Birinci Pön Savaşı

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Birinci Pön Savaşı
Pön Savaşları

Savaş başlamadan önce M.Ö. 264'te Kartaca (gri), Roma (kırmızı) ve Siraküza (yeşil)
TarihMÖ 264 - 241
Bölge
Sonuç Roma zaferi
Coğrafi
Değişiklikler
Siraküza dışında bütün Sicilya, Romalılar tarafından ele geçirildi
Taraflar
Roma Cumhuriyeti Kartaca
Komutanlar ve liderler
Manius Messalla
Cnaeus Scipio
Marcus Regulus
Aulus Calatinus
Cornelius Asina
Gaius Catulus
Gaius Duilius
Hamilcar Barca
Hanno
Hasdrubal
Xanthippus


Birinci Pön Savaşı'nda Sicilya'daki muharebeler

Birinci Pön Savaşı, Kartaca ile Roma Cumhuriyeti arasında MÖ 264 - 241 yılları arasında gerçekleşmiş olan muharebelerdir. Bu muharebeler, iki devlet arasında yaşanan üç büyük savaştan ilkidir. Bu iki güç 23 yıl boyunca Batı Akdeniz hakimiyeti, öncelikle Sicilya Adası'nın ve civar suların kontrolü için mücadele etti. Kendi esas hakimiyet alanları olan İtalya Yarımadası ve Kuzey Afrika'dan daha küçük ölçekteki bu bölge için mücadele, Akdeniz ticareti açısından stratejik önemdeydi. Savaş başladığında, bugünkü Tunus sınırlarında yer alan Kartaca, Batı Akdeniz'de hakim güç durumundaydı. Ancak savaşın sonunda zafer Roma Cumhuriyeti'nin oldu ve Kartaca'ya son derece ağır antlaşma şartları ile büyük bir mali savaş tazminatını kabul ettirdi.[1]

Roma Cumhuriyeti ile Kartaca arasındaki savaşlar, Roma tarihinde "Punic Wars" (Pön Savaşları) olarak ifade bulmuştur. Bunun nedeni Kartacalıların Fenike kökenine atıfla, Latince'deki Phoenici sözcüğünden bir türetmedir. [2]

Bir önceki yüzyıl olan MÖ 3. yüzyıl ortalarında Roma Cumhuriyeti, İtalya Yarımadası'ndaki rakip güçleri yenilgiye uğratmış ve bölgedeki tek güç haline gelmişti. Yarımada, Cisalpina Galya (Po Ovası) dışında tümüyle Roma kontrolü altındaydı. Bu hakimiyet, zor kullanılarak yapılmış olması dolayısıyla bir husumetin üzerinde yükselmekteydi.[3] İlk Latin Birliği Latin Savaşı sırasında zor kullanılarak dağıtıldı.[4] Daha sonra Samnit güçleri üç devre halindeki Samnit Savaşları'nda yenilgiye uğratıldı[4] ve Pyrrhus'tan sonra birleştirilen Antik Yunan şehir devletleri olan Magna Graecia, Pyrrhic Savaşı sonucunda Roma otoritesine boyun eğmiştir.[4]

Roma'nın işgal ettiği topraklardaki yerli halkla olan teması, çağının diğer antik devletlerinnden oldukça farklıydı. Bu topluluklar, açıkça tanımlanmış birkaç grup içine giriyorlardı. Bu toplumlardan insanlar, Roma Ordusu'nda hizmet ettiklerinde dönüşlerinde farklı vatadaşlık haklarına hak kazanıyorlardı, tüm haklardan yararlanan Roma vatandaşı, oy hakkı olmadan Roma vatandaşı ya da Latin vatandaşı gibi. Bu durum, Roma askeri yapılanışına ayrı bir güç kazandırmıştır. En azından askere alınabilecek insan kaynaklarını, çeşitli biçimlere genişletilmiş vatandaşlık haklarıyla büyütmüştür.[3] Ordunun komutası normal zamanlarda seçilmiş Roma subaylarının elindeydi, ama kriz dönemlerinde komuta, en yüksek yetkili olan iki Konsül tarafından üstleniyordu.[3]

Kartaca, Batı Akdeniz'de hakim deniz gücüydü. Bir Fenike kolonisi olarak bugünkü Tunus yakınlarında kurulan Kartaca, yavaş yavaş Kuzey Afrika sahillerine ve iç bölgelerine hegemonyasını genişletti ve Balear Adaları'nda, Sardinya'da, Korsika'da, İspanya'nın güneyinde ve Sicilya Adası'nın güney yarısında koloniler oluşturdu.[4] Kartaca Ordusu, ağırlıklı olarak Kartaca vatandaşlarından oluşmuyordu, Ordu'nun esas gövdesini paralı askerler oluşturmaktaydı. Bu askerler çoğunlukla Hispania, Numidya ve Afrika'nın diğer yakın bölgelerinden gelmekteydi.[3]

Hem Roma Cumhuriyeti hem de Kartaca'nın Messana'ya ve Sicilya'nın İtalya kıyılarına en yakın yerleşimleri üzerinde nüfuz sahibi olmaya yönelik girişmeleriyle iki güç arasında çatışma başladı.[2] Esasen savaşı tetikleyen, Sicilya üzerindeki hakimiyet çatışması olmuştur. Aslında son iki yüzyıldır Roma ile Kartaca arasındaki, nüfuz bölgelerinin bölüşümüne hizmet eden antlaşmalar yapılmaktaydı. Bu anlaşmalar, Sicilya'da Romalı tacirlere de Kartacalı tacirler kadar serbest hareket olanağı sağlıyordu.[3]

Savaşın başlaması

[değiştir | kaynağı değiştir]

