Fizik

Fizik (Grekçeφυσική (ἐπιστήμη), romanize: physikḗ (epistḗmē), lit. "doğa bilgisi"),[1][2][3] maddeyi, maddenin uzay-zaman içinde hareketini, enerji ve kuvvetleri inceleyen doğa bilimi.[4] Fizik, Temel Bilimler'den biridir. Temel amacı evrenin işleyişini araştırmaktır.[5][6][7][n 1] Fizik en eski bilim dallarından biridir. 16. yüzyıldan bu yana kendi sınırlarını çizmiş modern bir bilim olmasına karşın, Bilimsel Devrim'den önce iki bin sene boyunca felsefe, kimya, matematik ve biyolojinin belirli alt dalları ile eş anlamlı olarak kullanılmıştır. Buna karşın, matematiksel fizik ve kuantum kimyası gibi alanlardan dolayı fiziğin sınırlarını net olarak belirlemek güçtür.

Fizik, tüm bilimsel sahalar üzerinde etkilidir. Matematik, felsefe gibi soyut sahalara yeni sistemler sunar. Teknolojilerin kökeni tümüyle fizik bilimine yaslanır. Teknolojiler tarafından öylesine yoğun kullanılır ki fizik biliminin doğa bilimi olmaktan çıktığı iddia edilir hale gelmiştir. Örneğin, elektromanyetik, nükleer fizik ve malzeme bilimi günümüzde tıbbın ve hekimlik anlayışının, savaşların ve ticaretin, yönetim anlayışlarının tümünün uygulamasında kökten değişikliklere yol açmıştır. Ancak, bu etkilerin bilim olarak fiziğin değil insansal etkilerin sonucu olarak bu yöne evrildiği hatırlanmalıdır.

Fizikte Temel Kollar

[değiştir | kaynağı değiştir]

Fizikte gelişim süreci boyunca farklı kollar gelişmiştir. Temeli Newton Kanunları'na dayanan fizik koluna Klasik Fizik veya Klasik Mekanik denir. 20.yy ile birlikte iki ana kol daha eklenmiştir. Görecilik Mekaniği ve Kuantum Mekaniği.

Klasik Mekanik belirli hızların altında ve belirli boyutların üstündeki madde ve hareketini açıklar. Görecelilik Mekaniği, ışık hızında ve çok büyük mesafelerde gerçekleşen hareketleri inceler. Kuantum Mekaniği ise çok çok küçük parçacıkların etkileşimini inceler.

Bu temel üç fizik kolunun birbiriyle örtüşen birçok yanı bulunmasına karşın, birbirleriyle çelişen bulguları da vardır. Bu yüzden, bu üç fizik kolunu kapsayan ve çelişmeyen başka bir kuram arayışı, fizikçiler arasında halen devam etmektedir.

Fizikte Bilimsel Yöntem

[değiştir | kaynağı değiştir]

Bilimsel yöntem fizikçiler kadar, felsefecilerce de çok tartışılan bir konu olmuştur. Fiziğin kurucu ilkeleri deterministik sistem anlayışı üzerine oturur. Yani incelenen olayın hali hazırdaki bilgileriyle, geçmişine ve geleceğine dair de bilgi akışı açıksa (determinizm) o zaman kabul görür. Bu koşul klasik mekanikte tümüyle geçerlidir. Hatta, kuantum fiziğinde sorunlar yaratan durumlar gözlemlenmiş olmasına karşın onun için bile geçerlidir. Geçmiş ve geleceği kesin olarak saptanamayan olayların olduğu bir sistem dışlanır. Bu sorunun kökeninde mantık yasaları vardır. Klasik mantık anlayışında A, aynı anda hem A hem B olamaz. Bu koşul kuantum fiziğinin bulgu ve gözlemleriyle çelişir.

Tüm bunlara rağmen genel kabul görmüş bazı ilkeler bilimsel yöntem adı altında toplanabilir: Gözlem, hipotez, deney, çıkarım,

Tüm bilimsel çalışmalar en az bu dört süreçten geçmek zorundadır. Eğer bu yolların tümünden geçmiş, tutarlılık ve süreklilik sağlanmış bir olay ya da varsayım varsa, artık kurama hatta kanuna dönüşebilmesinin önü açılmıştır. Ta ki yanlışlana dek. Bilim, yanlışlana kadar tutarlı ve sürekliliği olan kuram ve kanunlarla yol alır.

