluğun Haziran 2009'da sona ermesinden bir yıl sonra, göçmenler ABD'de 656.000 iş kazanırken, ABD doğumlu işçiler kısmen yaşlanan bir ülke (nispeten daha fazla beyaz emekliler) ve demografik değişimler nedeniyle bir milyondan fazla iş kaybetti.[111] Nisan 2010'da resmî işsizlik oranı %9,9, hükûmetin daha geniş U-6 işsizlik oranı %17,1 idi.[112] Şubat 2008 ve Şubat 2010 tarihleri arasında, ekonomik nedenlerle yarı zamanlı çalışan kişi sayısı (yani, tam zamanlı çalışmayı tercih eden), iki yıllık dönemde yarı zamanlı çalışanlarda %83 artışla 4 milyondan 8,8 milyona yükseldi.[113]

2013 yılına gelindiğinde, işsizlik oranı %8'in altına düşmesine rağmen, uzun vadeli işsizlerin rekor oranı ve hanehalkı gelirinin azalmaya devam etmesi işsiz bir toparlanmanın göstergesi olarak kaldı.[114] Bununla birlikte, bordro işlerinin sayısı, ekonominin iyileşmesiyle Mayıs 2014'e kadar durgunluk öncesi (Kasım 2007) seviyesine geri döndü.[115]

Savaş sonrası dönemde daha yüksek olduktan sonra, ABD işsizlik oranı 1980'lerin ortalarında yükselen Euro bölgesi işsizlik oranının altına düştü ve o zamandan beri neredeyse sürekli olarak önemli ölçüde daha düşük kaldı.[116][117][118] 1955'te Amerikalıların %55'i hizmet işkolunda, %30 ile %35 arası endüstride ve %10 ile %15 arası tarımda çalıştı.[119] 1980 yılına gelindiğinde, hizmetlerde %65'in üzerinde, %25 ila %30 arası sanayide ve %5'in altındaki nüfus tarımda istihdam edildi. Erkek işsizliği, kadınlarınkinden önemli ölçüde daha yüksek olmaya devam etmiştir (2009'da %9.8'e karşılık %7.5). Beyazlar arasındaki işsizlik, Afroamerikalılara göre çok daha düşük olmaya devam ediyor (2009'da da %8,5'a karşılık %15,8'de).[120]

Gençler arasındaki işsizlik oranı Temmuz 2009'da %18.5'ti; 1948'den bu yana o aydaki en yüksek orandı.[121] Genç Afroamerikalıların işsizlik oranı Mayıs 2013'te %28,2 idi.[122]

İşkoluna göre istihdam[değiştir | kaynağı değiştir]

2012 yılında tahmin edildiği gibi ABD istihdamı, hizmetler işkolunda %79,7, üretim işkolunda %19,2 ve tarım işkolunda %1,1 şeklinde bölünmüştür.[123]

ABD'nin sanayi dışı işkollarına göre Şubat 2013 tarım dışı istihdamı için kaynağa bakınız:[[124]]

Gelir ve servet[değiştir | kaynağı değiştir]

ABD'de gerçek ortalama hanehalkı geliri (1984–2017)
1979, 2007 ve 2015 yıllarında hanehalkının %1'i tarafından kazanılan gelirin (vergi öncesi ve vergi sonrası) payı (Kongre Bütçe Ofisi verileri). İlk tarih (1979), 1980 öncesi dönemi daha eşitlikçi yansıtırken, 2007, 1980 sonrası dönemin en yüksek eşitsiz olduğu yıl ve 2015 değeri, Büyük Durgunluğun kalıntı etkileri ile birlikte Obama vergi artışlarını en üst %1'e yansıtıyor.[125]
Federal Reserve Tüketici Finansman Anketi'nden 2013 ve 2016 için vergi öncesi ABD aile geliri ve net değer dağılımı.[126]

Gelir ölçüleri[değiştir | kaynağı değiştir]

Orta sınıf gelirin iyi bir ölçüsü olan gerçek (yani enflasyona göre düzeltilmiş) ortalama hanehalkı geliri, 2016'da rekor bir düzeyle, $59,039 dolar olarak ölçülmüştü. Bununla birlikte, sadece orta sınıf aile gelirinin satın alma gücü son 20 yıldır çok durgun veya aşağı yönlü olmuştur ve 1998'de belirlenen önceki rekorun hemen üstünde gerçekleşmiştir.[127] 2013 yılında çalışan tazminatı 8.969 trilyon dolar iken, brüt özel yatırım ise 2.781 trilyon dolardı.[128]

Amerikalılar OECD ülkeleri arasında en yüksek ortalama hane gelirine sahipken, 2010 yılında dördüncü en yüksek ortalama hane gelirine sahipti, ikinci en yüksek 2007 yılıydı.[38][39] Bir analize göre Amerika Birleşik Devletleri'ndeki orta sınıf gelirler 2010 yılında Kanada'dakilerle bağdaşmış ve 2014 yılına kadar geride kalmış olabilirken, diğer bazı gelişmiş ekonomiler son yıllarda boşluğu kapatmıştır.[129]

Gelir eşitsizliği[değiştir | kaynağı değiştir]

Gelir eşitsizliği küresel olarak tartışılan bir konu haline geldi. CIA World Factbook'a göre, ABD gelir eşitsizliğinde 2017'de 156 ülke arasında 41. sırada yer aldı (yani, ülkelerin %74'ü daha eşit bir gelir dağılımına sahipti).[130] Kongre Bütçe Ofisi'ne göre, hanehalklarının %1'i, 1979'da vergi öncesi gelirin %9'unu, 2007'de %19'unu ve 2014'te %17'sini kazanmıştır. Vergi sonrası gelir için, bu rakamlar sırasıyla %7, %17 ve %13 idi. Bu rakamlar, 1979 ve 2007 yılları arasında üst düzey kazananlar tarafından elde edilen gelirlerin payını 1979 ve 2007 arasında ikiye katlamış, ardından Büyük Durgunluk ve Başkan Barack Obama tarafından 2013 yılında uygulanan vergi oranları ve yeniden dağıtım politikalarının ardından bir miktar düşmüştür (yani Uygun Bakım Yasası ile üst %1 ve düşük gelirli kişilere yönelik yardımlar için Bush Vergi Kesintilerinin sona ermesi).[131] 2012 gelirini 1979 gelir dağılımını (1950–1980 arasındaki eşitlikçi dönemi temsil eden) kullanarak yeniden değerlendiren ailelerin %99'u ortalama 7,100 dolar daha fazla gelir elde edecekti.[132] Amerika Birleşik Devletleri'nde 2005'ten 2012'ye kadar çoğu büyükşehir bölgesinde (3'te 2'den fazla oranda) gelir eşitsizliği artmaktaydı.[133]

Gelir elde edenlerin ilk yüzde 1'i 2009'dan 2015'e kadar olan gelir kazançlarının yüzde 52'sini oluştururken, gelirlerin devlet transferleri hariç piyasa geliri olarak tanımlandığı,[134] toplam gelir payları 1976'da yüzde 9'dan 2011'de yüzde 20'ye yani iki katına çıktı.[135] 2014 OECD raporuna göre, toplam vergi öncesi piyasa gelir artışının %80'i 1975'ten 2007'ye kadar ilk %10'a yükselmiştir.[136]

Bir dizi ekonomist ve diğerleri, gelir eşitsizliği ile ilgili artan endişeleri dile getirerek, "derinden endişe verici",[137] adaletsiz,[138] demokrasi/sosyal istikrar için bir tehlike[139][140][141] ya da ulusal bir gerilemenin işareti olarak adlandırdılar.[142] Yale profesörü Robert Shiller şöyle dedi: "Bugün karşı karşıya olduğumuz en önemli sorun, bence, Amerika Birleşik Devletleri'nde ve dünyanın başka yerlerinde artan eşitsizliktir."[143] Paris Ekonomi Okulu'ndan Thomas Piketty, 1980 sonrası eşitsizlikteki artışın, ülkenin finansal istikrarsızlığına katkıda bulunarak 2008 krizinde rol oynadığını savunuyor.[144] 2016'da ekonomistler Peter H. Lindert ve Jeffrey G. Williamson, eşitsizliğin ülkenin kuruluşundan bu yana en yüksek seviyede olduğunu iddia etti.[145] 2018 yılında, gelir eşitsizliği, 0.485'lik bir Gini katsayısı ile ABD Sayım Bürosu tarafından kaydedilen en yüksek seviyedeydi.[146]

Diğerleri, eşitsizlik konusunun, kronik işsizlik ve durgun büyüme gibi gerçek sorunları düşündüklerinden siyasi bir oyalama olduğunu söyleyerek aynı fikre katılmıyorlar.[147][148] George Mason Üniversitesi iktisat profesörü Tyler Cowen, eşitsizliği "kırmızı bir ringa balığı" olarak nitelendirerek,[149] bir ülke içindeki artışını yönlendiren etkenlerin aynı anda küresel olarak azalmasını sağlayabileceğini ve eşitsizliği azaltmaya yönelik yeniden dağıtım politikalarının durgun ücretlerin asıl sorunu ile ilgili iyiden daha fazla zarar verebileceğini savunarak gerçek sorun olabileceğini söyledi.[150] Robert Lucas Jr., Amerikan yaşam ölçütlerinin karşılaştığı belirgin sorunun çok fazla büyüyen bir hükûmet olduğunu ve bu son politikanın, Avrupa tarzı vergilendirme, refah harcamaları ve düzenleme yönünde değişerek, süresiz olarak ABD'yi önemli ölçüde daha düşük, Avrupa düzeyinde bir gelir yörüngesine sokuyor olabileceğini savunmuştur.[151][152] Bazı araştırmacılar, eşitsizlik eğilimleri hakkındaki iddialarla ilgili temel verilerin doğruluğuna itiraz ettiler[153][154] ve ekonomistler Michael Bordo ve Christopher M. Meissner, 2008 mali krizi için eşitsizliğin suçlanamayacağını savundular.[155]

Kongre Araştırma Servisi tarafından hazırlanan bir rapora göre, sermaye kazancı vergilerinde ilerlemenin azalması, 1996'dan 2006'ya kadar ABD'de genel gelir eşitsizliğinin artmasına en büyük katkıda bulunmuştur.[156]

2010 yılı itibarıyla ABD, OECD ülkeleri arasında Türkiye, Meksika ve Şili'nin arkasından dördüncü en geniş gelir dağılımına sahipti.[157][158][159] Brookings Enstitüsü Mart 2013'te gelir eşitsizliğinin artmakta ve kalıcı hale gelmekte olduğunu ve ABD'deki sosyal hareketliliği keskin bir şekilde azalttığını söylemişti.[160] OECD, İskandinav ülkeleri, Avustralya, Kanada, Almanya, İspanya ve Fransa'nın arkasından, sosyal hareketlilikte ABD'nin 10. sırada yer aldığını belirtmiştir.[161] Gelişmiş büyük ülkelerden sadece İtalya ve Büyük Britanya'nın hareketliliği daha düşüktür.[162] Bu, kısmen fakir çocukları ekonomik açıdan mağdur bırakan[163] Amerikan yoksulluğunun derinliğine atfedilmiş olsa da, diğerleri ABD’de nispi bir artışın yapay geliri sıkıştırmalı ülkelerde daha yüksek ve daha yaygın olarak dağıtılan gelir aralığından dolayı matematiksel olarak, biri ABD'de daha fazla hareketlilikten hoşlansa ve bu tür uluslararası karşılaştırmaların ne kadar anlamlı olduğunu sorgulamış olsa bile, zor olduğunu gözlemlemişlerdir.[164]

1970'lerden beri verimlilik ve ortalama gelirler arasında genişleyen bir boşluk bulunmaktadır.[165] Verimlilik ve gelir artışı arasındaki uçurumun başlıca nedeni, çalışan kişi başına düşen saatlerdeki düşüştür.[166] Diğer nedenler arasında işgücüne giren göçmenlerin (Güncel Nüfus Anketi gelir verilerinde sayılmayan) işçi tazminatının bir payı olarak nakit dışı kazançların artması, İşgücü İstatistikleri Bürosu ve Güncel Nüfus Anketi tarafından farklı enflasyon ayarlayıcılarının kullanımı da dahil olmak üzere istatistiksel çarpıtmalar, daha az emek yoğun işkollarına yönelik üretkenlik artışları, emekten sermayeye kayma gelirleri beceri açığı odaklı ücret eşitsizliği, verimlilik, gizli teknoloji kaynaklı amortisman artışları ve ithalat fiyat ölçüm problemleri ile yanlış şişirilmiş ve/veya savaş sonrası afet durumlarında meydana gelen gelir dalgalanmasının ardından doğal bir ayarlama dönemi bulunmaktadır.[147][167][168][169][170]

OECD tarafından yapılan bir 2018 çalışmasına göre, işsiz ve risk altındaki işçilerin neredeyse hiç devlet desteği almadıkları ve çok zayıf bir toplu pazarlık sistemi tarafından daha da geri çekildikleri göz önüne alındığında, ABD çok daha yüksek gelir eşitsizliği ve düşük gelirli işçilerin daha büyük bir yüzdesine sahiptir.[171]

Hanehalkı net değeri ve servet eşitsizliği[değiştir | kaynağı değiştir]

ABD'deki net değer, 2006–2018[172]
Yıl
Servet (milyar USD)
2006
67.704
2007
68.156
2008
58.070
2009
60.409
2010
64.702
2011
66.457
2012
72.316
2013
81.542
2014
86.927
2015
89.614
2016
95.101
2017
103.484
2018
104.329

2017 yılının dördüncü çeyreği itibarıyla, ABD'deki toplam hanehalkı net değeri, 2016 yılına göre 5,2 trilyon dolar artarak 99 trilyon dolar olmuştur. Bu artış hem borsa hem de konut fiyat artışlarını yansıtmaktadır. Bu önlem 2012 4. çeyrekten beri kayıtlar oluşturmaktadır.[173] Eşit şekilde bölünmüşse, 99 trilyon dolar hane başına ortalama 782.000 dolar (yaklaşık 126.2 milyon hane için) veya kişi başına 302.000 dolar anlamına gelir. Bununla birlikte, ortalama hanehalkı net değeri (yani, bu seviyenin altındaki ve üstündeki ailelerin yarısı), 2016 yılında 97.300 dolar idi. Ailelerin yüzde 25'inin ortanca net değeri sıfır iken, 25 ila 50'nci yüzdeliğin ortanca net değeri 40.000 dolardı.[174]