MÖ 288'de Sirakuza Kralı Agatokles'in tuttuğu bir grup İtalyan paralı asker olan Mamertinler, Sicilya'nın kuzeydoğusundaki Messana kentini ele geçirerek erkekleri öldürdüler ve kadınları alıkoydular.[5] Aynı sırada oy hakkı tanınmamış vatandaş statüsündeki askerlerden oluşan bir Roma birliği ayaklandı ve Rhegium'u (bugünkü Reggio Calabria) ele geçirdi. Roma kuvvetleri MÖ 270'te Rhegium'da kontrolü yeniden ele geçirdiler ve ayaklanmadan sağ kurtulanları şiddetle cezalandırdılar. Mamertinler kırsal alanları yağmalamaları nedeniyle, genişleyen bölgesel bir güç olan bağımsız Siraküza kentiyle çatışmaya girdiler. Siraküza tiranı II. Hiero Mamertinler'i Longanus Nehri kıyısındaki Mylae (günümüzde Milazzo) yakınlarında yenilgiye uğrattı.[6] Longanus Nehri yenilgisinden hemen sonra MÖ 265 yılında Mamertinler hem Roma Cumhuriyeti'nden hem de Kartaca'dan yardım istediler.[3] İlk hareket Kartaca'dan geldi, Hiero'yu daha fazla çatışma olmaması yönünde iknaya çalışırken Mamertinler de Messana'da bir Kartaca garnizonunun bulundurulması konusunda razı edildi. Pyrhus'a karşı Roma Cumhuriyeti ve Kartaca arasındaki mevcut ittifakın, iki kuvvet arasında dostane yakınlaşmayı ifade ettiğini düşünen Mamertinler, bu kez Roma'dan daha etkili bir koruma için ricacı oldular. Ancak Pyrrhus'la savaştan bu yana iki güç arasındaki rekabet gelişmişti ve artık daha üzün süre ittifak mümkün olmayacaktı.[5]

Roma'da, Mamertinlerin yardım talebine karşılık vererek Kartaca ile olası bir savaşa girip girmemek konusu ciddi biçimde tartışılır oldu. Romalılar, MÖ 271'de Rhegium'u, ayaklanan ayaklanan birliklerinden kurtarmış olsalar da bir şehri, meşru sakinlerinin elinden haince gasbeden Mamertinler'in yardımına koşmak istemiyorlardı. Fakat Roma'daki etkin güçler, Kartaca'yı Sicilya'ya kadar yayılmış bir güç olarak görmek de istemiyordu. Kartacalıların Messana'yı tecrit etmesi, onlara Sirakuza ile anlaşmak için bir fırsat verecekti, Sirakuza devreden çıkardıktan sonra Kartaca'nın Sicilya'yı ele geçirmesi tamamlanmış olacaktı.[6] Açmazda kalan Senato, Halk meclisinde Mamertinler'in yardım talebine olumlu karşılık verme kararı alınmadan önce komutanı atamıştı bile, Appius Claudius Caudex.[5][6]

Sicilya ve civarı muharebeleri

[değiştir | kaynağı değiştir]

Birinci Pön Savaşı'nın kara ve deniz muharebelerinin büyük bir kısmı Sicilya'da geçmiştir.[3]

Roma çıkarması ve Siraküza yönünde ileri hareket

[değiştir | kaynağı değiştir]
Roma kuvvetlerinin Siraküza harekâtı

Sicilya, yer yer dağlık bir adadır. Engebeli arazi ve diğer coğrafi engeller, askeri bir harekâtta geri bağlantıları emniyette tutmayı güçleştirmektedir. Savaş alanının bu özellikleri nedeniyle Birinci Pön Savaşı'nda kara muharebeleri ikincil derecede rol oynamıştır. Çünkü Birinci Pön Savaşı'nda her iki tarafın da stratejik hedefi Sicilya idi. Kara harekâtları, küçük çaplı birkaç akından ve çatışmadan, birkaç meydan muharebesinden ibaretti. Kuşatmalar ve ablukalar en yaygın büyük ölçekli harekâtıdır. Hem Roma hem de Kartaca açısından anakarayla deniz üzerinden takviye ve ikmal gerekliydi. Bu nedenle her iki ülke de askeri amaçlarla kullanılabilir limanlar elde ettiğinden itibaren, esas abluka hedefleri bu limanlar olmuştur.[7]

Sicilya'daki kara çatışmaları, Roma'nın MÖ 264 yılında Messana yakınlarına Appius Claudius Caudex komutasında[3] iki lejyon asker çıkarmasıyla başladı. Savaş öncesinde Kartaca her ne kadar deniz hakimiyetini elde tutuyorsa da Roma'nın Sicilya'ya asker çıkarması neredeyse hiç engellenmedi. Daha önce Sicilya'ya ulaşan Kartaca kuvvetleri Sirekuza ile ittifak halinde Messana'yı kuşatmıştı. Kentteki Mamertinler, Hanno komutasındaki Kartaca garnizonu tarafından kentten sürülmüştü.[6] Yine de Roma birlikleri kente sızmayı başardılar.Bu aşamada üç taraf arasında görüşmeler başlamıştır. Görüşmeler devam ederken Konsül Claudius önce Siraküza kampına saldırmasıyla Messana Muharebesi başlamış oldu.Sirakuza kuvvetlerini ve Messana'yı kuşatan Kartaca kuvvetlerini yendikten sonra Roma lejyonları güneye ilerledi ve Siraküza'yı kuşattı.[6] Bu tarihte görev süresi dolan Konsül Roma'ya geri dönmüştür. Bir sonraki sene iki Konsül komutasındaki 40 bin kişilik bir kuvvetle, Sicilya'daki Roma kuvvetleri takviye edildi. Bu takviye kuvvet, Sicilya'daki dengeleri tümüyle değiştirmeye yetmiştir.[3] Siraküza üzerindeki baskı yeni Konsüller Manius Valerius Messalla ve Manius Otacilius Crassus tarafından sürdürüldü. Kısa bir kuşatmadan sonra, herhangi bir Kartaca yardımı gelmeyeceğini gören Sirakuza Roma ile barış yaptı.[5] Antlaşma koşullarına göre Sirakuza bir Roma Cumhuriyeti müttefiki olacak, hafif sayılabilecek 100 gümüş talent tazminat ödeyecek ve esasen en önemlisi Sicilya'daki Roma birliklerine ikmal sağlamada yardımcı olacaktı.[5] Bu ikmal desteği Roma için son derece önemlidir. Çünkü deniz aşırı topraklarda bir ordu bulunduruyordu ve düşmanı güçlü bir donanmaya sahipti.[5][3] Siraküza'nın taraf değiştirmesi üzerine Sicilya'daki Kartaca etkisindeki diğer bazı küçük şehir devletleri de Roma tarafına geçtiler.[5] Siraküza, savaşın sonuna kadar Roma Cumhuriyeti'ne sadık kalmış ve Ada'daki Roma kuvvetlerini, özellikle lojistik açıdan desteklemiştir. Savaşın henüz başında Roma'nın sağladığı bu destek, savaş boyunca kara harekâtlarını yürütmede önemli bir avantaj sağlamıştır.[3]