Kuramsal Fizik ve Deneysel Fizik

[değiştir | kaynağı değiştir]
Astronot ve Dünya serbest düşüşteler.
Yıldırım bir elektrik akımıdır.

Kuramcılar yapılmış deneylerle uyuşan ve gelecek deneylerle sınanabilecek matematiksel modeller üretmeye çalışırlar. Deneyciler kuramsal öngörüleri test etmek ve yeni fenomenler gözlemlemek için deney yaparlar. Kuram ve deneyler birbirinden ayrı olarak geliştirilse de birbirlerine kuvvetli bir bağlılıkları vardır. Fizikteki gelişmeler sıklıkla ya deneyciler halihazırdaki teorilerin açıklayamadığı bir deney yaptıklarında ya da teorisyenler yeni deneylerin yapılmasına ışık tutan, deneylerle test edilebilir yeni öngörüler öne sürdüklerinde meydana gelir.

Kuram ve deney arasında gidip gelen fizikçiler fenomenolog olarak isimlendirilir. Fenomenologlar deneylerde gözlemlenen karmaşık fenomenlere bakıp onları temel kuramlarla ilişkilendirir.

Kuramsal fizik tarihsel olarak felsefeden ilham alagelmiştir. Elektromanyetizma Kuramı bu yolla bütünleştirilmiştir. Bilinen evrenin ötesinde, fiziğin kuram sahasına dahil olan varsayımlar da vardır; örneğin paralel evrenler, çokluevren, ileri boyutlar. Kuramcılar bu fikirleri halihazırdaki teorilerle bazı belli problemleri çözmek için öne sürerler. Böylece bu fikirlerin sonuçları deneylerle kıyaslanabilecek biçimde ortaya konur ve test edilebilecek öngörüler ortaya atılır.

Deneysel fizikçiler mühendislik ve teknoloji dallarına bilgi verdiği gibi bu dallardan bilgi de alır. Temel araştırma ile ilgilenenler parçacık hızlandırıcıları ve lazer gibi ekipmanlar dizayn edip kullanırken uygulamalı araştırma yapanlar genellikle endüstride çalışır ve manyetik resonans görüntüleme (MRG) ve transistör vb. teknolojilerin gelişiminde rol alırlar. Feynman'a göre, deneycilerin teorisyenler tarafından hiç araştırılmamış yerlere de yönelebilir.

Matematik ve diğer bilimlerle ilişkisi

[değiştir | kaynağı değiştir]

Assayer'de (1622), Galileo, matematiğin doğanın kendi yasalarını belirttiği dil olduğunu söyler. Fizikteki çoğu deneysel sonuç numerik ölçümler şeklinde gelir ve teoriler bu matematiksel sonuçları karşılamak için matematiksel formda olurlar.

Fizik yasaların keskin olarak formülize edilebileceği mantıksal çerçeveyi sağlamak ve öngörüleri sayısal olarak ortaya koymak için matematiği kullanır. Analitik çözümlerin bulunamadığı durumlarda sayısal analiz yapılır ve simülasyonlar kullanılabilir.

Fizik ile matematik arasındaki temel fark fiziğin nihai olarak materyal gerçekliğin açıklanmasıyla ilgileniyor olduğudur. Fizik teorilerin öngörülerini deney ve gözlem sonuçlarıyla karşılaştırmak suretiyle ilerler, öte yandan matematik dünyada gözlemlenebilecek şeylerin ötesinde, soyut kalıplarla ilgilenir. Buna rağmen ikisinin arasındaki fark çok kesin sınırlarla çizili değildir. Fizik ile matematik arasında kalan geniş bir araştırma sahası vardır; matematiksel fizik.

Fizik, temel olarak diğer birçok bilim ile iç içedir. Mühendislik ve tıp gibi uygulama sahaları fizik olmadan yol alamaz. Fiziğin ilkeleri diğer tüm doğa bilimleri için de geçerli olmak zorundadır. Enerjinin korunumu yasası gibi.

Fiziğin diğer temel bilimlerle ilişkisi yeni alt sahaların oluşmasını da sağlar: Örneğin kimyasal bileşenlerin yapısı, aktivitesi ve özellikleri onları oluşturan moleküllerin özelliklerinden çıkartılabilir. Bu temel özellikler ise kuantum mekaniği, kuantum kimyası, termodinamik ve elektromanyetizma gibi fiziğin alanlarıyla tanımlanır.