Servet eşitsizliği gelir eşitsizliğinden daha eşit değildir, en iyi %1 hanehalkı 2012'de net değerin yaklaşık %42'sine sahipken, bu 1979'da %24'e karşılık gelmekteydi.[175] Federal Reserve tarafından Eylül 2017 raporuna göre, servet eşitsizliği rekor seviyelerde idi; en iyi %1, ülkenin 2016'daki servetinin %38.6'sını kontrol ediyordu.[176] 2017 Haziran ayında yayınlanan Boston Consulting Group raporu, Amerikalıların %1'inin 2021 yılına kadar ülkenin servetinin %70'ini kontrol edeceğini bildirdi.[177]

En zengin %10'u tüm finansal varlıkların %80'ine sahiptir.[178] ABD'deki servet eşitsizliği, İsviçre ve Danimarka dışındaki çoğu gelişmiş ülkeden daha fazladır.[179] Miras yoluyla edinilen servet, zengin olan birçok Amerikalı'nın neden "önemli bir kafa başlangıcı" yaşadığını açıklamaya yardımcı olabilir.[180][181] Eylül 2012'de, Politika Çalışmaları Enstitüsü'ne göre, Forbes'in en zengin 400 Amerikalısının "yüzde 60'ından fazlası" "önemli bir ayrıcalık içinde büyümştü".[182] Ortalama hanehalkı refahı ABD'de %35 düşmüş, Büyük Durgunluk nedeniyle 2005 ve 2011 arasında 106.591 dolardan 68.839 dolara inmiştir, ancak yukarıda belirtildiği gibi düzelme görülmüştür.[183]

Tüm dünyadaki milyoner nüfusun yaklaşık %30'u ABD'de (2009 itibarıyla) yaşamaktadır.[184] Ekonomist İstihbarat Birimi, 2008 yılında ABD'de 16.600.000 milyoner olduğunu tahmin etti.[185] Ayrıca, dünya milyarderlerinin %34'ü Amerikalıdır (2011'de).[186][187]

Ev sahipliği[değiştir | kaynağı değiştir]

San Diego banliyösünün havadan görünümü

2018 yılının ilk çeyreğinde ABD'de ev sahipliği oranı, %64.2 idi, bu konut fiyatları balonu sırasında 2004 yılının 4. çeyreğinde belirlenen tüm zamanların en yüksek seviyesi olan %69.2'nin oldukça altındaydı. 2007–2009'daki Büyük Durgunluk döneminde milyonlarca eve el konuldu ve bu oran 2016 yılının ikinci çeyreğinde mülkiyet oranını %62,9'luk bir çukur haline getirdi. 1965'ten 2017'ye kadar olan ortalama mülkiyet oranı %65.3 idi.[188]

Amerika Birleşik Devletleri'ndeki ortalama bir ev, kişi başına 700 metrekareden fazladır; bu, diğer yüksek gelirli ülkelerdeki ortalamadan %50 - %100 daha fazladır. Benzer şekilde, küçük aletlerin ve olanakların sahiplik oranları diğer ülkelere kıyasla nispeten yüksektir.[189][190][191]

2016 yılında Pew Araştırma Merkezi tarafından 130 yıldan beri ilk kez 18 ila 34 yaşlarındaki Amerikalıların ebeveynleri ile başka herhangi bir konutta yaşama durumunun dışında, daha fazla birlikte yaşama olasılığı daha yüksektir.[192]

ATTOM Data Solutions tarafından yapılan bir çalışmada, ankete katılan ABD ilçelerinin %70'inde, evler ortalama bir ABD çalışanı için giderek daha fazla satın alınamaz konumdadır.[193]

2018 itibarıyla, uygun fiyatlı konut bulamadıkları için araçlarında ikamet eden ABD vatandaşlarının sayısı, özellikle Los Angeles, Portland ve San Francisco gibi yaşam maliyetlerinin dikey artış gösterdiği şehirlerde "patlama" yaşamıştır.[194][195]

Kârlar ve ücretler[değiştir | kaynağı değiştir]

1970 yılında, ücretler ABD GSYİH'sının %51'inden fazlasını temsil ediyordu ve kârları %5'ten azdı. Ancak 2013 yılına gelindiğinde, ücretler ekonominin %44'üne düşerken, kârlar %11'den iki katına çıktı.[196] Kişi başına düşen enflasyona göre düzeltilmiş ("reel") harcanabilir kişisel gelir ABD'de 1945'ten 2008'e kadar düzenli bir şekilde artmış, ancak o zamandan beri genel olarak aynı düzeyde kalmıştır.[197][198]

2005 yılında, 18 yaşın üzerindeki kişiler için ortalama kişisel gelir, işsiz, evli Asyalı Amerikalı bir kadın için 3,317 $'dan[199] tam zamanlı, yıl boyunca çalışan bir Asyalı Amerikalı bir erkek için 55,935 $'a kadar uzanıyordu.[200] ABD Sayım Bürosuna göre, erkekler kadınlardan daha yüksek gelire sahip olma eğilimindeyken, Asyalı Amerikalılar ve Beyazlar, Afroamerikalılardan ve Hispaniklerden daha fazla kazanmaktadır. 18 yaşın üzerindeki tüm bireyler için genel ortalama kişisel gelir 2005 yılında 24,062 $[201] (25 yaş veya üzeri için 32,140$) idi.[202]

Örneklem noktası olarak, 2009 ve 2017 yıllarındaki asgari ücret oranı özgün bir çalışma yılında saat başına 7.25 dolar veya 2080 saat için 15.080 dolardı. Asgari ücret, tek kişilik bir birim için yoksulluk seviyesinden biraz ve dört kişilik bir aile için yoksulluk seviyesinin yaklaşık %50'sinden fazla idi.

Pew Araştırma Merkezi tarafından hazırlanan Ekim 2014 tarihli bir rapora göre, reel ücretler, iş büyümesine bakılmaksızın, çoğu Amerikalı işçi için son beş yıldır sabit kalmakta ya da düşmektedir.[203] Bloomberg, Temmuz 2018'de kişi başına düşen reel GSYİH'nın büyük durgunluktan bu yana önemli ölçüde arttığını, ancak yararlar da dâhil olmak üzere saat başına gerçek tazminatın hiç artmadığını bildirmiştir.[204]

CareerBuilder tarafından yapılan bir Ağustos 2017 anketi, 10 Amerikalı işçiden 8'inin maaş çekiyle yaşadığını tespit etmiştir. CareerBuilder sözcüsü Mike Erwin, "durgun ücretler ve eğitimden, birçok tüketim malına kadar her şeyin artan maliyeti"ni kınadı.[205] Federal Tüketici Mali Koruma Bürosu tarafından ABD vatandaşlarının maddi refahları hakkında yapılan bir araştırmaya göre, ABD vatandaşlarının kabaca yarısı faturalarını ödemekte sorun yaşamakta ve üçte birinden fazlası, yaşamak için bir yer elde edememek, yeterli yiyecek bulamamak ya da tıbbi bakım için ödeme yapmakta yeterli paraya sahip olmamak gibi zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır.[206] Gazeteci ve yazar Alissa Quart'a göre, yaşam maliyeti, öğretmenlik gibi geleneksel olarak güvenli meslekler de dâhil olmak üzere maaş ve ücretlerin büyümesini hızla geride bırakmaktadır. O, "orta sınıf yaşamının 20 yıl öncesine göre %30 daha pahalı olduğunu" bildirmektedir.[207]

Şubat 2019'da New York Merkez Bankası, 7 milyon ABD vatandaşının araç ödemelerinde 3 ay veya daha fazla geride kaldığını ve rekor kırdığını bildirmiştir. Bu, ekonomistler tarafından 'kırmızı bayrak' olarak kabul edilir ve Amerikalılar düşük işsizlik oranına rağmen faturalarını ödemekte zorlanmaktadır.[208] NPR tarafından yapılan Mayıs 2019 tarihli bir ankete göre, kırsal Amerikalılar arasında %40'ının sağlık, yemek ve barınma için ödeme yapmakta zorlandığını ve %49'unun 1000 dolarlık bir acil durumu bile sağlayamadığını tespit etmiştir.[209] Bazı uzmanlar, ABD'nin nüfusun %60'ına fayda sağlayan "iki kademeli bir iyileşme" yaşadığını, "düşük kademe" deki diğer %40'ın ise durgun ücretlerin sonucu olarak fatura ödemekte zorlandıklarını, konut, eğitim ve sağlık hizmetlerinin maliyetinin arttığını ve borçların da giderek arttığını iddia etmektedir.[210]

Yoksulluk[değiştir | kaynağı değiştir]

Yoksulluk rakamları ve Yoksulluk Oranı: 1959 - 2016. Amerika Birleşik Devletleri.

Karşılaştırmalar için ortak bir veri seti kullanan analizler, ABD'nin piyasa geliri ile diğer zengin uluslardan daha düşük bir mutlak yoksulluk oranına sahip olduğunu bulma eğiliminde olsa da, 1980'lerden itibaren göreceli yoksulluk oranları sürekli olarak diğer zengin uluslarınkinden daha fazla olmuştur.[159] ABD'de aşırı yoksulluk, yani hükûmet yardımlarından önce günde 2 dolardan az yaşayan hane halkı, 1996 seviyelerinden 2,8 milyon çocuk da dâhil olmak üzere 2011'de 1,5 milyon haneyle iki katına çıktı.[211] 2013 yılında, çocuk yoksulluğu rekor seviyelere ulaşmış, 16.7 milyon çocuk güvensiz gıdalı hanelerde yaşamakta, bu 2007 seviyesinden yaklaşık %35 daha fazla olmaktadır.[212] 2015 yılı itibarıyla, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki çocukların %44'ü düşük gelirli ailelerle yaşamaktadır.[213]

2016 yılında, ABD nüfusunun %12.7'si, 2015'teki aşağı yönlü %13.5'lik değere göre yoksulluk içinde yaşadı. Yoksulluk oranı, 2007 yılında Büyük Durgunluk öncesi %12.5 seviyesinden, 2007 seviyesinin hemen üzerine düşmeden önce 2010 yılında %15.1 değeriyle zirveye yükseldi. 1959-1962 döneminde yoksulluk oranı %20'nin üzerindeydi, ancak Lyndon Johnson'ın Başkanlığı sırasında başlayan Yoksulluk Savaşının ardından 1973'te tüm zamanların en düşük seviyesi olan %11.1'e geriledi.[214] Haziran 2016'da Uluslararası Para Fonu, ABD'yi yüksek yoksulluk oranının acilen ele alınması gerektiği konusunda uyarmıştır.[215]

Amerika Birleşik Devletleri'ndeki servet eşitsizliği 1989'dan 2013'e dek yükseliş kaydetmiştir.[216]

Aşırı yoksul mahallelerdeki nüfus 2000'den 2009'a kadar üçte bir oranında artış göstermiştir.[217] Bu mahallelerde yaşayan insanlar, kaliteli eğitime yetersiz erişimden muzdarip olma eğilimindedir ve daha yüksek suç oranları, fiziksel ve psikolojik rahatsızlığın daha yüksek oranları, kredi ve servet birikimine sınırlı erişim, mal ve hizmetler için daha yüksek fiyatlar ve iş fırsatlarına kısıtlı erişim diğer tipik görüntülerdir.[217] 2013 itibarıyla, Amerika'nın yoksullarının %44'ünün "derin yoksulluk" içinde olduğu ve hükûmetin resmî yoksulluk sınırının %50 veya daha fazla altında bir gelir elde ettikleri düşünülmektedir.[218]

ABD Konut ve Kentsel Gelişim Bakanlığı'nın yıllık Evsiz Değerlendirme Raporuna göre, 2017 itibarıyla ABD'de belirli bir gecede 554.000 ya da nüfusun %0.17'si kadar evsiz insan vardı.[219] Neredeyse üçte ikisi acil bir barınakta ya da geçici konut programı altında yaşamakta ve diğer üçte birlik dilim sokakta, terk edilmiş bir binada ya da insan yerleşimi için uygun olmayan başka bir yerde yaşamaktaydı. Yaklaşık 1.56 milyon kişi veya ABD nüfusunun yaklaşık %0,5'i, 1 Ekim 2008 ve 30 Eylül 2009 tarihleri arasında acil barınma veya geçici barınma hakkı kullandı.[220] ABD'de evsiz insanların yaklaşık %44'ü istihdam edilmektedir.[221]

Amerika Birleşik Devletleri, gelişmiş dünyadaki en az kapsamlı sosyal güvenlik ağlarından birine sahiptir ve hem göreceli hem de mutlak yoksulluğu zengin ulusların ortalamasından önemli ölçüde daha az düşürür.[222][223][224][225][226] Bazı uzmanlar, yoksulluk içinde olanların gelişmekte olan dünyaya rakip koşullarda yaşadığını öne sürmektedirler.[227][228] BM Özel Raportörü'nün aşırı yoksulluk ve insan hakları konulu Mayıs 2018 tarihli bir raporu, ABD'deki beş milyondan fazla insanın "üçüncü dünya" koşullarında yaşadığını tespit etmiştir.[229] Son otuz yılda Amerika'daki yoksullar, diğer gelişmiş ülkelerdeki muadillerinden çok daha yüksek bir oranda hapsedilmiş ve ceza hapsi "çalışma çağındaki fakir erkekler için sıradan" hale gelmiştir.[230] Bazı bilim adamları, 1970'lerin sonunda başlayan neoliberal sosyal ve ekonomik politikalara geçişin ceza devletini genişlettiğini, sosyal refah devletini geri götürdüğünü, ekonomiyi kuralsızlaştırdığını ve yoksulluğu suç haline getirdiğini ve nihayetinde "Amerika'da fakir olmanın ne anlama geldiğini dönüştürdüğünü" iddia etmektedirler.[231][232][233]

Sağlık hizmeti[değiştir | kaynağı değiştir]