Bu arada Kartaca, Sicilya'ya gemilerle nakledilerek Roma kuvvetlerinin karşısına çıkarmak için Afrika'da bir paralı asker toplamaya başlamıştır. Tarihçi Philinus'a göre teşkil edilen bu ordu 50 bin piyade, 6 bin süvari ve 60 savaş filinden oluşmaktadır. Philinus'un verdiği bu rakamlar abartılı görünmektedir.[5] Başka bir tarihçi Polybius ise ordunun kısmen Keltlerden, İberlerden ve Liguryalılardan oluştuğunu yazmaktadır.[3]

Sicilya Adası'ndaki önceki çatışmalarda Kartaca, Ada'nın belli bölgelerindeki güçlendirilmiş direnek noktalarına dayanarak kazanmıştı ve bu savaşı yürütme planları bu düzene dayanıyordu. Paralı askerler ordusu açık alanda Roma lejyonlarıyla çarpışırken güçlüce tahkim edilmiş kentler operasyonlarda bir savunma üssü görevi üstlenecektir.[5]

Bu kentlerden biri olan Agrigentum, Roma kuvvetlerinin bir sonraki hedefi olarak belirlenmişti ve bu hedef Agrigentum Muharebesi'ne yol açmıştır. Agrigentum, MÖ 262 yılında dört lejyondan oluşan iki konsül ordusu tarafından birkaç ay süreyle kuşatıldı. Agrigentum'daki Kartaca garnizonu durumun takviye gerektirdiğini bildirmeyi başardı ve kuşatmanın beşinci ayında Hanno komutasında bir takviye kuvveti bölgeye gelerek Erbessus'taki Roma ikmal üssünü imha etti.[6] Sirakuza'dan gelen ikmal hatlarının da kesilmesiyle bu kez Roma ordusu kuşatılmış oldu. Ancak General Hanno, kesin sonuçlu bir çatışmaya girişme atılganlığını göstermemiştir.[7] Bunun üzerine Romalı askerlere bir savunma çemberi inşa edilmesi için emir verildi.[6] Birkaç çatışmanın ardından, Roma ordusunda salgın hastalık baş gösterdi. Öte yandan Agrigentum'da da gıda maddesi stokları hızla azalmaktaydı. Her iki taraf da, kesin sonuçlu bir muharebenin, içinde bulundukları durumda daha tercih edilir bir çözüm olduğu noktasına varmıştır.[6] Roma ordusu, Kartaca takviye kuvvetleri karşısında Agrigentum Muharebesi'nde kesin bir zafer kazandı. Buna karşın kenti savunan Kartaca kuvvetleri çekilmeyi başarmıştır.[6] Bu andan itibaren Agrigentum savunmasız kalmıştı. Roma kuvvetleri kısa sürede kenti düşürdü, yağmaladı ve sivil halkı köle olarak aldı.[6][5]

Agrigentum'u ele geçiren Roma kuvvetleri bu aşamada Sicilya'nın büyükçe bir kısmını kontrol altına almışlardı. Ancak Ada halkının büyük bölümünün surlarla korunan kasaba ve kentlerde yaşıyor olması, öte yandan iki tarafın da kuşatma savaşları konusunda yetersiz olması nedeniyle, Sicilya'da hakimiyet kurmak uzun bir zaman dilimine yayılacaktır.[3]

Roma Cumhuriyeti MÖ 260 yılında ilk donanmasını teşkil etti.[3] Kartaca ile Roma arasındaki ilk deniz muharebesi de aynı yıl gerçekleşti. Lipari Adaları Deniz Muharebesi, Kartaca Donanması'nın kesin zaferiyle sonuçlandı.

Roma'nın filo inşası

[değiştir | kaynağı değiştir]

Birinci Pön Savaşı'nın hemen öncesinde Kartaca, yüzyıllardır denize dayalı ticaret sayesinde denizlerde büyük bir deneyim birikimine sahip olmuştu. Öte yandan Roma Cumhuriyeti'nin deniz savaşları konusunda gerçek bir deneyimi yoktu. Bununla birlikte Roma, yaşanan çatışmalar içinde Akdeniz'in kontrolünün ne denli önemli olabildiğini kısa sürede anlamıştır.[8] Yunan tarihçi Polybius'a göre, Agrigentum zaferi Roma'nın bir donanma inşa etme kararında önemli bir rol oynamıştır.[3] Savaşın ilk dört yılında Sicilya'ya asker ve malzeme nakliyatı Roma gemileriyle değil müttefiklerinin gemileriyle taşınmıştı.[3]

Roma Cumhuriyeti'nin ilk büyük donanması Agrigentum zaferinden sonra MÖ 261 yılında inşa edilmiştir. Bazı tarihçiler, Roma'nın gemi yapım teknolojisinin bir geçmişi olmamasından hareketle, savaş gemisi mimarisinin muhtemelen ele geçen ya da fırtına yüzünden Roma sahillerinde karaya vuran Kartaca savaş gemilerinden birebir kopyalanarak geliştirildiğini ileri sürmektedirler.[9] Diğer tarihçiler ise, Polybius'un yazdıklarına dayanan bu görüşü[6] kuşkuyla karşılamaktadır. Onlara göre, korsan gemilere karşı sahil açıklarında devriye gezen Roma gemileri göz ardı edilmemelidir. Dolayısıyla Roma'nın gemi yapım teknolojisine sahip olduğunu kabul ederler.[10] Konuya ilişkin bir diğer yaklaşım ise, gemi yapım teknolojisinin deniz aşırı Roma müttefiki Siraküza'nın desteğiyle geliştirilmiş olduğudur.[10] Durum ne olursa olsun Roma Cumhuriyeti gemi yapım teknolojisini savaşın başlangıcında hızla geliştirmiştir.[11] Dahası, Roma savaş gemilerinin, Kartaca savaş gemilerinden daha ağır ve güçlü olduğu kabul edilmektedir.[12] Bununla birlikte Romalı denizcilerin deniz muharebelerindeki deneyimsizliği handikap teşkil etmektedir.[12] Bunun sonucunda Roma savaş gemileri, "düşman" savaş gemilerini mahmuzlama konusunda görece daha hantal kalmaktadır.[8]