Felsefi Yönleri

[değiştir | kaynağı değiştir]

Fizik felsefi kökleri Antik Yunan felsefelerine uzanır. sinden alır. Tales'in maddeyi ilk kez karakterize etmesinden Demokritus'un doğayı bölünemez atomlara indirgemesine, Ptolemaios'un kristal gökkubbenin astronomisi çalışması ve Aristoteles'in Fizik'ine kadar farklı Yunan filozofları kendi doğa felsefelerini geliştirmişlerdir. 18. yy a kadar fizik doğa felsefesi olarak biliniyordu.

19. yüzyıl itibarıyla fizik diğer bilimlerden ve felsefeden pozitif bir bilim olarak ayrılmıştır. Diğer bütün bilimler gibi fizik de bilimsel metodunun yeterli bir tanımı için bilim felsefesine dayanır. Bilimsel metot a priori ve a posteriori gerekçelendirmeleri, verilmiş bir teorinin geçerliliğinin Bayesian inference ile belirlenmesini içerir.

Fiziğin gelişimi eski filozofların birçok sorusunu cevapladığı gibi ortaya yeni sorular da çıkarmıştır. Fiziği çevreleyen felsefi meseleler, fizik felsefesi, uzay ve zamanın doğası, determinizm ve empirizm, natüralizm ve realizm gibi metafiziksel görüşlerle ilgilenir.

Determinizm savunucusu Laplace ve kuantum mekaniğinin kurucularından Schrödinger gibi birçok fizikçi çalışmalarının gerisindeki felsefi görüşler üzerinde de yazmışlardır. Stephen Hawking matematiksel fizikçi Roger Penrose'u The Road to Reality (Gerçeğe Giden Yol) kitabından dolayı Platonist olmakla itham etmiştir. Hawking aynı zamanda kendisini de “utanmaz bir indirgemeci” olarak tanımlamış ve Penrose'la aynı felsefi konular üzerinde yazmıştır.

Isaac Newton (1643-1727)

Antik çağlardan bu yana insanlar doğanın nasıl davrandığını anlamaya çalıştılar. En büyük gizemlerden biri Güneş ve Ay gibi gök cisimlerinin hareketiydi. Çoğunluğunun yanlışlığı kanıtlanan teoriler ortaya atıldı.

Her olayın doğanın içinde bir nedeni olduğunu savunan filozof Tales (yaklaşık MÖ 624-546) doğal olayları açıklamak için kullanılan doğaüstü, mitolojik ve dinsel açıklamaları reddeden ilk kişi oldu. İlk fiziksel teoriler felsefi terminolojiyle anlatılıyordu ve bu yüzden sistematik deneysel test uygulamak mümkün değildi. Batlamyus ve Aristoteles'nun birçok çalışması gündelik gözlemlerle de örtüşüyor değildir.

Buna rağmen birçok antik filozof ve astronomun yaptığı öngörüler doğrudur. Leucippus (MÖ 5. yüzyılın ilk yarısı) atomizmi kurdu ve Arşimet mekanik, statik ve hidrostatik alanlarında suyun kaldırma kuvvetini de içeren birçok sayısal betimlemede bulundu. Orta Çağ, Müslüman fizikçilerle (en tanınmışı İbn-i Heysem'dir) birlikte deneysel fiziğin doğuşuna tanıklık etti; bunu erken dönem modern Avrupa fizikçilerinin (en tanınmışı Galileo Galilei ve Johannes Kepler'in çalışmalarının üzerinde klasik mekaniği inşa eden Isaac Newton'dur) modern fiziği şekillendirmeleri takip etti. 20. yüzyılda Albert Einstein'ın çalışmaları fiziğe günümüze değin süren biçimini kazandırmıştır.

