Arnavut ciğeri

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Arnavut ciğeri
Ülke(ler)Türkiye
Bölgesiİstanbul
Ana malzemelerKuzu veya dana karaciğeri, yağ, acı biber, soğan, maydanoz

Arnavut ciğeri, geleneksel olarak soğan ve maydanoz ile servis edilen, acı biber ve baharatlanmış yağda kızartılmış kuzu veya dana karaciğer küplerinden yapılmış bir Türk yemeğidir.

Tarihi[değiştir | kaynağı değiştir]

Arnavut ciğerinin kökeni, on beşinci yüzyılda Rumeli'deki savaşlarla beraber İstanbul bölgesine göç eden Arnavutlara dayanmaktadır.[1] Balkanlardan Anadolu'ya göç eden insanlar kültürlerini de Anadolu'ya getirdiler. Seyyar karaciğer satıcılığı Arnavutların İstanbul'a getirdiği geleneklerden biridir. Osmanlılı gezgin Evliya Çelebi 17. yüzyılın sonlarında Arnavutları, Ohri, Korçë ve Hurupişte'den (modern Argos Orestiko) İstanbul'a gelmiş, kuzuların karaciğer, kalp ve böbreklerini satan kasaplar olarak tanımlanmıştır.[2] Arnavut ciğeri, Osmanlı döneminde Türk mutfağının da bir parçası olmuştur.[3]

Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir]

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. ^ Coşkun (28–29 Nisan 2016). "Küreselleşen dünyada göç sorunları ve Türkiye'nin bölgesel rolü [Migration issues in the globalizing world and Turkey's regional role]" (PDF). Aralik University: 97. 22 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 12 Haziran 2019.  "Kültürümüzün temel taşlarından olan semtlere (Arnavutköy, Arnavutkaldırımı), yemeklerimize (Arnavut ciğeri), kişilik özelliklerine (Arnavut inadı) adını verdiğimiz Arnavutların, Anadolu’ya ilk göçleri, yaşadıkları Arnavutluk toprağının Osmanlı Devleti yönetimine geçmesiyle başlamıştır."
  2. ^ 1453: İstanbul kültür ve sanat dergisi, Issues 14-15. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. Yayınları. 2012. s. 32. 5 Haziran 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Haziran 2020. 
  3. ^ Daily Life in the Ottoman Empire. ABC-CLIO. 2011. s. 225. ISBN 9780313064029. 5 Haziran 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Haziran 2020.  "As with their political and administrative practices, the Ottomans managed to assimilate the best of the culinary traditions they encountered and merge them with their own cooking customs and practices in such a way as to bring about the enrichment of their own cuisine. In this fashion, Albanian liver (Arnavut cigeri), Circassian chicken (Çerkes tavugu), Kurdish meatballs (Kürt köftesi), and Arab meatballs (Arap köftesi), were assimilated into the Ottoman Turkish cuisine, while kebabs, pilafs, böreks, dolmas (stuffed grape leaves), yogurt meals, biscuits, meals with olive oil, and syrupy desserts were introduced by the Turks to the countries they conquered."