Corvus adı verilen bordalama köprüsü

Romalı gemi yapımcıları, deneyim eksikliğini telafi etmek ve denizde kara askeri taktiklerini kullanabilmek için inşa edilen yeni gemilerde, corvus adını verdikleri özel bir bordalama köprüsü geliştirdiler.[5][13] Kartaca esas olarak bir deniz gücüyken Roma Cumhuriyeti bir kara gücüydü. Geliştirilen bu bordalama köprüsü, Roma Donanmasına Kartaca'nın deniz savaşlarındaki deneyimini dengeleme olanağı sağlamıştır. Köprü, Kartaca gemilerine atılacak, üzerinden geçen Roma piyadesi Kartaca denizcileriyle, tıpkı kara muharebelerinde olduğu gibi göğüs göğse mücadele edebilecekti. Düşman gemiyi mahmuzlamak için manevra yapmak, çağın deniz savaşlarında standart hale gelmiş bir manevradır. Ancak bu manevrada kuşkusuz Kartacalı denizciler, Romalı denizcilerden çok daha ustadırlar. Bordalama köprüsü sayesinde mahmuzlama manevralarına girmek yerine Kartaca gemisine yanaşılacak, köprü uç kısmındaki çengellerle düşman gemiye sabitlenecek ve Romalı askerler Kartaca gemisine bordalama köprüsü üzerinden taarruz edecektir.[4][6]

Deniz muharebeleri

[değiştir | kaynağı değiştir]

Lipari Adaları Deniz Muharebesi Kartaca ile Roma Cumhuriyeti arasındaki Pön Savaşları'nın ilk deniz muharebesi olmuştur. Muharebe, MÖ 260 yılında oldukça küçük çaplı bir çatışma olarak gerçekleşti. Kartaca filosunda 17, Roma filosunda ise 20 savaş gemisi vardı. Konsül Gnaeus Cornelius Scipio komutasındaki Roma öncü filosu esasen Messana'ya giderek asıl donanmanın gelişini bekleyecektir. Ancak Konsül'ün ihtirasıyla Lipari limanına gelen filo, liman ağzını tutan Kartaca filosu tarafından baskına uğratılmış, çareszilik içinde teslim olmuştur.

Yeni silah corvus, ilk kez Mylae'de değerini kanıtlamıştır. Bu muharebenin sonucu ilk Roma deniz zaferiydi ve izleyen yıllarda da corvusun kullanılmasına devam edilecekti, özellikle Antik Dönem'in en büyük deniz muharebelerinden biri olan Ecnomus Burnu Deniz Muharebesi'nde. Roma'nın deniz savaşlarına getirdiği bu yenilik Kartaca'yı askeri taktiklerini yeniden gözden geçirmek zorunda bıraktı, çünkü denizlerde üstünlüğü Roma Cumhuriyeti'ne kaptırmak üzereydi. Ancak corvusa karşı etkili bir taktik geliştirilemedi ve deniz muharebelerinde Roma Donanması taktik üstünlüğünü sürdürdü.[14]

Mylae Deniz Muharebesi Mylae'nin kuzey açıklarında MÖ 260 yılında, Roma komutanı Dilius'la Kartaca komutanı Hannibal'i karşı karşıya getirmiştir. Tarihçi Polybius, Kartaca Donanmasında 130 gemi olduğunu yazmaktadır. Ancak Roma Donanması'ndaki gemi sayısına ilişkin bir rakam vermez.[6] Anlaşıldığı kadarıyla başlangıçtaki 120 gemiden[3] Lipari Adaları'nda kaybedilen 17 gemiden sonra, geriye 103 Roma gemisi kalmıştır. Ancak, ele geçirilen gemiler ve Roma müttefik gemileriyle birlikte bu rakamın 103'ten fazla olması gerekir.[9] Denizdeki deneyim birikimlerine güvenen Kartacalılar kesin bir zafer bekliyordu.[6]

Roma gemilerindeki taarruz köprüleri son derece başarılı sonuçlar getirdi. Roma Donanması, ilk elde yeterince yaklaşabildiği 30 Kartaca gemisini ele geçirdi. Kartacalılar corvusun rampalamasını önlemek için Roma gemilerinin etrafından dolaşmak, yandan ya da geriden mahmuzlamaya çalışmak zorunda kaldılar. Yine de corvus döndürülebiliyor ve mahmuzlamak için yaklaşmak zorunda olan gemilere rampalanabiliyordu.[6] Muharebenin devamında 20 Kartaca gemisi daha ele geçirildi. Sonunda Hannibal, sağlam kalan gemileriyle geri çekildi ve Roma Donanması'na kesin zaferi bıraktı.

Romalı komutan Duilius, çekilen Kartaca Donanması'nı izlemek yerine, Sicilya'daki Roma birliklerinin durumunu düzeltmek için Sicilya'ya yönelmiştir. Çünkü aynı sırada Segesta, Hamilcar kuvvetleri tarafından kuşatılmış durumdadır.[11] Çağdaş tarihçiler, Duilius'un neden Kartaca Donanması'nı izlemediğini merak etmişlerdir. Muhtemelen 80 gemi kalmasına karşın Kartaca Donanması halen Romalı komutanın yenilgiye uğratmayı umamayacağı kadar güçlü görülmüş olabilir.[9]

Bir sonraki muharebe yine denizde, MÖ 258 yılında gerçekleşmiştir. Konsül Gaius Sulpicius Paterculus ile Hannibal Gisco komutasındaki iki filo arasındaki bu küçük çaplı çarpışma, Sardinya Adası kıyılarında yapılan Sulci Deniz Muharebesi'dir.