Osmanlı döneminde de Fizik ifadesi yerine Hikmet-i Tabiyye kelimesi kullanılmıştır.[8]

Tanınmış Kuramsal Fizikçiler

[değiştir | kaynağı değiştir]

Fizik çok geniş bir yelpazeye sahip olsa da bazı temel teoriler birçok fizik dalında kullanılmaktadır. Bu teoriler deneylerle defalarca test edilmiştir ve yapılan deneyler ile bu teoriler arasında belli enerji ve boyut skalasında şu anki teknolojiyle ölçülebilir bir fark bulunamamıştır. Örneğin klasik mekanik nesnelerin hareketini nesneler atomik boyutların oldukça üstünde olduğunda ve hareketin hızı ışık hızın oldukça altındaysa doğru ve tutarlı bir biçimde açıklayıp tahmin edebilmektedir. Bu teoriler aktif çalışma sahalarına dahil olmaya devam etmektedir. Klasik mekaniğin önemli bir dalı olan kaos 20. yüzyılda, klasik mekaniğin Isaac Newton tarafından ilk kez formülize edilmesinden yaklaşık üç asır sonra keşfedilmiştir.

Bu merkezi teoriler daha spesifik konuları anlamak ve araştırmak için temel olmuşlardır. Bu teoriler klasik mekanik, kuantum mekaniği, termodinamik ve istatistiksel mekanik, elektromanyetizma ve özel göreliliktir.

Araştırma Alanları

[değiştir | kaynağı değiştir]

Günümüzdeki araştırma alanları kabaca katı hal fiziği, atomik, moleküler ve optik fizik, parçacık fiziği, astrofizik, jeofizik ve biyofizik olarak sıralanabilir. Bazı fizik bölümlerinde fizik eğitimi alanında da araştırmalar yapılmaktadır.

20. yüzyıldan bu yana fiziğin spesifik alanları oldukça özelleşmiştir ve çoğu fizikçi kariyeri boyunca sadece tek bir alanla ilgilenir olmuştur. Albert Einstein ve (1879-1955) ve Lev Landau (1908-1968) gibi fiziğin birden çok alanıyla ilgilenenler günümüzde çok az sayıdadır.

Fiziğin temel alanları, onlara bağlı alt branşlar ve teoriler

Yoğun madde fiziği

[değiştir | kaynağı değiştir]
Maddenin yeni bir halinin (Bose–Einstein yoğuşması) varlığını gösteren, Rubidium gazı atomlarının hız dağılımı verisi

Maddenin makroskopik özellikleriyle uğraşan dalıdır. Bir sistemi oluşturan parçacık sayısı Avagadro sayısına yakın ve bu parçacıklar arasındaki etkileşim kuvvetli olduğunda ortaya çıkan fazlarla ilgilenir.

Bu fazlardan en bilindik olanları atomların aralarında elektromanyetik kuvvetten doğan bağlarla birbirine bağlandığı, maddenin katı ve sıvı halleridir. Daha ilginç fazlara örnek olarak süperakışkanlık ve Bose-Einstein yoğuşması olarak adlandırılan, çok düşük sıcaklıklarda ortaya çıkan durumlar, yüklü parcacıkların süperakışkanlıklarından kaynaklı olarak bazı materyallerde meydana gelen süperiletkenlik, kristallerde görülen ferromagnetik ve antiferromagnetik fazlar verilebilir.

Yoğun madde fiziğinin geniş bir dalı olan Katı hal fiziği ise, sert ve şekil değiştiremeyen maddelerle özellikle de kristallerle ilgilenen fizik dalıdır. Katı hal fiziği oldukça sert ve şekli değişmeyen maddelerin elektriksel, manyetik, optik, esneklik (mekanik) gibi konulardaki özelliklerini araştırmaktadır.[9]

Yoğun madde fiziği günümüzde çağdaş fiziğin en geniş araştırma sahasıdır. Tarihsel olarak, şimdi yoğun madde fiziğinin bir dalı olarak kabul edilen katı hal fiziğinden türemiştir. Yoğun madde fiziği ismi ilk kez Philip Anderson tarafından çalışma grubunu yeniden isimlendirdiğinde (1967) kullanılmıştır. Kimya, malzeme bilimi, nanoteknoloji ve mühendislik dallarıyla ortak konulara da sahiptir.

Atomik, moleküler, nükleer ve optik fizik

[değiştir | kaynağı değiştir]

Atomik, moleküler ve optik fizik (AMO) bir ya da birkaç atomdan oluşan yapılar düzeyinde madde-madde ve madde-ışık etkileşimini inceler. Üç alan birbirleriyle karşılıklı ilişkileri, kullandıkları metotların benzerliği, enerji düzeylerinin ortaklığı sebebiyle tek bir isim altında toplanmıştır. Üç alan da hem klasik hem kuantum uygulamalarını içerir, makroskopik analizin tersine etkileşimlere mikroskopik analiz ile de yaklaşabilirler.