2016 yılında kaynağına göre ABD sağlık sigortası kapsamı. CBO, ACA/Obamacare'in Borsalar ve Medicaid genişlemesi yoluyla kapsanan 23 milyon kişiden sorumlu olduğunu tahmin etti.[234]
2013 yılı itibarıyla OECD ülkeleri için doğumda ortalama yaşam süresi ve kişi başına düşen sağlık harcamalarını gösteren tablo.[235]
OECD ülkelerinde sağlık maliyetlerini GSYİH'nın yüzdesi olarak karşılaştıran çubuk grafik
2016'ya kadar geçmiş veriler ve 2026'ya kadar iki CBO tahmini (2016/Obama politikası ve 2018/Trump politikası) dâhil olmak üzere ABD sigortasız sayısı (milyon kişi) ve oranı (%). Başkan Trump'a göre daha sigortasız olmanın iki temel nedeni: 1- Sağlık sigortasına sahip olma yetkisini ortadan kaldırmak; ve 2- Maliyet paylaşımı azaltma ödemelerini durdurmak.[236]

Kapsama[değiştir | kaynağı değiştir]

Amerikan sistemi kamu ve özel sigortaların bir karışımıdır. Hükûmet Medicare aracılığıyla yaklaşık 53 milyon yaşlıya, Medicaid yoluyla 62 milyon düşük gelirli kişiye ve Gaziler Yönetimi aracılığıyla 15 milyon askeri gaziye sigorta teminatı sağlamaktadır. Şirketler tarafından istihdam edilen yaklaşık 178 milyon kişi, işverenleri aracılığıyla mali destekli sağlık sigortası alırken, 52 milyon kişi doğrudan Uygun Bakım Yasası'nın bir parçası olarak geliştirilen mali destekli pazar borsaları yoluyla veya doğrudan sigorta şirketlerinden sigorta satın almaktadır. Özel sektör, doktorların hükûmet tarafından istihdam edildiği Gaziler Yönetimi hariç sağlık hizmetleri sunmaktadır.[237]

Birden fazla anket, "ACA" veya "Obamacare" olarak da bilinen Hasta Koruma ve Uygun Bakım Yasası nedeniyle kurulan genişletilmiş Medicaid uygunluğu ve sağlık sigortası borsaları nedeniyle 2013 ve 2016 arasında sigortasız kişilerin düşüş sayısını göstermektedir. ABD Sayım Bürosu'na göre, 2012 yılında ABD'de sağlık sigortası olmayan 45.6 milyon kişi (65 yaş altı nüfusun %14.8'i) bulunmaktaydı. 2013 yılında büyük ACA hükümlerinin uygulanmasının ardından, bu rakam 18.3 milyon veya %40 oranında, 2016 yılına kadar 27.3 milyona veya 65 yaşın altındaki nüfusun %8.6'sına düşüş göstermiştir.[238]

Ancak, Başkan Trump'a göre, sağlık hizmetleri kapsamındaki bu kazanımlar tersine dönmeye başladı. Milletler Topluluğu Fonu, Mayıs 2018'de, sigortasız sayısının 2016 başından 2018 başlarına kadar 4 milyon arttığını tahmin etti. Sigortasız olanların oranı 2016 yılında %12.7'den %15.5'e yükselmişti. Etkisi, daha yüksek gelirli yetişkinlere göre daha yüksek bir sigortasız oranı olan düşük gelirli yetişkinler arasında daha büyüktü. Bölgesel olarak, Güney ve Batı, Kuzey ve Doğudan daha yüksek sigortasızlık oranlarına sahipti. Ayrıca, Medicaid'i genişletmeyen 18 eyalette sigortasız oran daha yüksekti.[239]

Ulusal Sağlık Programı Hekimlerine göre, bu sigorta eksikliği yılda yaklaşık 48.000 gereksiz ölüme neden olmaktadır.[240] Grubun yöntembilimi John C. Goodman tarafından ölüm nedenine bakmadığı veya ölüm zamanı da dâhil olmak üzere zamanla sigorta durumu değişikliklerini izlemediği için eleştirilmiştir.[241] Eski Clinton politika Danışmanı Richard Kronick tarafından yapılan bir 2009 çalışması, bazı risk etmenleri kontrol edildikten sonra sigortasız olmaktan daha fazla ölümlülük bulmadı.[242]

Kazanımlar[değiştir | kaynağı değiştir]

ABD genel sağlık başarımında geride kalmakta ama tıbbi yeniliklerde küresel bir lider konumundadır. Amerika, 2001 yılında bir doktor anketine göre 1975'ten bu yana sıralanan en önemli 10 tıbbi yenilikten 9'unda önemli ölçüde gelişti veya onlara katkıda bulundu ve AB ve İsviçre ile birlikte beşine katkıda bulunmuştur. 1966'dan beri, Amerikalılar tıp alanında dünyanın geri kalanından daha fazla Nobel Ödülü aldı. 1989'dan 2002'ye kadar, Amerika'daki özel biyoteknoloji şirketlerine Avrupa'dan dört kat daha fazla para yatırılmıştır.[243][244]

2013 yılında Ulusal Sağlık Enstitüleri tarafından incelenen 17 yüksek gelirli ülkeden Amerika Birleşik Devletleri, obezite oranı, otomobil kullanımı ve kazaların sıklığı, cinayet, bebek ölüm oranı, kalp ve akciğer hastalığı insidansı, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar, ergen gebelikleri, rekreasyonel uyuşturucu veya alkol ölümleri, yaralanmalar ve sakatlık oranlarında en üst sırada yer aldı. Birlikte, bu tür yaşam tarzı ve toplumsal etkenler ABD'yi yaşam beklentisi için bu listenin en altına yerleştirir. Ortalama olarak, Amerikalı bir erkeğin, en üst sıralarda yer alan ülkelerden neredeyse dört yıl daha az yaşaması beklenebilir, ancak 75 yaşına ulaşan Amerikalılar, akran ülkelerinde o yaşa ulaşanlardan daha uzun yaşarlar.[245] Yukarıda tarif edilen birkaç hastalığa neden olan bir tüketim seçeneği sigaradır. Amerikalılar 2016 yılında 258 milyar sigara içti.[246] Sigara, Amerika Birleşik Devletleri'ne her yıl 326 milyar dolarlık, doğrudan sağlık hizmeti maliyetlerine (170 milyar dolar) ve üretkenlik kaybına (156 milyar dolar) mal olmuştur.[246]

Avrupalı doktorlar tarafından yapılan kapsamlı bir 2007 araştırması, beş yıllık kanserde hayatta kalma oranının ABD'de, çalışılan 21 Avrupa ülkesinden önemli ölçüde daha yüksek olduğunu, Avrupa ortalaması %47.3'e göre erkeklerin %66.3'ünün ve yine Avrupa ortalaması %52.8'e göre kadınların %62.9 olduğunu tespit etmiştir.[247][248] Amerikalılar, diğer gelişmiş ülkelerdeki insanlardan önemli ölçüde daha yüksek oranlarda kanser taramalarına girer ve herhangi bir OECD ülkesinin en yüksek hızında MRI ve CT taramalarına erişirler.[249] ABD'de yüksek kolesterol veya hipertansiyon teşhisi konan kişiler, diğer gelişmiş ülkelerde teşhis edilenlerden daha yüksek oranlarda farmasötik tedavilere erişir ve koşulları başarılı bir şekilde kontrol etme olasılığı daha yüksektir.[250][251] Şeker hastalarının ABD'de tedavi alma ve tedavi hedeflerine ulaşma olasılığı Kanada, İngiltere veya İskoçya'dan daha yüksektir.[252][253]

Sağlık Ölçümleri ve Değerlendirme Enstitüsü tarafından 2016 verilerine ilişkin bir 2018 çalışmasına göre, ABD, sağlık ve eğitim için dünyada 27. sırada; 1990'da ise 6. sırada yer almıştır.[254]

Maliyetler[değiştir | kaynağı değiştir]

ABD sağlık hizmetleri maliyetleri, diğer önlemlerin yanı sıra GSYİH'nın bir payı olarak diğer ülkelerden çok daha yüksektir. OECD'ye göre, 2015'teki ABD sağlık maliyetleri GSYİH'nın %16.9'u kadardı; bu, bir sonraki OECD ülkesine göre GSYİH %5 üzerinde en pahalı sağlık hizmeti maliyeti idi.[255] GSYİH'nın %5'lik bir boşluğu 1 trilyon dolar, kişi başına yaklaşık 3.000 dolar veya bir sonraki en pahalı ülkeye göre üçte bir daha yüksek tutar idi.[256]

Amerika Birleşik Devletleri'ndeki sağlık hizmetlerinin yüksek maliyeti, teknolojik ilerlemeye, yönetim maliyetlerine, ilaç fiyatlandırmasına, tıbbi ekipman için daha fazla ücret alan tedarikçilere, diğer ülkelerdeki insanlardan daha fazla tıbbi bakım alınmasına, doktorların yüksek ücretlerine, hükûmet düzenlemelerine ve davaların etkisi ve tüketicileri tedavilerin tüm maliyetlerinden yalıtan üçüncü taraf ödeme sistemlerine çeşitli şekillerde atfedilmektedir.[257][258][259] İlaçlar, tıbbi cihazlar ve doktorlara yapılan ödemeler için en düşük fiyat ödemeleri hükûmet planları dâhilindedir. Amerikalılar, diğer ülkelerdeki insanlardan daha fazla tıbbi bakım alma eğilimindedir, bu da daha yüksek maliyetlere önemli bir katkıda bulunmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri'nde, bir kişinin kalp krizinden sonra diğer ülkelere göre açık kalp ameliyatı olma olasılığı daha yüksektir. Medicaid, birçok reçeteli ilaç için Medicare'den daha az ödeme yapar, çünkü Medicaid indirimleri yasa ile belirlenir, Medicare fiyatları ise özel sigortacılar ve ilaç şirketleri tarafından müzakere edilir.[258][260] Hükûmet planları genellikle ek masraftan daha az ödeme yapar, bu da sağlık hizmeti sağlayıcılarının maliyeti daha yüksek fiyatlar yoluyla özel sigortalıya kaydırmasına neden olmaktadır.[261][262]

Ekonomik işkolları bileşimi[değiştir | kaynağı değiştir]

Idaho'da buğday hasadı

Amerika Birleşik Devletleri, 2013 yılı için 2.43 trilyon Amerikan doları sanayi üretimi ile dünyanın en büyük ikinci üreticisi konumundadır. Üretim çıktısı Almanya, Fransa, Hindistan ve Brezilya'nın toplamından daha fazladır.[263] Başlıca endüstriler arasında petrol, çelik, otomobiller, inşaat makineleri, havacılık ve uzay, tarım makineleri, telekomünikasyon, kimyasallar, elektronik, gıda işleme, tüketim malları, kereste ve madencilik bulunmaktadır.

Amerika Birleşik Devletleri, kendi endüstriyel üretiminin büyük bir bölümünü temsil eden uçak üretiminde[264] dünyada öncü konumdadır. Boeing, Cessna (bakınız: Textron), Lockheed Martin (bakınız: Skunk Works) ve General Dynamics gibi Amerikan şirketleri, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki fabrikalarda dünyanın sivil ve askeri uçaklarının çoğunluğunu üretmektedirler.

ABD ekonomisinde üretim işkolu son birkaç yılda önemli iş kayıpları yaşamıştır.[265][266] Ocak 2004'te, bu tür işlerin sayısı, Temmuz 2000'den bu yana 3.0 milyon iş ya da yüzde 17.5 düşüşle 14.3 milyon iş olarak ve 1979'daki tarihi zirveden bu yana yaklaşık 5.2 milyon iş düşüşü olarak gerçekleşmişti. Üretimde istihdam Temmuz 1950'den bu yana en düşük seviyesindeydi.[267] Çelik işçilerinin sayısı 1980'deki 500,000'den 2000'de 224,000 seviyelerine düştü.[268]

ABD Sayım Bürosu tarafından yayımlanan istatistikler, 2008 yılında, iş kaynaklı 'ölümlerin' sayısının iş kaynaklı 'doğumların' sayısını sollamaya başladığını ve eğilimin en azından 2012 boyunca devam ettiğini göstermiştir.[269]

ABD, dünyadaki üretim işlerinin yaklaşık %18'ini karşılamakta ve diğer ülkelerin rekabetçi imalat endüstrileri geliştirmesiyle bu pay azalmaktadır.[270] Bu sürekli hacim artışı sırasında iş kaybı, artan verimlilik, ticaret ve dünyevi ekonomik eğilimler de dâhil olmak üzere birçok etkenin sonucudur.[267] Buna ek olarak, telekomünikasyon, ilaç, uçak, ağır makine ve diğer endüstrilerdeki büyüme ile birlikte diğer işkollarındaki ek büyüme, giyim, oyuncak ve diğer basit üretim gibi düşük becerili endüstrilerdeki düşüşle birlikte, bazı ABD işlerinin daha yüksek nitelikli ve daha iyi ödeme yapmasına neden olmuştur. Üretim işlerindeki düşüşün Amerikan sendikaları, daha düşük yabancı ücretler veya her ikisi ile ilgili olup olmadığı konusunda Amerika Birleşik Devletleri içinde çok fazla tartışma olmuştur.[271][272][273]

Enerji, ulaşım ve telekomünikasyon[değiştir | kaynağı değiştir]

Eyaletler arası otoyol sistemi 75.440 km'ye uzanır.[274]
ABD'nin en büyük limanlarından biri olan Houston Limanı

Taşımacılık[değiştir | kaynağı değiştir]

Karayolu[değiştir | kaynağı değiştir]

ABD ekonomisi, insanları ve malları taşımak için karayolu taşımacılığına büyük ölçüde bağımlıdır. Eyaletler arası otoyolların inşası 50'li yıllarda Eisenhower döneminde başladı ve tüm ülkeyi ağ gibi sardı. Bu durum ülkede ulaşımda yeni bir dönemi başlattı. Kişisel ulaşıma dünyanın en uzun otoyol sistemlerinden biri olan 91,700 km otoyol dâhil olmak üzere 6,4 milyon km kamu yolu ağı[275] üzerinde çalışan otomobil hâkimdir.[276] Dünyanın ikinci büyük otomobil pazarı[277] olan ABD otomobil pazarı, 1000 Amerikalı başına 765 araçla dünyadaki en yüksek kişi başına araç iyeliği oranına sahiptir.[278] Kişisel araçların yaklaşık %40'ı kamyonet, SUV veya hafif kamyonlardır.[279]

Demiryolu[değiştir | kaynağı değiştir]