Hamilkar'ın karşı atağı

[değiştir | kaynağı değiştir]
Hamilcar'ın karşı atağı

Roma ilerlemesi MÖ 260 yılında Agrigentum'dan batı yönünde, Macella'yı kuşatmak üzere devam etmiştir.[6] Kent, Roma tarafına geçti ve bu nedenle Kartaca kuvvetlerinin saldırısına uğradı. Adanın kuzeyinde, Mylae Deniz Muharebesi'yle elde edilen zaferin kanadı örtmesinden yararlanan Roma kuvvetleri Themae yönünde ilerlediler. Burada Hamilcar komutasındaki Kartacalılar tarafından MÖ 260 yılında yenilgiye uğratıldılar.[6] (Hamilcar, Kartaca'da sık rastlanan bir isimdir, Hannibal Barca'nın babasıyla karıştırılmamalıdır.) Kartacalılar bu zaferden yararlanarak MÖ 259 yılında bir karşı taarruza girişerek Enna'yı ele geçirdiler. Hamilcar güneye, Sirakuza bölgesindeki Camarina'ya ilerlemeye devam etti. Bu hareket tarzında amacı muhtemelen Sirakuza'yı tekrar Kartaca safına geçmek konusunda zorlamaktı.[9]

Roma ilerlemesinin devamı

[değiştir | kaynağı değiştir]
Roma ileri harekâtı MÖ 260-256.

Ertesi yıl, MÖ 258'de Roma, Enna'yı ve Camarina'yı geri alarak inisiyatifi yeniden ele geçirmiştir. Sicilya'nın merkezinde, daha önce iki kez saldırdıkları Mytistraton'u da ele geçirdiler. Roma kuvvetleri de Sicilya'nın kuzey sahilleri boyunca Panormus (günümüzde Palermo) yönünde ilerlediler. Fakat kenti ele geçiremediler.[6]

Aynı yıl, MÖ 257 yılında Konsül Gailus Atilius Regulus komutasındaki[6] bir Roma donanması ile Kartaca donanması arasında yapılan Tyndaris Deniz Muharebesi de Roma Cumhuriyeti zaferiyle sonuçlanmıştır. Çatışmada 17 Kartaca gemisi batmış, on gemi de ele geçirildi. Bu darbe üzerine Kartaca gemileri geri çekildiler.[6]

Afrika'nın istilası

[değiştir | kaynağı değiştir]
Afrika harekâtı

Agrigentum seferinin kazanımları ve birkaç deniz muharebesi zaferinin ardından Roma kuvvetleri ikinci büyük çaplı kara harekâtına başladılar.[15] Roma, Sicilya'da uzun süreli kuşatma muharebelerinden kaçınarak savaşa daha kısa yoldan bir çözüm arayışı içine girmiştir.[15] Bu amaçla, Kuzey Afrika'daki Kartaca kolonilerine saldırarak Kartaca'nın Akdeniz'deki gücüne darbe vurmak ve bunun sonucunda kendi şartlarını kabule zorlamak yolunu seçmiştir.[4][5]

Roma Cumhuriyeti, Kuzey Afrika'nın işgali amacıyla, orduyu ve her türlü askeri malzemeyi taşımak için nakliye gemilerinden ve koruma için savaş gemilerinden oluşan büyük bir filo inşa etmiştir.[15] Kartaca bu istila filosunu durdurmak için tarihçi Polybius'a göre 350 parçadan oluşan bir donanmayla harekete geçmiş,[6] ancak MÖ 256 yılındaki Ecnomus Burnu Deniz Muharebesi'nde yenilgiye uğramıştır.[5]> Kartaca filo komutanı Hamilcar Hanno, Konsül Marcus Atilius Regulus ve Konsül Lucius Manlius Vuslo Longus komutasındaki Roma Donanması'na Sicilya'nın Ecnomus Burnu açıklarında saldırmıştır.[15] Roma Donanması 250'si savaş gemisi, 80'i nakliye gemisi olmak üzere 330 parça gemiden oluşmaktaydı.[11][15] Kartaca Donanması ise 350 parça savaş gemisinden oluşuyordu. [6]

Kartaca Donanması'nın yenilmesi üzerine Marcus Atilius Regulus komutasındaki Roma ordusu karaya çıkmış ve Kartaca kırsalını yağmalamaya başlamıştır.[5] Kartaca Ordusu'nun büyük kısmı bu sırada halen Sicilya'dadır.[7] Başlarda Regulus başarılıydı, Adys Muharebesi'ni kazandı ve Kartaca'yı barış istemeye zorladı.[5]> Ancak Roma'nın öne sürdüğü koşullar öylesine ağırdı ki barış görüşmelerinden bir sonuç alınamadı. Regulus'un, görev süresi dolmadan savaşı bitirmek istediği, çabalarının meyvelerinin kendisinden sonra göreve gelecek Konsül tarafından elde edilmesini istemediği ileri sürülmektedir. Bu yüzden tek vuruşta Kartaca'yı yıkmak istemişti. İleri sürdüğü barış koşulları da bu yüzden fazlasıyla ağırdı.[7] Bu arada Kartaca Xanthippus adında Sparta'lı bir paralı askeri, Kartaca birliklerini eğitmesi için kiralamıştır.[4][5] Xanthippus komutasındaki Kartaca kuvvetleri Roma ordusunu Tunis Muharebesi'nde yenilgiye uğrattı ve Regulus'u tutsak aldı.[6][5] Tinus Muharebesi zaferi Kartaca'ya yeniden deniz üstünlüğünü sağlamıştır. Bu sayede Roma Ordusu'nu ana üslerinden tecrit etti.[6][5]

Ara dönem

Bu arada Roma, Afrika seferi kuvvetlerinden kalanları toparlamak için yeni bir donanma gönderdi. Bu yeni donanma, karşısına çıkan Kartaca donanmasını yenilgiye uğrattı ve kalan Roma kuvvetlerini başarıyla kurtardı. Ancak dönüş yolunda bir fırtına neredeyse tüm Roma Donanması'nı batırdı. Uğranılan bu yıkımla Roma Cumhuriyeti muhtemelen 90 binden fazla askerini kaybetmiştir.[5] Bu durum karşısında Kartaca'nın eline, Agrigentum'a saldırmak için bir fırsat geçmiştir. Ancak kenti elde tutabileceklerini öngöremediklerinden tahrip edip yağmaladıktan sonra tahliye ettiler.[16]