Atomik fizik atomlardaki elektron kabuklarıyla ilgilenir. Günümüzde atom ve iyonların kuantum kontrolü, soğutması ve çarpıştırılmasına, zayıf etkileşimli gazların (Bose-Einstein yoğuşması ve seyreltik Fermi dejenere sistemleri gibi) kolektif davranışlarına, fiziğin temel sabitlerinin yüksek duyarlılıkla ölçülmesine ve yapı ve dinamik üzerinde elektron korelasyonunun etkisine odaklanılmıştır. Atomik fizik çekirdek fiziği tarafından etkilenir fakat çekirdekler arası fizyon ve füsyon etkileşimleri yüksek enerji fiziğinin alanına dahildir.

Moleküler fizik çoklu-atom yapılarıyla ve bu yapıların madde-ışık bağlamında iç ve dış etkileşimleriyle ilgilenir. Optik fizik optikten farklı bir disiplindir, optik makroskopik objeler ve klasik ışık alanlarının kontrolüyle ilgilenirken optik fizik optik alanların temel özellikleri ve mikroskopik düzeyde madde ile etkileşimini inceler.

Atom Fiziği, maddelerin yapısını oluşturan atom ve atomlar arası ilişkileri, atomların ve moleküllerin yapılarını, dalga fonksiyonları, enerji düzeyleri, moleküler bağlar gibi atom fiziği kapsamındaki konuları irdeleyen bir fizik dalıdır.[9]

Optik; ışığın yapısını, ışığın kırılmasını, ışığın yansımasını ve kırınımını, ışığın girişim olaylarını ve ışığın davranışını, özelliklerini, madde ile etkileşimini inceleyen fizik dalıdır. Mercek, dürbün, mikroskop, teleskop gibi araçlar yapılırken fiziğin optik dalından yararlanılmaktadır.[9]

Nükleer Fizik ya da Çekirdek Fiziği, Atom çekirdeklerindeki olaylar bütünü ve etkileşimlerini inceleyen, çekirdeklerde bulunan parçacıkları; nötron ve protonları bir arada tutan nükleer kuvvetleri ve bunların etkileşimlerini inceleyen fizik dalıdır. Nükleer fizik uygulama alanları; nükleer tıp, manyetik rezosans, iyon implantasyonundan nükleer enerji üretilmesi, nükleer silah teknolojisi vb. alanlardır. Nükleer fizik, 1896 yılında Henri Becquerel ’in uranyum tuzlarının fosforesansını araştırırken radyoaktiviteyi keşfiyle başlamış, 1 yıl sonrasında J.J. Thomson ‘un elektronu keşfetmesi ve atomun iç yapıya sahip olduğunun fark edilmesiyle gelişim göstermiştir.[9]

Manyetizma ve elektrik fiziği

[değiştir | kaynağı değiştir]

Elektrik Fizik ya da Elektrik Fiziği; Elektrik yükünü, elektrik yükünün hareketleriyle oluşan elektrik akımını, yükün hareketsiz durumu ve potansiyelini inceleyen fizik dalıdır.[9] Manyetizma Fiziği, Demir, Nikel, Kobalt (Fe, Ni ve Co) benzeri maddeleri çeken cisimleri, mıknatısın çevresinde oluşan manyetik alan, manyetik kuvvet ve bunların etkileşimlerini araştıran fizik dalıdır.[9]

Yüksek enerji/parçacık fiziği

[değiştir | kaynağı değiştir]
Higgs bozonunun olağan bir görünümünü içeren, Büyük Hadron Çarpıştırıcısı'nın CMS detektöründe tetiklenmiş bir olay.

Parçacık fiziğinin konusu madde enerjinin temel yapıtaşlarının ve aralarındaki etkileşimin incelenmesidir. “Yüksek enerji fiziği” olarak da adlandırılır. Bunun nedeni birçok temel parçacığın doğal olarak oluşmaması ve diğer parçacıkların yüksek enerji ile çarpıştırılması sonucu ortaya çıkmasıdır. Bu çarpıştırmalar parçacık hızlandırıcılarla da yapılabilirler. Her ne kadar yoğun madde fiziği ile farklı enerji skalasında olsa da benzer yöntemler kullanırlar. Kuantum alan teorisi bu iki dalın da temel dili olarak kabul edilebilir.