ABD'de demiryolu taşımacılığının başlangıcı çok eskilere dayanır. Özellikle 19. yy ve 20. yy'ın ilk yarısında Demiryolu ulaşımda önemli bir paya sahipti. Öyle ki ABD 19. yy'da dünyada en iyi ve uzunluk olarak en büyük demiryollarına sahipti ve inşaatlar çok hızlı ilerliyordu. Ülkenin her yerine demiryolları inşa edildi ve köşe bucak her köşesi demir ağlarla birbirine bağlandı. 50'li yıllarda jet motorunun keşfi ve otoyolların inşası demiryolu ulaşımını geri plana attı.Toplu taşımacılık, toplam ABD iş gezilerinin %9'unu oluşturmaktadır.[280][281] Demiryolu ile malların taşınması yaygındır, ancak nispeten düşük yolcu sayısı (yılda yaklaşık 31 milyon) ve kısmen ulusun çoğunda düşük nüfus yoğunluğu nedeniyle seyahat etmek için şehirlerarası demiryolu ağını kullanmaktadır.[282][283] Öte yandan ABD'de ve Kanada'da demiryolu taşımacılığında yük trenleri önceliklidir. Çünkü demiryolları ağırlıklı olarak trenle yük taşıyan firmalara ait olduğundan bu hatlarda çalışan yolcu trenleri, bu firmaların yük trenlerine yol vermek zorundadır. Bu durum, yolcu taşımacılığında çok fazla rötarlara yol açmaktadır. Dolayısıyla ülkede demiryolu, çoğunlukla acelesi olamayan insanların kullandığı bir ulaşım aracıdır. Günümüzde demiryolu ulaşımının çoğu 1971'de kurulan devlet destekli Amtrak'a aittir. Bununla birlikte, ulusal şehirlerarası yolcu raylı sistemi olan Amtrak'taki kullanılırlık, 2000 ve 2010 yılları arasında neredeyse %37 oranında büyümüştür.[284] Ayrıca, son yıllarda hafif raylı sistemlerin gelişimi artmıştır.[285] Kaliforniya Eyaleti şu anda Bakersfield, Kaliforniya ve Merced, Kaliforniya arasında ülkenin ilk yüksek hızlı demiryolu sistemini inşa etmektedir. Ayrıca Florida ve Teksas eyaletleri de kendi yüksek hızlı demiryolu hatlarının inşasına başlamıştır. Bunların haricinde halihazırda Kuzeydoğu koridoru (İngilizce: Northeast Corridor) hattı üzerinde yüksek hızlı tren olarak hizmet veren, Washington, DC, New York ve Boston arasında işleyen Acela Express vardır.

Havayolu[değiştir | kaynağı değiştir]

Sivil havayolu endüstrisi tamamen özel mülkiyete sahiptir ve 1978'den beri büyük ölçüde serbestleştirilmiştir, ancak büyük havaalanlarının çoğu kamuya aittir.[286] Taşınan yolcu sayısı bakımından dünyanın en büyük üç havayolu şirketi ABD merkezlidir; American Airlines, 2013'te U.S. Airways tarafından satın alınmasından sonra bir numara olmuştur.[287] Dünyanın en yoğun 30 yolcu havaalanından, en yoğunu Atlanta Hartsfield-Jackson Uluslararası Havalimanı dâhil, 12'si Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunur.[288]

Enerji[değiştir | kaynağı değiştir]

Kanıtlanmış doğal gaz rezervlerine sahip ülkeler (2014). ABD, dünyanın dördüncü büyük doğalgaz rezervlerine sahiptir.

ABD, toplam kullanım bakımından ikinci en büyük enerji tüketicisidir.[289] ABD, Kanada ve bir dizi başka ülkeden sonra kişi başına düşen enerji tüketiminde yedinci sırada yer almaktadır.[290][291] Bu enerjinin çoğunluğu fosil yakıtlardan elde edilir: 2005 yılında ülkenin enerjisinin %40'ının petrolden, %23'ünün kömürden ve yine %23'ünün doğalgazdan geldiği tahmin edilmiştir. Nükleer enerji ile %8.4'ü ve yenilenebilir enerji ile %6.8'i tedarik edildi, bu da esas olarak hidroelektrik barajlardan gelmekte, ancak diğer yenilenebilir kaynaklar da buna dâhil edilmiştir.[292]

Amerika'nın petrol ithalatına bağımlılığı 1970'te %24 seviyesinden 2005 yılı sonunda %65 seviyesine yükseliş kaydetmiştir.[293] Taşımacılık, 2006 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde petrolün yaklaşık %69'unu kullanmış[294] ve Hirsch raporunda belirtildiği gibi dünya çapında petrol kullanımının %55'ini oluşturan en yüksek tüketim oranlarına sahip olmuştur.

2013 yılında ABD, 2010 yılındaki 3.377 milyon varile kıyasla 2.808 milyon varil ham petrol ithal etmiştir.[295] ABD en büyük yakıt ithalatçısı iken, Wall Street Journal 2011 yılında ülkenin 62 yıl içinde ilk kez bir net yakıt ihracatçısı olmak üzere olduğunu bildirmiştir. Rapor, bunun 2020 yılına kadar devam edeceği yönündeki beklentileri bildirdi.[296] Gerçekten, 2011 yılında petrol ülkeden yapılan en büyük ihracat kalemi olmuştur.[297]

Telekomünikasyon[değiştir | kaynağı değiştir]

İnternet ABD'de geliştirilmiştir ve ülke dünyanın en büyük internet hub'larından çoğuna ev sahipliği yapmaktadır.[298]

Uluslararası ticaret[değiştir | kaynağı değiştir]

Ülkelere göre 2008 yılından bu yana korumacı önlemler.[299][300]

Amerika Birleşik Devletleri dünyanın en büyük ikinci ticaret ülkesidir.[301] Gezegenin her yerinde dolaşımda büyük miktarda ABD doları bulunmaktadır; uluslararası ticarette kullanılan fonların yaklaşık %60'ı Amerikan dolarıdır. Dolar, altın ve petrol gibi mallar için uluslararası pazarlarda standart para birimi olarak da kullanılmaktadır.[302]

Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması veya NAFTA, 1994 yılında dünyanın en büyük ticaret bloklarından birini yarattı.[kaynak belirtilmeli]

1976'dan bu yana, ABD diğer ülkelerle mal ticareti açıklarını sürdürmüş ve 1982'den bu yana da cari işlemler açıkları vermiştir. Bununla birlikte, ülkenin hizmet ticaretindeki uzun süredir devam eden fazlası muhafaza edilmiş ve 2013'te 231 milyar ABD doları ile en yüksek seviyesine ulaşmıştır.[13]

ABD ticaret açığı 2016'da 502 milyar dolardan 2017'de 50 milyar dolar ya da %10 artarak 552 milyar dolara yükseldi.[303] 2017 yılında toplam ithalat 2,90 trilyon dolar, ihracat ise 2,35 trilyon dolar olarak gerçekleşti. Mallardaki net açık 807 milyar dolar iken, hizmetlerdeki net fazlalık 255 milyar dolar olmuştur.[304]

Amerika'nın en büyük on ticaret ortağı Çin, Kanada, Meksika, Japonya, Almanya, Güney Kore, İngiltere, Fransa, Hindistan ve Tayvan'dır.[305] Çin ile mal ticareti açığı 2016'da 347 milyar dolar iken, 2017 yılında 30 milyar dolar ya da %8 artarak 376 milyar dolara yükselmiştir. 2017'de ABD, Meksika ile 71 milyar dolar ve Kanada ile 17 milyar dolar mal ticareti açığına sahipti.[306]

KOF Küreselleşme Endeksi ve A. T. Kearney/Dış Politika dergisi tarafından Küreselleşme endeksine göre, ABD nispeten yüksek bir küreselleşme derecesine sahiptir. Amerikalı işçiler dünyadaki tüm dövizlerin üçte birini göndermektedir.[307]

2014'te Ticaret Dengesi (sadece mallarda)[308]
Çin Euro Bölgesi Japonya Meksika Pasifik Kanada Orta Doğu Lat. Amerika Ürüne Göre Toplam
Bilgisayar −151.9 3.4 −8.0 −11.0 −26.1 20.9 5.8 12.1
-155.0
Petrol, Gaz, Mineraller 1.9 6.4 2.4 −20.8 1.1 -79.8 -45.1 -15.9
-149.7
Taşımacılık 10.9 -30.9 −46.2 −59.5 −0.5 −6.1 17.1 8.8
-106.3
Giyim −56.3 −4.9 0.6 −4.2 −6.3 2.5 −0.3 −1.1
-69.9
Elektrikli ekipman −35.9 −2.4 −4.0 −8.5 −3.3 10.0 1.8 2.0
-40.4
Çeşitli üretim −35.3 4.9 2.7 −2.8 −1.4 5.8 −1.5 1.8
-25.8
Mobilya -18.3 −1.2 0.0 −1.6 −2.1 0.4 0.2 0.0
-22.6
Makinalar -19.9 −27.0 −18.8 3.9 7.6 18.1 4.5 9.1
-22.4
Birincil Metaller −3.1 3.1 −1.8 1.0 1.9 −8.9 −0.9 −10.4
- 19.1
Fabrikasyon Metaller -17.9 −5.9 −3.5 2.8 −4.3 7.3 1.2 1.9
-18.5
Plastik maddeler −15.7 −1.9 −2.0 5.7 −4.1 2.6 −0.1 0.5
-15.0
Dokuma −12.3 −1.1 −0.3 2.8 −4.6 1.5 −0.9 0.2
-14.7
İçecekler, Tütün 1.3 −9.9 0.6 −3.3 0.0 1.0 0.2 −0.6
- 10.6
Metal dışı mineraller −6.1 −1.9 −0.4 −1.2 0.1 1.9 −0.5 −0.8
-8.9
Kâğıt −2.7 1.2 1.1 4.3 1.2 −9.8 0.9 −1.9
-5.8
Kimya −3.9 −39.5 −1.5 19.1 3.2 4.6 −2.4 15.8
-4.7
Gıda 0.7 −3.6 6.1 4.9 0.9 0.1 1.4 −1.1
9.5
Tarım 17.8 6.2 7.3 −3.0 5.7 −0.8 2.8 −6.5
29.5
Petrol 0.6 −1.2 0.1 16.6 −2.0 −0.1 0.6 18.3
32.9
Ülkeye/Bölgeye göre toplam −346.1 −106.1 -65.6 −54.9 −33.0 −29.0 −15.1 32.3

Mali durum[değiştir | kaynağı değiştir]

ABD hanehalkı net değeri ve kâr amacı gütmeyen net değer, 2018'in ilk çeyreğinde ilk kez 100 trilyon doları aştı; 2012'nin 4. çeyreğinden bu yana rekor kırmaktadır.[309] ABD federal hükûmeti için "ulusal borç" Mayıs 2018'de 21.1 trilyon – sadece GSYİH'nın %100 üzerinde – dolardı.[310] "Halk tarafında tutulan borç" adı verilen ulusal borcun bir alt kümesini kullanarak hesaplanan ABD borcu, 2017 yılında GSYİH'nın yaklaşık %77'si idi. Bu önlemle, ABD 2017'de dünya ülkeleri arasında 43. sırada yer aldı.[311] Halk tarafında tutulan borç, Büyük Durgunluk ve sonrasında meydana gelen neticeler sonucunda önemli ölçüde yükseliş kaydetti. 2028 yılına kadar federal borcunun GSYİH'nın %100'üne doğru, artmaya devam etmesi bekleniyor.[312]

ABD kamu borcu 1980'de 909 milyar dolardı, bu miktar Amerika'nın gayri safi yurt içi hasılasının (GSYİH) %33'üne eşit bir miktardı; 1990'a kadar bu rakam üçe katlanarak 3,2 trilyon dolardan fazlaya ya da GSYİH'nın %56'sına ulaştı.[313] 2001 yılında ulusal borç 5.7 trilyon dolar oldu; bununla birlikte, borç-GSYİH oranı 1990 seviyelerinde kalmıştır.[314] Borç seviyeleri sonraki on yılda hızla artmış ve 28 Ocak 2010'da ABD borç tavanı 14.3 trilyon dolara ulaştırılmıştır.[315] Beyaz Saray, hükûmetin borcuna hizmet verme sekmesinin 2019'da yılda 700 milyar doları aşacağını[316] ve 2009'daki 202 milyar doların çok üzerinde olacağını tahmin ediyor.[317]

ABD Hazine istatistikleri, 2006 yılı sonunda, ABD vatandaşı olmayanlar ve kurumların halk tarafında bulunan federal borcun %44'ünü elinde tuttuğunu göstermektedir.[318] 2014 itibarıyla, Hazine tahvillerinde 1.26 trilyon doları elinde tutan Çin, ABD kamu borcunun en büyük dış finansörüdür.[319]

2014 itibarıyla Amerika Birleşik Devletleri'nin genel mali durumu, Amerika Birleşik Devletleri'nin yıllık gayri safi yurt içi hasılasının 15.7 katından fazlasını temsil eden, hânehalkı, işletmeler ve hükûmetler tarafından sahip olunan 269.6 trilyon dolarlık varlıkları içermektedir. Aynı dönemde borçlar, yıllık gayri safi yurt içi hasılanın yaklaşık 8.5 katı olan 145.8 trilyon dolara ulaşmıştır.[320][321]

ABD Hazinesi 2010'dan bu yana devlet borcuyla ilgili negatif reel faiz oranları elde etmektedir.[322] Enflasyon oranından daha yüksek olan bu düşük oranlar, piyasa yeterince düşük riskli alternatif olmadığına inandığında veya sigorta şirketleri, emekli aylıkları veya tahvil, para piyasası ve dengeli yatırım fonları gibi popüler kurumsal yatırımlar gerektiğinde veya riske karşı korunmak için hazine menkul kıymetlerine yeterince büyük miktarda yatırım yapmak seçilirse ortaya çıkar.[323][324] Lawrence Summers ve diğerleri, bu kadar düşük oranlarda, devlet borçlanmasının vergi mükellefine para tasarrufu sağladığını ve kredibiliteyi artırdığını belirtmektedir.[325]

1940'ların sonlarında ve 1970'lerin başında, ABD ve İngiltere, borç yükünü olumsuz reel faiz oranlarından yararlanarak on yılda GSYİH'nın yaklaşık %30 ila %40 oranında azalttı, ancak hükûmet borç oranlarının bu kadar düşük kalmaya devam edeceğinin garantisi yoktu.[323][326] Ocak 2012'de, Menkul Kıymetler Endüstrisi ve Finansal Piyasalar Birliği'nin ABD Hazine Borçlanma Danışma Komitesi oybirliğiyle, hükûmet borcunun negatif mutlak faiz oranlarıyla daha da azaltılmasına izin verildi.[327]