Sicilya'da yenilenen Roma taarruzları

[değiştir | kaynağı değiştir]
Yenilenen Roma taarruzları 253-251

Durumunu hızla toparlayan Roma Cumhuriyeti yeniden Sicilya'daki Kartaca direnek noktaları üzerine yürümüştür. İkiyüz gemiden oluşan yeni bir filoyu üç ay içide inşa ederek ve 80 bin kişilik bir kuvveti askere alarak MÖ 254 yılında Panormus (günümüzde Palermo) yakınlarında karaya çıktılar. Kent hem denizden, hem de karadan kuşatıldı. Kuvvetlere, o yılın Konsül'leri olan Aulus Atilius Calatinus ve Cornelius Scipio Asina komuta etmiştir. Panormus Kuşatması sırasında koçbaşları kullanılması, kuşatmayı oldukça etkili hale getirmiştir ve kent teslim olmayı kabul etmiştir. Öte yandan, Roma Cumhuriyeti Panormus'un bağımsızlığına ilişmemiş, herhangi bir yükümlülük de getirmemiştir. Bu durum civardaki diğer Sicilya kentleri üzerinde olumlu bir etki yaptı ve taraf değiştirmelerini sağladı. Kartaca'nın Panormus'ta çevre yerleşimlerden rehineler tuttuğu, bu insanların Roma yönetimi tarafından serbest bırakılması yönündeki söylentiler de bu eğimde etkili olmuştur.[11] Panormus'un kaybıyla Sicilya'daki Kartaca toprakları, Lilybaeum ve Drepana gibi iki direnek noktasının yer aldığı ve Ada'nın batı kıyıları boyunca uzanan dar bir kıyı şeridi halinede daralmış oldu. Roma Cumhuriyeti, doğrudan bu kentlere karşı bir kara harekâtına girişmek yerine, Libya'nın desteğini sağlamayı da umarak Kuzey Afrika'ya bir sefer düzenlemeye karar vermiştir.[11] Panormus'un alınmasıyla Sicilya'nın batı kesiminin büyük bir bölümü de ele geçirilmiş oldu. Aynı yıl, Ietas, Solous, Petra ve Tyndaris Roma Cumhuriyeti ile barış yaptılar.[9]

Öte yandan Lilybaeum'a (bugünkü Marsala) denizden bir saldırı da planlanmıştır. Lilybaeum, bu tarihlerde Sicilya'daki Kartaca gücünün merkezi durumundaydı. Aynı anda Kuzey Afrika'da da bir baskın gerçekleştirildi. Her iki Roma saldırısı da başarısızlıkla sonuçlanmıştır.[5] Lilybaeum'a saldıran Roma kuvvetleri geri çekilirken Kuzey Afrika'ya saldırmak için hareket eden filo, bir kez daha fırtınaya yakalandı ve yok oldu.[5]

Roma taarruzlarının devamı MÖ 250-249.

Sicilya'ya gönderilen Kartaca Ordusu Komutanı Hasdrubal, elindeki kuvvetlerle Panormus'u geri almaya karar vermiştir. Roma Konsüllerinden biri, görev süresi dolduğundan Roma Ordusu'nun yarısıyla birlikte Roma'ya dönecekti. Hasdrubal bunun bir fırsat yarattığını düşünerek MÖ 251 yılında Panormus'a saldırmıştır. Ancak Konsül Lucius Caecilius Metelius kuvvetleri karşısında yenilgiye uğradı.[11]

Ertesi yıl MÖ 250 yılında Roma Senatosu, Panormus Muharebesi'nin getirdiği zaferden de cesaret alarak Sicilya'da kesin netice almaya karar vermiştir. 240 gemiden oluşan yeni filo ve o yılın iki Konsülü, Aitilus Regulus ve Manlius Vulso Longus, dört lejyonluk bir kuvvetler Sicilya'ya gönderildi. Bu kuvvet, gemi mürettebatı ve lejyonların bağlı birlikleriyle birlikte 100 bin kişilik bir kuvvettir.[11] Donanmanın ve kara birliklerinin hedefi bu kez Lilybaeum'dur. Başlangıçta kent savunması 10 bin kadar paralı askerden oluşuyordu. Ancak Kartaca, kısa sürede denk bir kuvveti yakındaki Drepana limanı üzerinden kente getirmiştir. Drepana limanını etkisiz hale getirmek üzere Konsül Publius Claudius Pulcher komutasındaki bir donanma Drepana Deniz Muharebesi'nde yenilgiye uğradı. Donanma olmadan kuşatmaya devam eden Roma kuvvetleri sonuç elde edemediler. Lilybaeum Kuşatması, savaşın sonuna kadar sürdü.[11]

Roma saldırıları adanın güneybatı kesimine yönelmiştir. Bunun için Lilybaeum yönünde bir deniz seferi başlatıldı. İlerleme hattı üzerindeki Selinous ve Heraclea Minoa ele geçirildi, yakıldı ve yağmalandı. Lilybaeum üzerine yapılan bu sefer başarılı olmadı. Fakat Kartaca'nın Sicilya'daki esas dayanaklarına yönelen bu saldırılar, Kartaca yönünden Roma Cumhuriyeti'nin tüm Sicilya'yı ele geçirme kararlığının bir göstergesi olmuştur.[11] Roma Donanması Drepana'da Kartaca tarafından yenilgiye uğratılması üzerine Roma, taarruzunu karadan sürdürmek zorunda kaldı. Karadan yapılan harekâtla Lilybaeum'daki Roma kuvvetlerinin durumu rahatlatıldı ve Drepana yakınlarındaki tehdit oluşturan önemli bir şehir, Eryx alındı.[9]

Drepana açıklarındaki MÖ 249 yılındaki kesin sonuçlu deniz muharebesini kazanan Kartaca artık denizlere hakimdi. Roma Cumhuriyeti ise yeniden pahalı bir donanma kurmayı finanse edecek durumda değildi. Fakat Kartaca'da, toprak sahibi bir aristokrat olan Hanno önderliğindeki bir siyasi grup MÖ 244'te duruma hakim olmuştur. Bu grup, yeni bir savaşa karşıydı. Savaşın sona erdiği göz önüne alınarak savaş filosu tasfiye edilmeye başlandı. Bu durum, Roma Cumhuriyeti'ne deniz üstünlüğünü yeniden ele geçirmek için beklenmedik bir fırsat sağlamıştır.[11]