Evrenin görünen ışık spektrumundaki en derin görüntüsü, Hubble Ultra Derin Alanı

Astrofizik ve astronomi fiziğin teori ve metotlarının yıldız yapıları ve evrimleri, güneş sisteminin temeli ve ilgili kozmolojik problemlerin aydınlatılması için kullanılmasıdır. Astrofizik geniş bir konu olduğundan mekanik, elektromanyetizma ve istatistiksel mekanik, termodinamik, kuantum mekaniği, görelilik, çekirdek ve parçacık fiziği, atomik ve moleküler fizik gibi fiziğin birçok alanından beslenir.

Karl Jansky'nin 1931'de gök cisimleri tarafından yayılan radyo sinyallerini keşfetmesi radyo astronomisinin kurulmasıyla sonuçlanmıştır. Astronominin öncüleri günümüzde uzayın keşfiyle ilgilenmekteler. Dünya atmosferinde meydana gelen pertürbasyon ve girişim fenomenleri uzay temelli gözlemleri kızılötesi, morötesi, gamma-ışını ve X-ışını astronomisi isin gerekli kılmıştır.

Fiziksel kozmoloji evrenin en büyük ölçeklerde nasıl oluştuğunun ve geliştiğinin incelenmesidir. Albert Einstein'ın görelilik teorisi bütün modern kozmolojik teorilerde baş rolü oynar. 20. yüzyılın başlarında Hubble'ın uzayın genişlediğini keşfetmesi (Hubble diyagramıyla gösterilmiştir) durağan evren modeli ve Big Bang kuramları açısından çok önemli bir yer tutmuştur.

Big Bang nükleosentezinin başarısı ve kozmik arka plan ışımasının keşfi Big Bang modelini 1964'te doğrulamıştır. Bu model iki teorik temele dayanır; Albert Einstein'ın genel görelilik teorisi ve kozmolojik prensip. Kozmologlar yakın dönemde evrenin gelişmesini açıklamak için, kozmik genişleme, karanlık enerji ve kara madde faktörlerini içeren ΛCDM modelini geliştirmişlerdir.

Fermi Gamma-ışını Uzay Teleskopu'ndan elde edilen bilgiler geçtiğimiz on yılda birçok keşif ve teorik olasılığın önünü açmış ve eldeki teorilerin düzeltilmesi ve daha iyi açıklanmasında yardımcı olmuştur. Kara maddenin açıklanmasını da sağlayan birçok keşfin önümüzdeki birkaç yıl içerisinde yapılacağı düşünülmektedir. Fermi kara maddeyi zayıf etkileşimde bulunan ağır parçacıklar ile açıklayabilecek bir kanıt aramaktadır, bunun LHC ve diğer yer altı parçacık hızlandırıcılarında yapılan deneylerle destekleneceği tahmin edilmektedir.

IBEX halihazırda yeni astrofiziksel keşifler üretmektedir: Güneş rüzgârının terminasyon şoku boyunca “kimse enerjik nört atom (ENA) ribonunu neyin ürettiğini bilmiyor, fakat herkes klasik heliosfer betimlemesinin – güneş sisteminin güneş rüzgârının yüklü parçacıklarını paketlemesinin yıldızlar arası 'galaktik rüzgâr'a doğru bir kuyruklu yıldız şeklinde püskürtülmesi – yanlış olduğu konusunda hemfikir.”

Evrensel kanunları bulmaya çalışan fiziğin teorilerinin farklı uygulama alanları vardır. Kabaca, klasik fiziğin yasaları atomik boyutların üzerinde ve ışık hızının altında olan sistemleri açıklamak için yeterli bir çerçeve sunar. Bu ön gereksinimler karşılanmadığında gözlemler klasik fiziğin tahminleriyle örtüşmez. Albert Einstein mutlak zaman ve mekan kavramları yerine uzay-zaman kavramını koyan özel görelilik kuramını geliştirdi ve böylece ışık hızına yaklaşan hızlardaki sistemleri açıklamak mümkün oldu. Max Planck, Erwin Schrödinger ve diğerlerinin atomik ve atom altı boyutlardaki sistemleri açıklamak için parçacıkların ve etkileşimlerin olasılıksal algılanışını içeren kuantum mekaniğini ortaya atmaları ile çok küçük boyutlardaki sistemleri deneylerle tutarlı bir biçimde açıklayabiliyoruz. Daha sonra, kuantum alan teorisi kuantum mekaniği ve özel göreliliği birleştirdi. Genel relativite yüksek kütleli ve büyük boyutlu yapıların açıklanması için dinamik, doğrusal olmayan bir uzay-zaman kavrayışı ortaya attı fakat bu teori diğer temel açıklamalarla henüz birleştirilemedi; söz konusu birleştirme için kuantum gravitasyonunu açıklayacak aday teoriler hâlen geliştirilmektedir.