Para birimi ve merkez bankası[değiştir | kaynağı değiştir]

ABD doları, Amerika Birleşik Devletleri'nin para birimidir. Amerikan doları uluslararası işlemlerde en çok kullanılan para birimidir.[328] Birçok ülke bunu resmî para birimi olarak kullanmakta ve diğer birçok ülkede fiilî olarak para birimidir.[329]

Federal hükûmet, düşük enflasyonu, yüksek ekonomik büyümeyi ve düşük işsizliği sürdürmek için hem para politikasını (faiz oranlarındaki değişiklikler gibi mekanizmalar yoluyla para arzının kontrolü) hem de maliye politikasını (vergiler ve harcamalar) kullanmaya çalışır. Federal Rezerv olarak bilinen özel bir merkez bankası, 1913 yılında istikrârlı bir para birimi ve para politikası sağlamak için kuruldu. ABD doları, dünyadaki daha istikrarlı para birimlerinden biri olarak kabul edildi ve birçok ülke ABD doları rezervleriyle kendi para birimini destekliyor.[43][329]

ABD doları, bu rolde kademeli olarak ona meydan okunmasına rağmen, dünyanın birincil rezerv para birimi olma konumunu korumuştur.[330] Dünyanın dört bir yanında döviz rezervlerinin neredeyse üçte ikisi ABD doları cinsinden, bir sonraki en popüler para birimi olan %25 civarındaki Euro'ya kıyasla, tutulmaktadır.[331] Yükselen ABD ulusal borcu ve niceliksel hafifletme, bazılarının ABD dolarının dünya rezerv para birimi olarak statüsünü kaybedeceği tahmininde bulunmasına yol açtı; ancak, bu tahminler meyve vermemiştir.[332]

Yasa ve hükûmet[değiştir | kaynağı değiştir]

Amerika Birleşik Devletleri 2012 yılında İş Yapma Kolaylığı Endeksinde 4.sırada, yine 2012 yılında Fraser Enstitüsü tarafından Dünya Ekonomik Özgürlük Endeksinde 18. sırada ve 2012 yılında Wall Street Journal ve Miras Vakfı tarafından Ekonomik Özgürlük Endeksinde 10. sırada, 2014 Küresel Etkinleştirme Ticaret Raporunda 15. sırada[333] ve Küresel Rekabetçilik Raporunda da 3. sırada yer almakaydı.[334]

The Wall Street Journal ve Miras Vakfı tarafından yayınlanan 2014 Ekonomik Özgürlük Endeksine göre, ABD ekonomik açıdan en özgür 10 ülkeden ayrıştı. ABD istikrârlı bir yedi yıllık ekonomik özgürlük düşüşü yaşamış ve bunu yaşayan tek ülke olmuştur.[335] Endeks, her ülkenin serbest girişime olan bağlılığını 0 ile 100 arasındaki bir ölçekte ölçer. Ekonomik özgürlüğü kaybeden ve düşük endeks puanı alan ülkeler ekonomik durgunluk, yüksek işsizlik oranları ve azalan sosyal koşullar riski altındadırlar.[336][337] 2014 Ekonomik Özgürlük Endeksi Amerika Birleşik Devletleri'ne 75.5 puan verdi ve onu dünyanın on ikinci en özgür ekonomisi olarak listeledi. İki sıra düşmüş ve puanı 2013'ten yarım puan daha düşüktü.[335]

Yönetmelik[değiştir | kaynağı değiştir]

1800 yılından bu yana her yıl bankacılık krizi geçiren ülke sayısı. Bu Zamana Dayalı Farklıdır: Sekiz Yüzyıllık Finansal Çılgınlık[338] sadece 70 ülkeyi kapsamaktadır. Genel artış eğilimi birçok etkene atfedilebilir. Bunlardan biri, emekleri için para alan insanların yüzdesinde kademeli bir artıştır. Bu grafiğin dramatik bir özelliği, 1945'ten 1971'e kadar Bretton Woods Anlaşması döneminde bankacılık krizlerinin sanal yokluğudur. Bu çözümleme, Reinhart ve Rogoff'taki Şekil 10.1'e benzer (2009). Daha fazla ayrıntı için Kapsamlı R Arşiv Ağı (CRAN, Comprehensive R Archive Network) edinilebilir Ecdat paketindeki "bankingCrises" için yardım dosyasına bakınız.

ABD federal hükûmeti özel teşebbüsü çeşitli şekillerde düzenler. Yönetmelik iki genel bölüme ayrılır.

Bazı çabalar, doğrudan veya dolaylı olarak fiyatları kontrol etmeye çalışır. Geleneksel olarak, hükûmet, elektrik hizmetleri gibi devlet tarafından düzenlenmiş tekeller yaratmaya çalışırken, fiyatların normal kârlarını sağlayacak düzeyde olmasına izin vermiştir. Zaman zaman, hükûmet ekonomik denetimi diğer sanayi türlerine de genişletmiştir. Büyük Buhran'ı takip eden yıllarda, hızla değişen arz ve talebe tepki olarak çılgınca dalgalanma eğilimi gösteren tarımsal malların fiyatlarını dengelemek için karmaşık bir sistem tasarladı. Bazı diğer endüstriler —kamyon taşımacılığı ve daha sonra havayolları— düzenleyici yakalama adı verilen bir süreç olan zararlı fiyat indirimi olarak nitelendirdikleri şeyleri sınırlandırmak için kendilerini düzenlemeyi başarıyla aradılar.[339]

Ekonomik düzenlemenin bir başka biçimi olan Tekelcilik Karşıtı Yasası, doğrudan düzenlemenin gereksiz olması için piyasa güçlerini güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Hükûmet —ve bazen özel partiler— rekabeti haksız yere sınırlayacak uygulamaları veya birleşmeleri yasaklamak için tekelcilik karşıtı yasasını kullandılar.[339]

Amerika Birleşik Devletleri'ndeki bankacılık düzenlemesi, çoğu ülkenin yalnızca bir banka düzenleyicisine sahip olduğu diğer G10 ülkelerine kıyasla oldukça parçalanmış durumdadır. ABD'de bankacılık, hem federal hem de eyalet düzeyinde düzenlenmektedir. ABD ayrıca dünyanın en iyi düzenlenmiş bankacılık ortamlarından birine sahiptir; bununla birlikte, düzenlemelerin çoğu sağlamlık ile ilgili değildir, bunun yerine gizlilik, ifşa, dolandırıcılık önleme, kara para aklama, terörle mücadele, tefecilik karşıtı borç verme ve daha düşük gelirli kesimlere borç vermenin teşvik edilmesine odaklanmıştır.

1970'lerden bu yana hükûmet, halkın sağlığını ve güvenliğini iyileştirmek veya sağlıklı bir çevreyi korumak gibi sosyal hedeflere ulaşmak için özel şirketler üzerinde de denetim uygulamıştır. Örneğin, İş Güvenliği ve Sağlık İdaresi, işyeri güvenliği için ölçütleri belirler ve uygular ve yine Amerika Birleşik Devletleri Çevre Koruma Ajansı, hava, su ve toprak kaynaklarını korumak için ölçütler ve düzenlemeler belirler. ABD Gıda ve İlaç Dairesi, hangi ilaçların pazara ulaşabileceğini düzenler ve ayrıca gıda ürünleri için açıklama ölçütlerini sağlar.[339]

Düzenlemeyle ilgili Amerikan tutumları, 20. yüzyılın son otuz yılı boyunca önemli ölçüde değişmiştir. 1970'lerden başlayarak, politika yapıcılar giderek artan bir şekilde ekonomik düzenlemelerin şirketleri, havayolu şirketleri ve kamyon taşımacılığı gibi alanlardaki tüketiciler pahasına koruduğuna ikna oldular. Aynı zamanda, teknolojik değişiklikler, bir zamanlar doğal tekeller olarak kabul edilen telekomünikasyon gibi bazı işkollarında yeni rakipler yarattı. Her iki gelişme de düzenlemeleri kolaylaştıran bir dizi yasaya yol açmıştı.[339]

Amerika'nın en etkili iki siyasi partisinin liderleri genellikle 1970'ler, 1980'ler ve 1990'larda ekonomik deregülasyonu tercih ederken, sosyal hedeflere ulaşmak için tasarlanan düzenlemelerle ilgili daha az anlaşma bulunmaktaydı. Sosyal düzenlemeler, Bunalım ve II. Dünya Savaşı'nı takip eden yıllarda ve yine 1960'larda ve 1970'lerde artan bir önem kazanmıştı. 1980'lerde hükûmet, bu düzenlemenin serbest girişime müdahale ettiği, iş yapma maliyetlerini arttırdığı ve böylece enflasyona katkıda bulunduğu fikrine dayanarak emek, tüketici ve çevre kurallarını gevşetmiştir. Bu tür değişikliklere yanıt karışıktır; birçok Amerikalı, belirli olaylar veya eğilimler hakkındaki endişeleri dile getirmeye devam etti ve hükûmeti çevre koruması da dâhil olmak üzere bazı alanlarda yeni düzenlemeler yapmaya teşvik etti.[339]

Yasama kanallarının tepkisiz kaldığı durumlarda, bazı vatandaşlar sosyal sorunları daha çabuk ele almak için mahkemelere başvurmuşlardır. Örneğin, 1990'larda, bireyler ve sonunda hükûmetin kendisi, sigara içmenin sağlık riskleri konusunda tütün şirketlerine davalar açtı. 1998 Tütün Ana Uzlaşma Sözleşmesi, ülkelere sigara ile ilgili hastalıkların tedavisi için tıbbi maliyetleri karşılamak üzere uzun vadeli ödemeler sağlamıştır.[339]

2000 ve 2008 yılları arasında, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki ekonomik düzenlemeler, 1970'lerin başından bu yana en hızlı genişlemeyi görmüştür. Ekonomik düzenleme için bir vekil olan Federal Kayıt Defterindeki yeni sayfa sayısı, 2001'de 64.438 yeni sayfadan 2007'de 78.090 yeni sayfaya yükseldi. Yılda 100 milyon dolardan fazla maliyeti olan düzenlemeler olarak tanımlanan ekonomik açıdan önemli düzenlemeler %70 oranında artmıştır. Düzenlemelere yapılan harcamalar %62 artarak 26.4 milyar dolardan 42.7 milyar dolara yükselmiştir.[340]

Vergilendirme[değiştir | kaynağı değiştir]

Amerika Birleşik Devletleri'nde vergilendirme, en az dört farklı hükûmet seviyesine ve birçok vergilendirme yöntemine ödeme yapılmasını içerebilecek karmaşık bir sistemdir. Vergiler federal hükûmet ve eyalet hükûmetleri tarafından ve genellikle ilçeleri, belediyeleri, bucakları, okul bölgelerini ve yangın, kamu hizmeti ve taşıma bölgeler gibi diğer özel amaçlı bölgeleri içerebilen yerel yönetimler tarafından alınır.[341]

Vergilendirme biçimleri, gelir, mal, satış, ithalat, bordro, mülk ve hediyeler ile çeşitli ücretler üzerindeki vergileri içerir. Tüm hükûmet düzeylerine göre vergilendirme dikkate alındığında, GSYİH'nın bir yüzdesi olarak toplam vergilendirme 2011 yılında GSYİH'nın yaklaşık dörtte biri kadar olmuştur.[342] ABD ekonomisinde karaborsanın payı diğer ülkelere göre çok düşüktür.[343]

Federal bir servet vergisi, Amerika Birleşik Devletleri Anayasası tarafından yasaklanmış olsa da, makbuzlar nüfuslarına göre eyaletlere dağıtılmadıkça, eyalet ve yerel yönetim emlak vergisi emlak üzerinde varlık vergisi tutarıdır ve sermaye kazançları, enflasyona göre düzeltilmiş kârlar yerine nominal olarak vergilendirildiği için, sermaye kazancı vergi tutarlarının enflasyon oranına ilişkin bir servet vergisine eşittir.[344]

ABD'deki vergilendirme, özellikle federal düzeyde, genellikle ilericidir ve gelişmiş dünyadaki en ilericiler arasında yer almaktadır.[345][346][347] Vergilerin az ya da çok ilerici olması gerekip gerekmediği konusunda tartışmalar bulunmaktadır.[344][348][349][350]

Giderler[değiştir | kaynağı değiştir]

CBO: 2018 mali yılı için ABD federal harcamaları ve gelir bileşenleri. Başlıca harcama kategorileri sağlık, sosyal güvenlik ve savunmadır; gelir ve bordro vergileri birincil gelir kaynaklarıdır.
Kongre Bütçe Ofisi (CBO) temel senaryo karşılaştırmaları: Haziran 2017 (aslen Başkan Trump'ın Başkan Obama'dan miras aldığı hesap açığı eğrisi) Nisan 2018 (Trump'ın vergi indirimlerini ve harcama faturalarını yansıtan) ve Nisan 2018 öbür senaryo (diğer mevcut politika uzantıları arasında Trump vergi indirimlerinin uzatılmasını varsayar).[351]

Amerika Birleşik Devletleri'nin kamu kesimi harcamaları GSYİH'nın yaklaşık %38'ini oluşturmaktadır (federal %21 civarında, geri kalanı eyalet ve yerel düzeyde).[352] Her hükûmet seviyesi birçok doğrudan hizmet sunmaktadır. Örneğin, federal hükûmet, ulusal savunmadan, genellikle yeni ürünlerin geliştirilmesine yol açan uzay araştırması yapan ve işçilerin işyeri becerilerini geliştirmelerine ve iş bulmalarına (yüksek öğrenim dahil) yardımcı olmak için tasarlanmış çok sayıda program yürütmekten sorumludur. Hükûmet harcamalarının yerel ve bölgesel ekonomiler üzerinde ve ekonomik faaliyetin genel hızı üzerinde önemli bir etkisi vardır.