Sicilya savaşının sonları

MÖ 247 yılında Kartaca, General Hamilcar Barca'yı Sicilya'ya gönderdi.[17] Hamilcar'ın Panormus yakınlarındaki Heirkte'ye çıkması, Roma kuvvetlerinin ikmal merkezlerini ve limanı savunabilmek için geri çekilmelerini sağladı. Daha sonraki gerilla savaşı Roma lejyonlarını bağladı ve Kartaca kuvvetlerine Sicilya'da bir dayanak, bir köprübaşı sağladı. Bununla birlikte Roma kuvvetleri Hamilcar kuvvetlerinin etrafından dolaşarak Eryx'e yeniden yerleştiler.[11]

Muhtemelen Hamilcar'ın seferleri etkisiyle Roma Cumhuriyeti, varlıklı yurttaşlarından finanse ederek yeni bir filo kurdu. Konsül Gaius Lutatius Catulus komutasındaki bu Roma Donanması, Aegates Adaları Deniz Muharebesi'nde aceleyle kurulan ve eksik kadrolu Kartaca Donanmasını yenilgiye uğratmıştır. Hamilcar'ın Sicilya'da sağladığı denklik bu yenilgiyle çözüldü. Kartaca filonun büyük bir bölümünü bu muharebede kaybetmiştir. Üstelik, yeni bir donanma için gerekli parasal kaynak da, mürettebatta sağlama olanağı yoktur.[11]

Donanmanın desteği olmayan Hamircar Barca kuvvetleri Sicilya'da tecrit olmuş, barış istemek zorunda kalmış ve Sicilya'yı tahliye etmiştir.[11] Hamilcar Barca, esasen yenilmediğini vurgulamak için görüşmelerde Gesco adında bir subayını görevlendirmişti. Roma tarafında görüşmeci Lutatius'dur.[2][3]

Deniz muharebelerinin rolü

[değiştir | kaynağı değiştir]

Sicilya'da kara harekâtları yürütmenin zorlukları nedeniyle Birinci Pön Savaşı'nın muharebeleri çokluk deniz muharebeleri olmuştur ve bunlardan bazıları sonuç getirici muharebelerdir.[7] Bu savaşta tarafların deniz gücü her ne kadar belirleyici bir rol oynamışsa da, kara savaşlarını çıkmaza sokan yine deniz gücünün durumudur. Çünkü çağın donanmalarını "düşman"ın limanlarını ablukaya almakta yetersiz kalmaktadır. Dolayısıyla Kartaca, ablukaya alınmış olan kendi direnek noktalarını özellikle Sicilya'nın batı ucundaki Lilybaeum'u takviye ve ikmal edebilmiştir. Her iki taraf da büyük mali yüklere katlanarak yeni filolar oluşturmuştur. Bu durum hem Kartaca'da hem de Roma Cumhuriyeti'nde mali yapıyı önemli ölçüde sarsmış, savaşın gidişatını önemli ölçüde etkilemiştir.[18]

Her ne kadar deniz muharebelerini kazandıysa da Roma Cumhuriyeti bu muharebelerde ve fırtınalar dolayısıyla çok sayıda gemi ve mürettebat kaybetmiştir. En azından iki kez (MÖ 255 ve 253) tüm bir filo kötü hava koşullarından dolayı yok oldu. MÖ 255 yılındaki Camarina felaketi 270 gemi ve yüz binin üzerinde insan kaybına neden olmuştur. Tarihteki tek bir olayda en büyük kayıptır.[11] Fırtınalarda uğranılan bunca kayıp, corvusun gemi pruvasında yarattığı ek ağırlığın dengeyi bozduğu ve kötü hava koşullarında geminin batmasına yol açtığını akla getirmektedir. Daha sonraki yıllarda Romalı denizcilerin deneyimi arttı, gemilerin seyir düzeninde tehlikeli etkileri olan corvus düzeneği terk edildi.[19]

Devamı ve sonuçları

[değiştir | kaynağı değiştir]
237'deki Roma ve Kartaca toprakları

Roma Cumhuriyeti savaşın 23. yılında Birinci Pön Savaşı'nı kazandı ve Akdeniz'in hakim deniz gücü haline geldi. Savaşın sonunda iki devlet de hem mali yönden hem de insan kaynakları yönünden ağır biçimde hırpalanmıştır.[18] Korsika ve Sardinya Kartaca kontrolünde kaldı. Roma kuvvetleri Kuzey Afrika'da tutunamadı. Fakat Kartaca savaşın sonunda yıpratıcı bir savaş tazminatı ödemek zorunda kalmıştır. Bununla birlikte Roma Cumhuriyeti'nin özel yatırımcıları, özellikle savaş gemisi yapımında harekete geçirebilmesi önemliydi. Bu durum bir bakıma savaşın gidişatında esas gücü oluşturmuştur. Varlıklı sınıftan Romalılar, büyük karlar sağlayan bu alana yatırım yaptılar. Romalı tacirler, savaşın sonunda Roma Cumhuriyeti'nin elde edeceği kazanımların, yani Akdeniz ticaretinden pay kapabilmenin, yatırılan paraları fazlasıyla geri getireceğini hesaplamışlardı. Böylece Roma Cumhuriyeti yeniden ve yeniden donanma oluşturmayı başardı. Öte yandan Kartaca aristokrasisi bu tür yatırımlar konusunda isteksizliğini sürdürmüştür.

Her iki tarafın kayıpları konusunda kesin rakamlara ulaşmak oldukça güçtür. Bunun bir nedeni, tarihi kaynakların Roma Cumhuriyeti zaferinin değerini daha çarpıcı yönelik olma eğilimidir. Eldeki kaynaklara göre kara savaşlarının kayıpları da dahil olmak üzere savaşın kayıpları şöyledir.[6] Roma Cumhuriyeti kayıpları 700 gemi ve bunların bir kısmının mürettebatıdır. Kartaca ise 500 gemi ve bir kısım mürettebat kaybetti.