Uygulamaları ve etkileri

[değiştir | kaynağı değiştir]
Arşimed'in vidası basit makine ile sıvıları taşıyor.

Uygulamalı fizik, genel olarak fiziğin özel bir kullanım sahasında geliştirilmesidir. Bir uygulamalı fizik programı genellikle jeoloji ve elektrik mühendisliği gibi birkaç uygulama disiplininden dersler içerir. Mühendislikten temel farklı uygulamalı fizikçinin özel bir düzenek tasarlamaması, bunun yerine, yeni teknolojilerin gelişimi ya da belli bir problemin çözümü için fiziği kullanmasıdır.

Yaklaşım uygulamalı matematiğin yaklaşımının benzeridir. Uygulamalı fizikçiler aynı zamanda fiziğin bilimsel araştırmada kullanımıyla da ilgilenebilirler. Örneğin akseleratör fiziğiyle ilgilenen fizikçiler daha iyi parçacık detektörlerinin yapımı için çalışabilirler.

Fiziğin mühendislikte geniş bir uygulama sahası vardır. Örneğin mekaniğin bir alt kolu olan statik köprü ve benzeri yapıların inşasında kullanılır. Akustiğin daha iyi anlaşılması daha efektif konser salonlarının yapılması için, benzer şekilde optiğin daha iyi anlaşılması optiksel araçların daha iyi ve kullanışlı üretilmesi için teorik zemin sağlar. Fiziğin anlaşılması daha gerçekçi uçuş simülasyonları, bilgisayar oyunları ve filmlerin üretilmesine yardım eder.

Standart kabule göre fizik yasaları evrenseldir ve zamanla değişmez; bu nedenle, belirsizlik içinde kalınan bazı sorunların çözümü için de fizik kullanılır. Örneğin, Dünya'nın merkezinin araştırılması ancak Dünya'nın kütlesi, sıcaklığı ve dönüş oranının bilinmesiyle mümkündür. Aynı zamanda fizik mühendislikte simülasyon üretilmesini sağlayarak yeni teknolojilerin gelişmesinde çok büyük bir rol oynar.

Fizikte interdisipliner (disiplinler arası) yöntemlerin yeri önemlidir ve diğer birçok alan fizik tarafından etkilenmektedir, örnek olarak ekonofizik ve sosyofizik verilebilir.

Hidrolik ve Hidrostatik Tablosu (1728 yılına ait "Ansiklopedi"den alınmıştır).

Güncel araştırmalar

[değiştir | kaynağı değiştir]
R. P. Feynman imzalı Feynman diyagramı
Fiziğin öngördüğü tipik bir olay: bir süper iletkenin üzerinde havada duran mıknatıs Meissner etkisini kanıtlıyor.

Fiziksel araştırmalar birçok farklı alanda gelişimini sürdürüyor.

Katı hal fiziğinde, çözülmemiş önemli teorik bir problem yüksek sıcaklıkta süper iletkenlik olgusudur. Diğer bir önemli katı hal fiziği uğraşıda elektronların spin özelliğinin kullanılarak elektronik işlemlerin yapılmasını amaçlayan spintroniktir. Bu konu ile bağlantılı diğer bir güncel konu ise kuantum bilgisayarın katı hal sistemlerinde gerçekleştirilmesidir.

Parçacık fiziğinde, Standart Model'in ötesinde ve temelinde başka bir fiziğin olduğunun deneysel bulguları ortaya çıkmaya başladı. Bunların en önemlilerinden bir tanesi nötrinoların kütlesinin sıfır olmadığının keşfine ilişkin bulgulardır. Bu deneysel sonuçlar uzun süre çözülememiş solar nötrino problemini çözmüş gibi görünüyor. Kütleli nötrinoların fiziği hâlen aktif bir teorik ve deneysel araştırma konusu. Parçacık hızlandırıcıları TeV mertebesinde enerjilerle parçacıkları çarpıştırmaya başladı. Deneyciler bu deneylerin sonucunda Higgs bozunumu ve süpersimetrik parçacıkları bulmayı umuyor.