Bu arada eyalet hükûmetleri çoğu karayolunun yapımından ve bakımından sorumludur. Eyalet, ilçe veya kent yönetimleri, devlet okullarının finansmanı ve işletilmesinde öncü rol oynamaktadır. Yerel yönetimler öncelikle polis ve itfaiye teşkilâtlanmasından sorumludur. 2016 yılı itibarıyla, ABD eyalet ve yerel yönetimleri 3 trilyon dolar borçludur ve fonlanmamış borçlarda 5 trilyon dolar daha bulunmaktadır.[353]

Amerika Birleşik Devletleri'ndeki refah sistemi, 1930'larda, Büyük Buhran sırasında, Yeni Anlaşmanın yürürlüğe girmesi ile başladı. Refah sistemi daha sonra Medicare, Medicaid, Yaşlı Amerikalılar Yasası ve federal eğitim finansmanı dâhil Büyük Toplum mevzuatı ile 1960'larda genişletildi. Resmî hükûmet tahminlerine göre, Medicare önümüzdeki 75 yıl boyunca 37 trilyon dolarlık bir borçla ve Sosyal Güvenlik aynı zaman dilimi boyunca 13 trilyon dolarlık bir borçla karşı karşıya kalacaktır.[354][355]

Genel olarak, federal, eyalet ve yerel harcamalar 1998 yılında ABD gayri safi yurt içi hasılasının neredeyse %28'ini oluşturmuştur.[356]

Federal bütçe ve borç[değiştir | kaynağı değiştir]

2017 mali yılı boyunca, federal hükûmet bütçeden veya nakit bazında 3.98 trilyon dolar harcamış, bu 128 milyar dolar ya da 3,3 trilyon dolarlık 2016 mali yılı harcamalarına kıyasla %3,85 artış kaydetmişti. 2017 mali yılı harcamalarının başlıca kategorileri şunlardı: Medicare ve Medicaid ($1,077 milyar veya %27 oranında harcama), Sosyal Güvenlik ($939 milyar veya %24 oranında harcama), federal departmanları ve kurumları çalıştırmak için kullanılan savunma dışı isteğe bağlı harcamalar ($610 milyar veya %15 oranında harcama), Savunma Bakanlığı harcamaları ($590 milyar veya %15 oranında harcama) ve faiz giderleri ($263 milyar veya %7 oranında harcama).[351]

2015 mali yılı boyunca federal hükûmet, 2016 mali yılına kıyasla 48 milyar dolar veya %1,5 artışla yaklaşık 3,32 trilyon dolar vergi geliri elde etti. Birincil fatura kategorileri bireysel gelir vergileri ($1,587 milyar veya toplam makbuzların %48'i), Sosyal Güvenlik/Sosyal Sigorta vergileri ($1,162 milyar veya %35) ve kurumlar vergilerini ($297 milyar veya %9) içeriyordu. Diğer gelir türleri, tüketim vergisi, emlak ve hediye vergilerini içermektedir. 2017 mali yılı gelirleri gayri safi yurt içi hasılanın (GSYİH) %17,3'ü iken, 2016 mali yılında %17,7 olmuştur. Vergi gelirleri, 1980-2017 döneminde ortalama olarak GSYİH'nın yaklaşık %17,4'ünü oluşturmuştur.

Federal bütçe açığı (yani gelirlerden daha yüksek giderler) 2016 yılında 585 milyar dolara karşılık, 80 milyar dolar veya %14 artışla, 2017 yılında 665 milyar dolara ulaşmıştır. Bütçe açığı 2017'de GSYİH'nın %3,5'i iken, bu 2016'daki %3,2'lik GSYİH oranına karşılık geliyordu. Vergi Kesintileri ve İş Kanunu ve diğer harcama faturaları nedeniyle bütçe açığının 2018 mali yılında 804 milyar dolara yükseleceği tahmin edilmektedir. Yaşlanan bir ülke ve sağlık enflasyonu, uzun vadede açıkların ve borçların diğer yön vericileridir.[351]

Ulusal borcun bir ölçüsü olan halk tarafında tutulan borç, 2017 yılında yaklaşık 14,7 trilyon dolar veya GSYİH'nın %77'si idi ve 207 ülke arasında kendine 43. sırada yer buldu.[357] GSYİH'nın yüzdesi olarak bu borç, kabaca birçok Batı Avrupa ülkesininkine eşdeğerdir.[358]

İş kültürü[değiştir | kaynağı değiştir]

ABD ekonomisinin merkezi bir özelliği, özel sektörün ABD ekonomisinin ürettiklerinin yönünü ve ölçeğini belirlemede ekonomik kararların çoğunu almasına izin vererek özel sektöre tanınan ekonomik özgürlüktür. Bu, nispeten düşük seviyelerde düzenleme ve hükûmet katılımı ile[359] genel olarak mülkiyet haklarını koruyan ve sözleşmeleri uygulayan bir mahkeme sistemi ile güçlendirilmiştir. Günümüzde,[ne zaman?] Amerika Birleşik Devletleri 29.6 milyon küçük işletmeye, dünya milyonerlerinin %30'una, dünya milyarderlerinin %40'ına ve dünyanın en büyük 500 şirketinden 139'una ev sahipliği yapmaktadır.[85][186][360][361]

787-10 Dreamliner sunum töreninde Boeing icra kurulu başkanı Dennis Muilenburg

Bağımsız bir ulus olarak tarih sahnesine çıkmasından itibaren, Amerika Birleşik Devletleri bilim ve yeniliği teşvik etmiştir. 20. yüzyılın başlarında, ABD sanayisi ve akademisi arasındaki gayriresmî işbirliği yoluyla yapılan araştırmalar hızla büyümüş ve 1930'ların sonlarında İngiltere'de gerçekleşenlerin boyutunu aşmıştır (ABD araştırmalarının kalitesi henüz İngiliz ve Alman araştırmalarıyla eşit olmasa da).[362]

Amerika Birleşik Devletleri mineral kaynaklar ve verimli çiftlik toprağı bakımından zengindir ve ılımlı bir iklime sahip olduğu için de şanslı durumdadır. Ayrıca hem Atlantik hem de Büyük Okyanus kıyısında ve Meksika Körfezi'nde geniş sahil şeridine sahiptir. Nehirler kıtanın içinden akar ve Büyük Göller —ABD-Kanada sınırındaki beş büyük, iç göl— ek ulaşım erişimi sağlamaktadır. Bu kapsamlı su yolları, ülkenin ekonomik büyümesini yıllar içinde şekillendirmeye ve Amerika'nın 50 ayrı eyaletini tek bir ekonomik birimde bir araya getirmeye yardımcı olmuştur.[363]

İşçi sayısı ve daha da önemlisi, üretkenlikleri ABD ekonomisinin sağlığını belirlemeye yardımcı olur. ABD'de tüketici harcamaları 1960 yılında GSYİH'nın yaklaşık %62'sine yükselmiş ve 1981 yılına kadar bu seviyelerde kalmıştır ve 2013 yılında %71'e yükselmiştir.[364] Tarih boyunca, Amerika Birleşik Devletleri, neredeyse sürekli ekonomik genişlemenin hem nedeni hem de etkisi olan bir olgu olan işgücünde istikrârlı bir büyüme yaşadı. I. Dünya Savaşı'ndan kısa bir süre sonra, çoğu işçi Avrupa'dan gelen göçmen, onların soyundan gelenler ya da çoğunlukla Afrika'dan alınan köleler olan Afrikalı Amerikalılar ya da onların soyundan gelenler idi.[365]

Demografik değişim[değiştir | kaynağı değiştir]

20. yüzyılın sonlarından itibaren, birçok Latin Amerikalı göç etmiş, bunu ulus kaynaklı göç kotalarının kaldırılmasından sonra çok sayıda Asyalı takip etmiştir.[366] Yüksek ücret vaadi, Amerika Birleşik Devletleri'ne dünyanın dört bir yanından kayıt dışı ekonomide iş arayan milyonlarca yasadışı göçmeni çekmektedir. Sadece 1990'larda 13 milyondan fazla kişi resmen ABD'ye giriş yapmıştır.[367]

Philadelphia, Chinatown konumundaki restoranlar ve dükkânlar

İşgücü hareketliliği, Amerikan ekonomisinin değişen koşullara uyum sağlama yeteneği için de önemli olmuştur. Göçmenler doğu yakasındaki işgücü piyasalarına akın ettiğinde, pek çok işçi, çoğu zaman istihdam bekleyen tarım alanlarına taşındı. Benzer şekilde, kuzey şehirlerindeki endüstriyel ekonomik fırsatlar 20. yüzyılın ilk yarısında Büyük Göç olarak bilinen güney Amerikalılardan Afroamerikalıları kendine çekmiştir. Amerika Birleşik Devletleri'nde şirket, genellikle karmaşık bir dizi kural ve gelenekle yönetilen bir işletme kuruluşu oluşturan hissedarlar olarak bilinen sahiplerin bir birliği olarak ortaya çıkmıştır. Seri üretim sürecinin getirdiği General Electric gibi şirketler, ABD'yi şekillendirmede etkili olmuştur. Borsa sayesinde, Amerikan bankaları ve yatırımcıları kârlı şirketlerden yatırım yaparak ve sermaye çekerek ekonomilerini büyüttüler. Günümüzde küreselleşme döneminde, Amerikalı yatırımcılar ve şirketler tüm dünyada bir etkiye sahiptir. Amerikan hükûmeti de Amerikan ekonomisinde etkili büyük yatırımcılar arasında yer almaktadır. Hükûmet yatırımları (örneğin Hoover Barajı gibi) ölçekli kamu çalışmaları, askerî-endüstriyel sözleşmeler ve finans işkoluna yönelik olmuştur.

Yaşlanma[değiştir | kaynağı değiştir]

Çeşitli çalışmalara göre, ABD nüfusu GSYİH büyümesi, verimlilik, yenilik, eşitsizlik ve ulusal borç konusunda önemli ekonomik etkileri olan yaşlanma tehdidi ile karşı karşıyadır. Ortalama olarak 2000'de 38 yaşında olan bir işçi 2019'da 42 yaşındaydı. 2030 yılına gelindiğinde, 16 yaşın üzerindeki yetişkinlerin yaklaşık %59'u işgücü içinde olacaktır (2015'te %62 idi). Bir çalışma, 2000 yılından bu yana yaşlanmanın yılda %0.25 ile %0.7 arasında üretkenliği azalttığını tahmin etmektedir. GSYİH büyümesi üretkenlik (işçi başına üretim) ve işçi sayısının bir işlevi olduğundan, her iki eğilim de GSYİH büyüme oranını yavaşlatır. Daha yaşlı işçiler, faiz oranlarını düşüren, GSYİH büyüme azalmasının bir kısmını dengeleyen, ancak Federal Rezerv'in faiz oranlarını düşürerek bir durgunluğa hitap etme yeteneğini azaltan daha fazla tasarruf sağlamaktadır. Yaşlanma eğilimini ele alma araçları arasında göç (teorik olarak genç işçileri getiriyor) ve daha fazla çocuk sahibi olmak için teşviklerle arttırılan daha yüksek doğurganlık oranları (örneğin, vergi indirimleri, devlet desteği ve daha cömert ücretli izin) bulunmaktadır.[368]

Kongre Bütçe Ofisi, Mayıs 2019'da zorunlu harcamaların (örneğin, Medicare, Medicaid ve Sosyal Güvenlik) nüfus yaşlandıkça ekonominin büyüklüğüne (GSYİH) göre büyümeye devam edeceğini tahmin etmektedir. 65 yaş ve üstü nüfusun 2019-2029 arasında üçte bir oranında artacağı tahmin edilmektedir. 2019'da zorunlu program harcamaları (gider kalemleri) GSYİH'nın %12.7'siydi ve 2025-2029'da GSYİH'nın ortalama %14.4'ü olacağı tahmin edilmektedir.[369]

Girişimcilik[değiştir | kaynağı değiştir]

Kamu İktisadi Teşebbüsleri veya DDİ'lerin ABD ekonomisindeki payı
1897'de Tennessee. ABD, elektrikli aydınlatmanın benimsenmesinde liderdi

Amerika Birleşik Devletleri, 19. yüzyılın sonlarından bu yana teknolojik yenilikte ve 20. yüzyılın ortalarından bu yana bilimsel araştırmalarda öncülük yapmaktadır. 1876'da Alexander Graham Bell, telefon için ilk ABD patentine layık görüldü. Thomas Edison'un laboratuvarı, ilk uzun ömürlü ampul olan fonografı ve ilk canlı film kamerasını geliştirdi. Nikola Tesla, radyolarda kullanılan AC endüksiyon motoruna ve yüksek frekanslı güç aktarımına öncülük etmişti. 20. yüzyılın başlarında, Ransom E. Olds ve Henry Ford otomobil şirketleri montaj hattını popülerleştirdi. Wright kardeşler, 1903'te, ilk sürekli ve kontrollü havada ağır bir taşıtla uçuş yaptı.[370]

Tanınmış Amerikalı girişimcilerden ikisi: Steve Jobs ve Bill Gates.