Bu kayıp rakamları kesin olmasa da her iki taraf için ağırdır. Tarihçi Polybius Birinci Pön Savaşı'nın kendi çağında, Büyük İskender'in savaşları da dahil olmak üzere savaş tarihinin kayıplar açısından en yıkıcı savaşı olduğunu yazmaktadır. Antik Roma tarihi üzerinde çalışan İngiliz tarihçi Adrian Goldsworthy, MÖ 3. yüzyıldaki Roma nüfus sayımı kayıtlarını inceleyerek yaklaşık 50 bin sivilin kayıp olduğu sonucuna ulaşmıştır. Bu rakama orduda görev yapıp da vatandaş statüsünde olmayan siviller ve ordudaki yardımcı birlikler dahil değildir.[17][18]

Barış koşulları

[değiştir | kaynağı değiştir]

Savaşın sonunda akt edilen Lutatius Antlaşması, Aegates Deniz Muharebesi'ndeki yenilgisiyle pazarlık gücünü kaybeden Kartaca'ya Roma Cumhuriyeti tarafından dikte ettirilmişti ve doğal olarak Kartaca için oldukça ağır koşullar içermekteydi. Antlaşma koşulları aşağıdaki gibidir.

  • Kartaca, Sicilya Adası'nı ve batısındaki Aegadian Adaları'nı tahliye edecektir.
  • Kartaca, elindeki savaş esirlerini fidye talep etmeden serbest bırakacaktır. Roma Cumhuriyeti ise elindeki savaş esirlerinin iadesi için oldukça ağır fidye talep etmektedir.
  • Kartaca, Sirakuza'ya ve onun müttefiklerine saldırmamayı taahhüt edecektir.
  • Kartaca, Sicilya Adası'nın kuzeyindeki bir grup küçük adayı (Aeolian Adaları ve ustica) Roma Cumhuriyeti'ne bırakacaktır.
  • Kartaca, Sicilya ile Kuzey Afrika arasındaki tüm küçük adaları (Pantelleria, Linosa, Lampedusa, Lampione ve Malta) tahliye edecektir.
  • Kartaca 2.200 talent (toplam 66 ton) gümüşü, on yıllık taksitler halinde ödeyecek, ayrıca bin talent (30 ton) ek tazminat da derhal ödenecektir.[6]

Devamındaki maddeler her iki tarafın ve müttefiklerinin birbirlerine saldırmayacağını ve karşı tarafın topraklarından asker toplamayacağını hükme bağlamaktadır. Bu durum Kartaca'nın İtalya'dan ve özellikle de Sicilya'dan paralı asker bulmasını önlemiştir. Ne var ki daha sonra Paralı Askerler Savaşı sırasında bu sınırlama geçici olarak ortadan kalkmıştır.

Politik sonuçları

[değiştir | kaynağı değiştir]

Savaşın bir sonucu olarak Kartaca devletinin mali kaynakları neredeyse tükenmiştir. Hanno, dağılmak üzere olan orduları düşen ücretlere razı etmeye çalıştı. Fakat tarihe Paralı Askerler Savaşı olarak geçecek bir iç çatışmanın patlak vermesini önleyemedi. Hamilcar Barca, Hanno ve diğer komutanların müşterek çabasıyla sürdürülen şiddetli çatışmalardan sonra Kartaca kuvvetleri paralı askerleri ve isyancıları yenilgiye uğrattılar. Ancak bu çatışmalar sırasında Roma Cumhuriyeti de Kartaca etkisini tüm Korsika ve Sardinya'dan silme fırsatını yakalamış oldu.[2]

Birinci Pön Savaşı'nın en belirgin politik sonucu Kartaca'nın deniz gücünün zayıflama çökmesidir. Barış antlaşmasında Kartaca'ya empoze edilen koşullar, Kartaca'nın mali durumunu zayıflatmayı ve kentin kendini yeniden toparlamasını önlemeyi amaçlamıştı. Roma cumhuriyeti tarafından dayatılan tazminat kentin mali durumunun bozulmasına yol açmış ve Kartaca'yı bu parayı ödeyebilmek için etki alanının başka bölgelerine yönelmeye zorlamıştır.[1]

Kartaca, kaybettiği etki alanlarını telafi edebilmek ve Roma'ya ödemek zorunda olduğu tazminatı çıkarabileceği zengin gümüş madenleri bulabilmek için bir arayış içine girmek zorundaydı. Bu amaçla MÖ 237 yılında Hamilcar Barca liderliğinde İberya'ya yöneldi, bir dizi seferle yarımadadaki etki alanını genişletmeye başladı. Hamilcar Barca'nın MÖ 229 yılında öldürülmesine karşın Kartaca kuvvetlerinin Ebro Vadisi boyunca ilerlemesi devam etti ve MÖ 228 yılında bugünkü Kartagena'yı "Yeni Kartaca" adıyla kurdular. Bu Kartaca yayılması İkinci Pön Savaşı'nın başlıca nedeni olmuştur. Kartaca, bu yayılmanın devamında Roma Cumhuriyeti'nin koruması altındaki Saguntum'u MÖ 218 yılında kuşattı ve Roma Cumhuriyeti ile yeni bir savaş dönemini başlattı.[20]

Roma Cumhuriyeti açısından Birinci Pön Savaş, İtalya dışına yayılmanın başlamasını ifade etmektedir. Sicilya, artık Roma Cumhuriyeti'nin bir müttefiki değil ilk eyaleti (Sicilya Eyaleti) oldu ve bir Roma kamu yöneticisi olan eski bir praetor tarafından yönetilmeye başlandı. Bu eyalet Roma'nın tahıl gereksinimi için önemli bir kaynak ülke olmuştur.[2] Ayrıca Sirakuza'ya, II. Hiero'nun ömrü boyunca Roma'nın bağımsız müttefiki statüsü verildi. Sirakuza, Marcus Claudius Marcellus tarafından İkinci Pön Savaşı sırasında yağmalanana kadar Sicilya Eyaleti'nin bir parçası değildi.[18]

Ayrıca bakınız

[değiştir | kaynağı değiştir]