Yarım asırdır süregiden, kuantum mekaniğiyle genel göreliliği tek bir kuantum gravitasyonu kuramında birleştirme çabaları henüz sonuç vermiş değil. Halihazırdaki aday teoriler M-teorisi, süper sicim teorisi, döngü kuantum gravitasyonu olarak sıralanabilir.

Birçok astronomik ve kozmolojik gözlem henüz tatmin edici biçimde açıklanmış değil. Bunlardan birkaçı; ultra-yüksek enerjili kozmik ışınlar, baryon asimetrisi, evrenin ivmelenmesi, galaksilerin anormal dönüş oranları.

Yüksek enerji ve kuantum fiziğinde ve astrofizikte elde edilen büyük gelişmelere rağmen kaos, türbülans vb. birçok günlük fenomen hâlâ tam anlamıyla anlaşılabilmiş değil. Dinamik ve mekaniğin zekice uygulanmasıyla çözülebileceği düşünülen kompleks problemler çözümsüz olarak duruyor; örnekler arasında kum yığınlarının oluşumu, sudaki titreşimlerin yapısı, su damlalarının biçimi, yüzey gerilimi fenomeninin mekanizması ve çalkalanan heterojen karışımların kendiliğinden dizilimi var.

Karmaşık (kompleks) yapıların 1970'lerden bu yana artan bir ilgiyle incelenmesinin birkaç nedeni var. Güncel matematiksel ve sayısal yöntemler ve bilgisayar işlem yetileri karmaşık sistemlerin gerçekçi modellenebilmesine olanak sağladı. Karmaşık fizik, aerodinamikte türbülansın araştırılması ve biyolojik sistemlerde model oluşumunun gözlemlenmesi gibi durumlarda da görülebileceği üzere, git gide disiplinler arası bir araştırma sahası olmaktadır.

  • Horace Lamb (1932): “Şimdi yaşlı bir adamım ve ölüp cennete gittiğimde iki konuda aydınlanmayı umuyorum; kuantum elektrodinamiği ve akışkanların türbülans hareketi. İlki konusunda daha optimistim.”
  1. ^ Evren terimi, fiziksel olarak var olan her şey olarak tanımlanır: uzay-zamanın tamamı, tüm madde biçimleri, enerji, momentum ve bunları yöneten fiziksel yasalar ve sabitler. Bununla birlikte evren terimi, kozmos veya felsefi dünya gibi kavramları ifade ederek, biraz farklı bağlamsal anlamlarda da kullanılabilir.
  1. ^ "physics". Online Etymology Dictionary. 24 Aralık 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Kasım 2016. 
  2. ^ "physic". Online Etymology Dictionary. 24 Aralık 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Kasım 2016. 
  3. ^ Grekçeφύσις, Grekçeφυσική, Grekçeἐπιστήμη. Liddell, Henry George; Scott, Robert; A Greek–English Lexicon at the Perseus Project
  4. ^ Maxwell 1878, s. 9 "Physical science is that department of knowledge which relates to the order of nature, or, in other words, to the regular succession of events."
  5. ^ Young & Freedman 2014, s. 1 "Physics is one of the most fundamental of the sciences. Scientists of all disciplines use the ideas of physics, including chemists who study the structure of molecules, paleontologists who try to reconstruct how dinosaurs walked, and climatologists who study how human activities affect the atmosphere and oceans. Physics is also the foundation of all engineering and technology. No engineer could design a flat-screen TV, an interplanetary spacecraft, or even a better mousetrap without first understanding the basic laws of physics. (...) You will come to see physics as a towering achievement of the human intellect in its quest to understand our world and ourselves."
  6. ^ Young & Freedman 2014, s. 2 "Physics is an experimental science. Physicists observe the phenomena of nature and try to find patterns that relate these phenomena."
  7. ^ Holzner 2006, s. 7 "Physics is the study of your world and the world and universe around you."
  8. ^ Redhouse's Turkish Dictionary, London, y.1880 (s.229)
  9. ^ a b c d e f "Fiziğin Alt Dalları". 19 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ekim 2015. 

Dış bağlantılar

[değiştir | kaynağı değiştir]