Amerikan toplumu, girişimciliği ve işi son derece vurgular. Girişimcilik, "yenilikleri ekonomik mallara dönüştürmek için yenilikler, finans ve iş zekasını üstlenen kişi" olarak tanımlanabilen bir girişimci olma eylemidir. Bu, yeni örgütlenmelere neden olabilir veya algılanan bir fırsata yanıt olarak olgun teşkilatları canlandırmanın bir parçası olabilir.[371]

Girişimciliğin en belirgin biçimi, yeni işletmelerin (başlangıç şirketleri olarak anılacaktır) başlama sürecini ve katılımını ifade eder; ancak, son yıllarda, bu terim, girişimcilik etkinliğinin sosyal ve politik biçimlerini içerecek şekilde genişletilmiştir. Girişimcilik, bir kuruluş veya büyük örgütlenme içindeki etkinlikleri tanımladığında, bu, kurum içi girişimcilik olarak adlandırılır ve büyük kuruluşlar başlangıç şirketi örgütlenmeleri olduğunda kurumsal girişim içerebilir.[371]

Girişimcilik bilgini ve küresel girişimcilik monitörünün yaratıcısı, Paul Reynolds'a göre, "emeklilik yıllarına ulaştıklarında, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki tüm çalışan erkeklerin yarısı muhtemelen bir veya daha fazla yıllık serbest meslek dönemine sahiptir; her dört kişiden biri altı veya daha fazla yıl serbest meslek yapmış olabilir. Yeni bir iş yaratılmasına katılmak, ABD çalışanları arasında kariyerleri boyunca yaygın bir faaliyettir."[372] Ve son yıllarda, iş yaratma eylemi, David Audretsch gibi bilim adamları tarafından hem Amerika Birleşik Devletleri hem de Batı Avrupa'da ekonomik büyümenin önemli bir itici gücü olarak belgelenmiştir.[kaynak belirtilmeli]

ABD başlangıç şirketlerilerinin hayatta kalma oranı, 1977-2012. Kaynak: ABD Sayım Bürosu, İş Dinamikleri İstatistikleri, Gallup tarafından yayınlandı, UNESCO bilim raporunda tekrar yayınlanan: 2030'a doğru, Şekil 5.7, s. 143

Girişim sermayesi yatırımı[değiştir | kaynağı değiştir]

Üçer aylık ABD girişim sermayesi yatırımları, 1995–2017

Girişim sermayesi, bir endüstri olarak, hâlâ hakim olan Amerika Birleşik Devletleri'nde ortaya çıkmıştır.[373] Ulusal Girişim Sermayesi Derneği'ne göre, özel sektör işlerinin %11'i girişim sermayesi destekli şirketlerden gelmekte, girişim sermayesi destekli gelir hesapları ABD GSYİH'sının %21'ini oluşturmaktadır.[374]

Girişim sermayesine yapılan toplam ABD yatırımı, 2014 yılında 4.356 anlaşma için 48,3 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir. Ulusal Girişim Sermayesi Derneği'nin bildirdiğine göre, bu 'dolar cinsinden %61'lik ve önceki yıla göre %4'lük bir artışı gösterdi'. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü, ABD'deki girişim sermayesi yatırımının 2014 yılına kadar durgunluk öncesi seviyelere kadar tamamen iyileştiğini tahmin etmektedir. Ulusal Girişim Sermayesi Derneği, 2014'te yaşam bilimlerindeki girişim sermayesi yatırımının 2008'den bu yana en üst düzeyde olduğunu bildirdi: biyoteknolojide, 470 anlaşmaya 6.0 milyar dolar, yaşam bilimlerinde ise 789 anlaşmaya (biyoteknoloji ve tıbbi cihazlar dâhil) 8.6 milyar dolar yatırım yapıldı. Biyoteknolojiye yapılan yatırımın üçte ikisi (%68) ilk olan/erken evre geliştirme anlaşmaları ve gelişimin genişleme aşamasının geri kalan kısmına (%14), tohum aşamasındaki şirketlere (%11) ve geç evre şirketlerine (%7) gitti. Ancak, genel olarak en fazla sayıda anlaşmaya yatırım yapan alan yazılım endüstrisiydi: 1.799 anlaşma için 19.8 milyar dolarlık bir yatırım. İkincisi, internete özgü şirketler geldi ve 1.005 anlaşma ile 11.9 milyar dolarlık yatırım topladı. Bu şirketlerin çoğu Kaliforniya eyaletinde, tek başına ABD araştırmalarının %28'ine yoğunlaşmaktadır.[375]

Bazı yeni Amerikalı işletmeler melek yatırımcılardan (girişim sermayedarları) gelen varlıklarla yatırımlarını artırmaktadır. 2010 yılında sağlık/tıp melek yatrırımları toplam melek yatırımlarının %30'u (2009'da %17'ye karşılık) ile en büyük payını oluşturmuş, bunu yazılım (2007'de %16'ya karşı %19), biyoteknoloji (2009'da %15'e karşı %8), endüstri/enerji (2009'da %8'e karşı %17), perakende (2009'da %5'e karşı %8) ve BT hizmetleri (%5) izlemiştir.[376][netleştirme gerekli]

Amerikalılar, her türlü yeni ürünü denemek ve üreticilerini ürünlerini geliştirmek için rahatsız etmek için alışılmadık derecede istekli olan "cesaret verici tüketiciler" dir.[377]

Birleşme ve devralmalar[değiştir | kaynağı değiştir]

1985'ten beri ABD'de üç büyük B&D dalgası vardır ("1985'ten beri ABD'de Birleşme ve Devralmalar" grafiğine bakınız). 2017, fırsatların sayısı açısından en etkin yıl olmuş (12,914), 2015'te ise en büyük genel anlaşma değerine (24 milyar ABD doları) ulaşılmıştır.

ABD tarihindeki en büyük birleşme anlaşması, 2000 yılında Time Warner'ın, teklifin 164 milyar ABD dolarının üzerinde olduğu, America Online Inc. tarafından satın alınmasıydı. Çinli yatırımcılar tarafından ABD şirketlerinin satın alınmaları 2000 yılından beri %368 artmıştır. Öte yandan, —Çinli şirketleri satın alan ABD şirketleri— 2007 yılına kadar kısa bir artış eğilimi ile %25 düşüş gösterdi.[378]

Araştırma ve geliştirme[değiştir | kaynağı değiştir]

ABD'de Ar-Ge'ye GSYİH'nın bir yüzdesi olarak yapılan harcamalar, 2002-2013. Diğer ülkeler karşılaştırma amacıyla verilmiştir. Kaynak: UNESCO Bilim Raporu: 2030'a doğru

Amerika Birleşik Devletleri, araştırma ve geliştirmeye (Ar-Ge) mutlak terimlerle diğer G7 ülkelerinden daha fazla para yatırıyor: 2012 yılında %17.2 daha fazladır. 2000 yılından bu yana, ABD'de Ar-Ge (GERD) için gayri safi yurt içi harcamaları %31.2 artarak G7 ülkeleri arasında GERD payını %54.0 (2000 yılında %54.2) seviyesinde korumaktadır.[375]

Durgunluğun araştırma harcamalarına etkisi[değiştir | kaynağı değiştir]

Genel olarak, ABD'nin Ar-Ge'ye yaptığı yatırım, ekonomik durgunluk sırasında biraz gerilemeden önce yüzyılın ilk yıllarında ekonomiyle birlikte yükselmiş ve büyüme devam ettikçe tekraren yükselmiştir. 2009'daki zirvesinde, GERD 406 milyar ABD doları (GSYİH'nın %2.82'si) olarak gerçekleşmiştir. Durgunluğa rağmen, 2012 yılında hala %2.79 idi ve sadece marjinal olarak 2013'te %2.73'e kayacaktı, geçici verilere göre ve 2014 yılında benzer bir seviyede kalmalıydı.[375]

Federal hükûmet, 2012'de %52.6 ile temel araştırmanın başlıca sermayedarı konumunda, eyalet hükûmetleri, üniversiteler ve diğer kâr amacı gütmeyen kuruluşlar %26 oranında sermaye sağlamıştır. Öte yandan deneysel gelişme ise, öncelikle sanayi tarafından finanse edilmekte ve 2012 yılında federal hükûmetin %22,1'ine göre %76,4'tür.[375]

GSYİH, araştırma harcamaları, araştırmacılar ve bilimsel yayınların dünya payları, 2009 ve 2013. Kaynak: UNESCO Bilim Raporu: 2030'a doğru, Şekil 1.7

ABD'nin Ar-Ge'ye yaptığı yatırım yüksek olsa da, Başkan Obama'nın 2016'daki Başkanlığının sonuna kadar GSYİH'nın %3'üne ulaşamadı. Diğer uluslar —özellikle Çin— Ar-Ge yatırımlarını yeni boyutlara taşımakta Amerikan üstünlüğü bu açıdan aşınmaktadır. 2009-2012 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri'nin araştırma harcamalarındaki dünya payı %30,5'ten %28,1'e gerilemiştir. Birçok ülke şimdi GSYİH'nın %4'ünden fazlasını Ar-Ge'ye (İsrail, Japonya ve Güney Kore) ayırmakta, diğerleri ise (Finlandiya ve İsveç) 2020 yılına kadar kendi GERD/GSYİH oranını %4'e çıkarmayı planlamaktadır.[375]

Araştırmaya yönelik ticaret harcamaları[değiştir | kaynağı değiştir]

Ticari işletmeler, 2012 yılında ABD Ar-Ge'sinin %59,1'ini oluşturdu ve bu 2000 yılındaki %69,0 oranından aşağıda gerçekleşti. Özel kâr amacı gütmeyen kuruluşlar ve yabancı kuruluşlar, sırasıyla toplam Ar-Ge'nin, %3.3 ve %3.8'lik küçük bir kısmına katkıda bulunurlar.[375]

Devlet kurumu tarafından sağlanan ABD araştırma ve geliştirme bütçesi, 1994-2014. Kaynak: UNESCO Bilim Raporu: 2030'a doğru, Şekil 5.4, Amerikan Bilimi Geliştirme Derneği verilerine dayanmaktadır.

ABD tarihsel olarak iş amaçlı Ar-Ge ve yenilik konusunda önder olmuştur. Bununla birlikte, 2008-2009 ekonomik durgunluğunun kalıcı bir etkisi görülmüştür. Ar-Ge'nin önemli icracıları taahhütlerini büyük ölçüde korurken, ABD'deki durgunluğun acısını esas olarak küçük işletmeler ve başlangıç girişimleri hissediyordu. ABD Nüfus Sayım Bürosu tarafından yayınlanan istatistikler, 2008 yılında ticari ölümlerin sayısının, ticari doğumların sayısını geçmeye başladığını ve eğilimin en azından 2012'ye kadar devam ettiğini gösterdi. 2003'ten 2008'e kadar, iş araştırma harcamaları genellikle yukarı doğru bir seyir izlemişti. 2009 yılında, bu kez bir önceki yıla göre %4, 2010'da yine %1-2 oranında da olsa, eğri tersine döndü. Sağlık hizmetleri gibi yüksek fırsat işkollarındaki şirketler, fosil yakıtlar gibi daha olgun endüstrilerdekilerden daha az kesinti yapmışlardır. Ar-Ge harcamalarındaki en büyük kesintiler tarım üretimindeydi: %-3.5 ortalama Ar-Ge net satış oranı ile karşılaştırıldığında. Öte yandan, kimyasallar ve yardımcı ürünler endüstrisi ve elektronik ekipman endüstrisi, net satış oranlarına %3.8 ve ortalamadan %4.8 daha yüksek Ar-Ge harcaması ortaya koymuştur. Ar-Ge harcamalarının miktarı 2011 yılında artsa da, 2008 harcama seviyesinin altında kalmıştır. 2012 yılına gelindiğinde, işletme tarafından finanse edilen Ar-Ge'nin büyüme oranı iyileşme göstermiştir. Bunun devam edip etmeyeceği, ekonomik toparlanma ve büyüme arayışına, federal araştırma sermayesi seviyelerine ve genel iş ortamına bağlı olacaktır.[375]

Devlet düzeyinde araştırma harcamaları[değiştir | kaynağı değiştir]

Araştırma harcaması düzeyi bir eyaletten diğerine önemli ölçüde değişiklik gösterir. Altı eyalet (New Mexico, Maryland, Massachusetts, Washington, Kaliforniya ve Michigan) 2010 yılında GSYİH'larının %3.9'unu veya daha fazlasını Ar-Ge'ye ayırmış ve birlikte ulusal araştırma harcamalarının %42'sine katkıda bulunmuştur. 2010 yılında, Ar-Ge'nin dörtte birinden fazlası Kaliforniya'da (%28.1) ve devamen Massachusetts (%5.7), New Jersey (%5.6), Washington Eyaleti (%5.5), Michigan (%5.4), Teksas (%5.2), Illinois (%4.8), New York (%3.6) ve Pennsylvania'da (%3.5) yoğunlaşmıştır. Yedi eyalet (Arkansas, Nevada, Oklahoma, Louisiana, Güney Dakota ve Wyoming) GSYİH'larının %0,8'inden azını Ar-Ge'ye ayırmıştır.[375]

Amerika Birleşik Devletleri'nde eyalet düzeyinde bilim ve mühendislik. Kaynak: UNESCO Bilim Raporu: 2030'a doğru, Şekil 5.6, Amerikan Bilim Geliştirme Derneği verilerine dayanmaktadır.

Kaliforniya, bilgi teknolojisinde önde gelen şirketlere ve girişimlere ev sahipliği yapan Silikon Vadisi adlı bölgeye ev sahipliği yapmaktadır. Bu eyalet ayrıca San Francisco Körfez Bölgesi, Los Angeles ve San Diego'da dinamik biyoteknoloji kümelenmelerine de ev sahipliği yapıyor. Kaliforniya dışındaki ana biyoteknoloji kümelenmeleri Boston/Cambridge, Massachusetts, Maryland, Washington, DC banliyö alanı, New York, Seattle, Philadelphia ve Chicago şehirleridir. Kaliforniya, ülke genelinde bilim ve mühendislikteki tüm işlerin %13.7'sini, diğer herhangi bir eyaletten daha fazla sağlamaktadır. Kaliforniyalıların yaklaşık %5.7'si bu alanlarda istihdam edilmektedir. Bu yüksek pay, akademik mükemmelliğin güçlü bir birleşimini ve Ar-Ge'ye güçlü bir odaklanmayı yansıtmakta: örneğin, prestijli Stanford Üniversitesi ve Kaliforniya Üniversitesi, Silikon Vadisi ile omuzlarını ovalar. Aynı şekilde, Massachusetts eyaleti Boston çevresindeki Route 128 sadece çok sayıda yüksek teknoloji işletme ve kuruluşa ev sahipliği yapmakla kalmaz, aynı zamanda ünlü Harvard Üniversitesi ve Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'ne de ev sahipliği yapar.[375]

New Mexico'nun yüksek araştırma yoğunluğu, Los Alamos Ulusal Laboratuvarı'na ev sahipliği yaptığı gerçeği ile açıklanabilir. Maryland'in konumu, orada federal olarak finanse edilen araştırma kurumlarının yoğunluğunu yansıtabilir. Washington Eyaleti, Microsoft, Amazon ve Boeing gibi yüksek teknoloji şirketlerinin yüksek iş toplanmasına sahiptir ve çoğu otomobil üreticisinin mühendislik hizmetleri Michigan eyaletinde yer almaktadır.[375]

Çokuluslu şirketlerin araştırma harcamaları[değiştir | kaynağı değiştir]

Federal hükûmet ve Amerika Birleşik Devletleri'ni oluşturan 50 eyaletten çoğu, belirli işkollarına ve kuruluşlara, araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) yapmaya teşvik etmek için vergi kredileri sunmaktadır. Kongre genellikle birkaç yılda bir vergi kredisini yeniler. The Wall Street Journal tarafından 2012 yılında yapılan bir ankete göre, şirketler bu kredilerin yenilenmesine güvenemedikleri için Ar-Ge'ye yatırım yapma konusunda karar verirken bu kredileri dikkate almazlar.[375]

2014 yılında dört Amerikalı çokuluslu şirket Ar-Ge harcamaları hacmi bakımından ilk 50'de yer aldı: Microsoft, Intel, Johnson&Johnson ve Google. Bazıları en az on yıldır ilk 20'de yer aldı: Intel, Microsoft, Johnson&Johnson, Pfizer ve IBM. Google, 2013'te ilk kez bu tabloya dâhil edildi.[375] Ar-Ge hacmi ve yoğunluğuna göre küresel ilk 50 şirket, 2014* Ar-Ge yoğunluğu, Ar-Ge harcamalarının net satışlara bölünmesiyle tanımlanır.** Hollanda'da kurulmuş olmasına rağmen, Airbus'un ana üretim tesisleri Fransa, Almanya, İspanya ve İngiltere'de bulunmaktadır. Kaynak: UNESCO Bilim Raporu: 2030'a doğru (2015), Tablo 9.3, Hernández ve diğerl. (2014), AB Ar-Ge Puan Tablosu: 2014 AB Endüstriyel Ar-Ge Yatırım Puan Tablosu (İng: EU R&D Scoreboard: the 2014 EU Industrial R&D Investment Scoreboard.) Avrupa Komisyonu: Brüksel, Tablo 2.2.

Yüksek teknolojili ürün ve patent dış satımı[değiştir | kaynağı değiştir]

Dünya payının yüzdesi olarak ABD'den yüksek teknoloji ihracatı, 2008-2013. Kaynak: UNESCO Bilim Raporu: 2030'a doğru, Şekil 5.10, Comtrade veritabanına dayalı olarak.

Amerika Birleşik Devletleri, yüksek teknoloji ürünler konusunda dünya liderliğini kaybetmiştir. Hatta bilgisayar ve iletişim ekipmanları şimdi Çin ve diğer gelişmekte olan ekonomilerde toplanmakta, yüksek teknoloji katma değerli bileşenler başka yerlerde üretilmektedir. 2010 yılına kadar ABD net bir ilaç ihracatçısıydı, ancak 2011'den bu yana bu malların net ithalatçısı haline gelmiştir.

Amerika Birleşik Devletleri sanayi sonrası bir ülkedir. Yüksek teknolojili ürünlerin ithalatı, ihracatını çok aşmaktadır. Bununla birlikte, Amerika Birleşik Devletleri'nin teknolojik açıdan yetenekli işgücü büyük miktarda patent üretmekte ve yine bu patentlerin lisansından veya satışından yararlanabilmektedir. Araştırmada etkin olan Amerika Birleşik Devletleri'nin bilimsel endüstrileri içinde, ürün ve hizmetlerin %9.1'i fikrî mülkiyet haklarının lisanslanmasıyla ilgilidir.[375]

Fikrî mülkiyet ticareti söz konusu olduğunda, Amerika Birleşik Devletleri rakipsiz kalır. Telif hakkı ve lisanslama gelirleri, 2013 yılında dünyanın en yüksek seviyesi olan 129.2 milyar dolar olarak gerçekleşti. Japonya, 2013 yılında 31,6 milyar dolar gelirle ABD'nin uzağında ikinci sırada gelmektedir. ABD'nin 2013 yılında fikrî mülkiyet kullanımı için yaptığı ödemeler 39.0 milyar dolara ulaştı ve bu sadece İrlanda tarafından aşıldı (46.4 milyar dolar).[375]

Kayda değer şirketler ve piyasalar[değiştir | kaynağı değiştir]

2011 yılında, gelir bakımından ABD merkezli en büyük 20 şirket Walmart, ExxonMobil, Chevron, ConocoPhillips, Fannie Mae, General Electric, Berkshire Hathaway, General Motors, Ford Motor Company, Hewlett-Packard, AT&T, Cargill, McKesson Corporation, Bank of America, Federal Home Loan Mortgage Corporation, Apple Inc., Verizon, JPMorgan Chase ve Cardinal Health oldu.

2013 yılında, piyasa değerine göre dünyanın en büyük on şirketinden sekizi Amerikan'dı: Apple Inc., ExxonMobil, Berkshire Hathaway, Walmart, General Electric, Microsoft, IBM ve Chevron Corporation.[379]

2011 Fortune Global 500'e göre, en büyük on Amerikalı işveren Walmart, U.S. Postal Service, IBM, UPS, McDonald's, Target Corporation, Kroger, The Home Depot, General Electric, and Sears Holdings idi.[380]

Apple, Google, IBM, McDonald's ve Microsoft, Millward Brown tarafından yayınlanan bir dizine göre dünyanın en değerli beş markasıdır.[381]

STORES dergisinde yayınlanan bir 2012 Deloitte raporu, 2010 mali yılında perakende satış geliri ile dünyanın en büyük 250 perakendecisinin, bu perakendecilerin %32'sinin Amerika Birleşik Devletleri'nde yerleşik olduğunu ve ilk 250 toplam perakende satış gelirinin %41'ini oluşturduğunu belirtti.[382] Amazon dünyanın en büyük çevrimiçi perakendecisidir.[383][384][385]

2011 yılında dünyanın en büyük 20 yarı iletken üreticisinin yarısı Amerikan kökenliydi.[386]

Dünyanın en büyük hayır kurumlarının çoğu Amerikalılar tarafından kuruldu.

Amerikalı yapımcılar dünyanın en yüksek gişe hasılatı yapan filmlerinin neredeyse tamamını yaratıyor. Dünyanın en çok satan müzik sanatçılarının çoğu Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunmaktadır. ABD turizm işkolu her yıl yaklaşık 60 milyon uluslararası ziyaretçiyi ağırlamaktadır. Salam Standard'ın yakın tarihli bir araştırmasında, Amerika Birleşik Devletleri'nin dünyadaki toplam Müslüman seyahat harcamasının yüzde 24'ünü çektiğini veya neredeyse 35 milyar doları kasasına koyduğunu, ABD'nin küresel Müslüman turizm harcamasının en büyük yararlanıcısı olduğu bildirildi.[387]

Gelire göre Forbes en iyi 10 ABD şirketi[değiştir | kaynağı değiştir]

2013 yılında gelirlerine göre ilk 10 ABD şirketi için kaynaklara bakınız: [ [388][389] ]

Finans[değiştir | kaynağı değiştir]

New York Menkul Kıymetler Borsası dünyanın en büyük borsasıdır.

Borsa şirketlerinin menkul kıymetlerinin değeri ile ölçümlenen New York Menkul Kıymetler Borsası, dünyadaki diğer tüm borsalardan üç kat daha büyüktür.[390] Ekim 2008 itibarıyla, NYSE'de işlem gören tüm yerel şirketlerin toplam sermayesi 10,1 trilyon ABD dolarıdır.[391] NASDAQ başka bir Amerikan borsasıdır ve New York Menkul Kıymetler Borsası ve Japonya'nın Tokyo Menkul Kıymetler Borsasından sonra dünyanın üçüncü büyük borsasıdır. Bununla birlikte, NASDAQ'ın ticarî değeri Japonya'nın TSE'sinden daha büyüktür.[390] NASDAQ, ABD'deki en büyük elektronik ekran tabanlı hisse senedi alım satım pazarıdır ve yaklaşık 3.800 şirket ve kuruluş ile diğer borsalardan daha fazla saat başına işlem hacmine sahiptir.[392]

ABD borsasının uluslararası finans alanında oynadığı etkili rol nedeniyle, 2014'ün sonlarında bir New York Üniversitesi çalışması bunu kısa vadede yorumluyor ve makroekonomik temellerden bağımsız olarak risk alma istekliliğini etkileyen şoklar ABD borsalarındaki değişimin çoğunu açıklamaktadır. Uzun vadede, ABD borsası, işçiler ve hissedarlar arasındaki belirli bir üretim seviyesinin ödüllerini yeniden tahsis eden şoklardan derinden etkilenmektedir. Bununla birlikte, verimlilik şokları, ABD borsasındaki tüm cephelerdeki tarihsel borsa dalgalanmalarında küçük bir rol oynamaktadır.[393]

ABD finans endüstrisi, 1947'de toplam tarım dışı işletme kârının sadece %10'unu oluşturmuş, ancak bu 2010 yılına kadar %50'ye yükselmiştir. Aynı dönemde, GSYİH'nın bir oranı olarak finans işkolu geliri %2.5'ten %7.5'e yükselmiş ve finans endüstrisinin tüm kurumsal gelir oranı %10'dan %20'ye çıkmıştır. Diğer tüm işkollarına göre finans alanında çalışılan saat başına ortalama kazanç, 1930'dan bu yana en iyi %1 gelirliler tarafından kazanılan toplam ABD gelirinin payını yakından yansıtmıştır. New York'un finans sektöründeki ortalama maaş 1981 yılındaki 80.000 dolardan 2011 yılında 360,000 dolara yükselirken, ortalama tüm New York maaşları ise 40.000 dolardan 70.000 dolara yükselmiştir. 1988'de, 300 milyon dolardan az mevduatı bulunan yaklaşık 12.500 ABD bankası ve 300 milyon dolardan daha fazla mevduatı olan yaklaşık 900 ABD bankası varken, 2012'de ABD'de 300 milyon dolar altı mevduatı olan sadece 4.200 banka ve 300 milyon dolar üzeri mevduatı olan 1.800'den fazla banka bulunmaktaydı.

Toplam varlığa göre ilk on ABD bankası[394][395][396][397]
Sıra Banka adı
1 JP Morgan Chase
2 Bank of America
3 Citigroup
4 Wells Fargo
5 Goldman Sachs
6 Morgan Stanley
7 U.S. Bancorp
8 Bank of NY Mellon
9 HSBC North American Holdings
10 Capital One Financial

Bir 2012 Uluslararası Para Fonu çalışması, ABD finans işkolunun ekonomik büyümeyi yavaşlatacak kadar büyüdüğü sonucunu ortaya koymuştur. New York Üniversitesi Ekonomisti Thomas Philippon, ABD'nin yılda finansal hizmetler için 300 milyar dolar harcadığını ve sektörün %20 oranında küçülmesi gerektiğini tahmin ederek bu bulguları desteklemiştir. Harvard Üniversitesi ve Chicago Üniversitesi ekonomistleri, 2014'te araştırma ve geliştirme çalışanlarının kazandıkları her dolar için GSYİH'ya 5 dolar eklediklerini, ancak finans işkolu çalışanlarının, ödedikleri her dolar için GSYİH'nın 0,60 dolar küçülmesine neden olduğunu hesapladılar.[398] Uluslararası Yerleşimler Bankası tarafından yapılan bir çalışma, finans endüstrisinin ekonomik büyümeyi ve araştırma ve geliştirme temelli endüstrileri engellediğini söyleyerek benzer sonuçlara ulaştı.[399]

Geçmiş istatistikler[değiştir | kaynağı değiştir]

GSYİH[değiştir | kaynağı değiştir]

İstihdam[değiştir | kaynağı değiştir]

Üretim[değiştir | kaynağı değiştir]

Gelir[değiştir | kaynağı değiştir]

Tazminat[değiştir | kaynağı değiştir]

Ücret[değiştir | kaynağı değiştir]

Üretkenlik[değiştir | kaynağı değiştir]

Eşitsizlik[değiştir | kaynağı değiştir]

Sağlık harcamaları[değiştir | kaynağı değiştir]

Tarife oranları[değiştir | kaynağı değiştir]

Ticaret dengesi[değiştir | kaynağı değiştir]

Enflasyon[değiştir | kaynağı değiştir]

Amerika Birleşik Devletleri tarihsel enflasyon oranı, 1666-2019.

Federal vergi[değiştir | kaynağı değiştir]

Devlet harcamaları[değiştir | kaynağı değiştir]

Borç[değiştir | kaynağı değiştir]

Açık[değiştir | kaynağı değiştir]

Notlar[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. ^ "Grafik, orta sınıf bir aile için gerçek (yani enflasyona göre ayarlanmış) ortalama ücretlerin nasıl düştüğünü, mal ve hizmetlerin gerçek maliyetlerinin nasıl arttığını göstermektedir."

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. ^ "The Global Financial Centres Index 18" [Küresel Finans Merkezleri 18 Endeksi] (PDF) (İngilizce). Long Finance. Eylül 2015. 27 Şubat 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 22 Ekim 2016. 
  2. ^ a b "Report for Selected Countries and Subjects: April 2023". imf.org. International Monetary Fund. 31 Mayıs 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mayıs 2023. 
  3. ^ Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; IMF_forecast isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: Kaynak gösterme)
  4. ^ "FIELD LISTING :: GDP - COMPOSITION, BY SECTOR OF ORIGIN". The World Factbook. CIA, cia.gov. 2 Kasım 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2016. 
  5. ^ "CONSUMER PRICE INDEX – OCTOBER 2014" (PDF). bls.gov. İşgücü İstatistikleri Bürosu. 23 Aralık 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2022. 
  6. ^ "Income, Poverty and Health Insurance Coverage in the United States: 2013" [Amerika Birleşik Devletleri'nde Gelir, Yoksulluk ve Sağlık Sigortası Kapsamı: 2013] (İngilizce). US Census. 12 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2016. 
  7. ^ "OECD Factbook 2013: Economic, Environmental and Social Statistics" [OECD Factbook 2013: Ekonomik, Çevresel ve Sosyal İstatistikler] (PDF) (İngilizce). Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü. 
  8. ^ a b c "Employment status of the civilian population by sex and age". BLS.gov. Bureau of Labor Statistics. 5 Ocak 1997 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ekim 2020. 
  9. ^ "Doing Business in the United States 2013" [2013'te Amerika Birleşik Devletleri'nde İş Yapmak] (İngilizce). Dünya Bankası. 15 Aralık 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2016. 
  10. ^ "us-international-trade-goods-and-services-december-2021". Bureau of Economic Analysis-U.S. Department of commerce. 8 Şubat 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2022. 
  11. ^ "Exports of goods by principal end-use category" [Ana son kullanım kategorisine göre mal ihracatı] (PDF) (İngilizce). ABD Sayım Bürosu. 6 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 22 Ekim 2016. 
  12. ^ "Export Partners of the United States" [Amerika Birleşik Devletleri İhracat Ortakları] (İngilizce). CIA World Factbook. 2015. 1 Kasım 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2016. 
  13. ^ a b Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; Exports-Imports isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: Kaynak gösterme)
  14. ^ "Imports of goods by principal end-use category" [Ana son kullanım kategorisine göre mal ithalatı] (PDF) (İn